ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 3043
Yazar: Fatma Barbarosoğlu
AKADEMİSYENDE İNGİLİZCE: ÇEYİZ SANDIĞI EŞYASI

Kullanışsız bir çeyiz olarak İngilizcemiz...

Tahmin ettiğim gibi Çarşamba günü yazmış olduğum yazıya 'pek' ses veren çıkmadı. Ne zaman geleceğimizi yakından ilgilendiren konularda yazsam böyle oluyor.

Ne zaman adam oluruz sorusunun cevabını 200 yıldır arıyoruz. Daha çok ararız. Neden mi? Geleceğimizi ilgilendiren konuları enine boyuna konuşmaktan- tartışmaktan kaçınıyor, ama 'Yumurtayı hangi ucundan kıralım' münazarası için bütün vaktimizi ve nakdimizi harcamalara doyamıyoruz.

'ÖSYM, IELTS denkliğini kaldırmakta haklı çünkü bu sınavı satın alanlar var' diyen okuyucu mesajları aldım. Kabul. Bunun ben dahi farkındayım. YDS'den geçemeyenler ne hikmet ise IELTS'den geçiyor. Hatta bazı yerlerde girilen TOEFL sınavlarında dahi 'satış' işleminin yapıldığı iddia ediliyor.

YDS için dershanelere giren akademisyenler YDS' ye değil IELTS'e yönlendiriliyor. Nasıl olur birisi sadece şıklardan ibaret iken diğerinde konuşma, dinleme ve yazma var denildiğinde hocanın vermiş olduğu cevap şöyle: 'YDS için ileri derecede İngilizce bilmek gerekiyor. IELTS için orta düzey bir İngilizce yeterli.'

Durum gerçekten böyle mi?

İngilizce'yi gerçekten bilenler IELTS sınavının hiç de kolay olmadığını söylüyor.

Hal ve vaziyet bu merkezde olduğuna göre, ÖSYM öncelikle bu kararını YDS müracaat tarihi bitmeden ilan etmeliydi ki umudunu IELTS'e bağlamış olanlar Eylül'e kadar beklemek durumunda kalmasın.

Yabancı dil sınavı dünya çapında bir ekonomi. ÖSYM, yılda iki defa değil en az 12 YDS sınavı yaparak bu ekonominin Türkiye içinde kalmasını sağlayabilir.

Diğer taraftan 'çeldirici' şıklarla adayların enerjisini boşa harcatıcı sorular yerine, bilenlerin kolaylıkla yapabileceği soru tiplerine ağırlık verilerek yığılmanın geometrik bir şekilde artmasının önüne geçilebilinir.

YDS'den yeterlilik almak için müracaatlar arttıkça başarılı ve sağlıklı sınav yapma imkânı da azalıyor. Üstelik ÜDS ve KPDS'de 'teknik' olarak sınav başarısı göstermiş olanlarla, YDS'si ancak mükemmel bir İngilizce öğrenerek geçebilecek olanlar arasındaki hakkaniyet sınırı üzerinde itina ile durulması gerekiyor. Sorular teknik olarak cevaplanabilecek düzeyde olsun demiyorum elbette, lakin fazla dolambaçlı ifadelerin olmadığı metinlere ağırlık verilmesi gerekiyor.

Şu soruya cevap arayalım lütfen:1980'li yıllarda üniversite profesörleri en az iki yabancı dil bilirken 2000'li yıllarda bir yabancı dil bilmeyen profesörlerin çok olduğu gerçeğini nasıl izah edeceğiz?

Seçim merkezî hale geldikçe sonuç da standart hale geliyor.

Bugün profesörler ve asistanları arasında usta çırak ilişkisi olduğundan bahsedebilir miyiz?

1980'li yıllarda hocalar asistanlarını, doktora öğrencilerini iyi dil öğrettiğinden emin oldukları hocalara gönderirdi. Yani birebir bir eğitim söz konusu idi.

1980'lerden itibaren dershane gerçeği hayatımıza girdi. Denetimsiz dil dershaneleri bize bir şey öğretti: Asla İngilizce öğrenemezsiniz.

Oysa dünyanın her yerinde insanlar sadece bir yılda okuyacak, yazacak ve konuşacak düzeyde İngilizce'yi öğreniyor ve hayatlarında kullanmaya başlıyor.

Bizim akademik hayattaki İngilizce maceramız ise, hiç kullanmayacağımız sandık işi çeyizlere benziyor. Çok emek, çok masraf lakin sıfır kullanım.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Fatma Barbarosoğlu
23-02-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 1
AHMET
SORGULANMASI GEREKEN
Tarih : 23-02-14

Asıl sorgulanması gereken noktayı ıskalıyoruz: "Akademik hayatta illa da niçin yabancı dil?" Sorulması gereken soru bu... Habervaktim'de Yener Dönmez bu mevzuda bir yazı yazmıştı. Orada Rusya ve Japonya'da akademik kariyerde yabancı dil mecburiyetinin kaldırıldığını söylemişti. Rusya ve Japonya ilim ve teknikte bizden geri mi? Yapılması gereken budur: Akademisyenlikte yabancı dil mecburiyetinin kaldırılması... Yabancı dil bilmek kötü mü? Bilakis çok güzel; hele de bir akademisyen için... Ama insaf! Binlerce kaabiliyetli, ilme katkı yapabilecek Anadolu çocuğunun önü bu mecburiyetle kesiliyor ve bu saha yabancı kolej zibidilerine kalıyor (kalacak gibi). Akademisyen'e tek sual sorulmalı: İlim âlemine ne getirdin? Bu suale doyurucu cevabı olanların yolu yabancı dil bariyeriyle kesilmemeli. Ha, ömür boyu imtihan imkânı verilsin, günün birinde muvaffak olursa "yabancı dili olan akademisyen" olsun. Kendine itimadı olan millet böyle yapar. Fatma Hanım'ın son paragrafı işin özünü ifade etmiş: "Bizim akademik hayattaki İngilizce maceramız ise, hiç kullanmayacağımız sandık işi çeyizlere benziyor. Çok emek, çok masraf lakin sıfır kullanım." Çok güzel! Hepsi bu!

 
AKADEMİSYENDE İNGİLİZCE: ÇEYİZ SANDIĞI EŞYASI
Online Kişi: 24
Bu Gün: 135 || Bu Ay: 7.178 || Toplam Ziyaretçi: 2.238.969 || Toplam Tıklanma: 52.331.683