ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÇARPIK VAZİYETLER
Okunma Sayısı: 1628
Yazar: Sema Karabıyık
YOZLAŞMIŞ BİR DEĞER OLARAK 'BAŞARI'

YOZLAŞMIŞ BİR DEĞER OLARAK 'BAŞARI'Fetih stratejileri başarı değerlerini yozlaştırdı, rekabetteki normal ilerleme yarışını birinci olmak adına korkunç bir arayışa dönüştürdü. Artık esas olan işini iyi yapmak değil; her zaman daha fazla kazanmak için hep daha iyisini yapmak. İşletme ideolojisi her bireyi beşeri sermayeye dönüştürdü. Aile istihdam edilebilir çocuklar yetiştirmek ve onları ekonomik savaşa göğüs germeleri için silahlandırmakla yükümlü küçük bir firma haline geldi.

Mükemmeliyet; birilerini karlılıkla ilgili gerekenleri yapmak için mecbur etmek amacıyla bazılarını saf dışı ederek dışlanmaya yol açıyor. Neticede şiddet sıradanlaşıyor, çalışma şartlarının kötüleşmesi, iş güvencesizliğinin artması performans yarışının normal koşulları haline geliyor.

Genelleşmiş rekabet övülerek bu ilkenin olumsuz sonuçları görmezden gelindiğinde; yarışta kalmak için mücadele etmek, kaybeden damgası yememek için stres, sürekli daha iyi olmanın yorucu gerilimi, tatmin olmayan takdir edilme isteği ile baş başa kalıyor kişi. İnsan en iyi olmak için birinci olmak zorunda olduğuna inandığı an rekabet sapkın bir hal almaya başladı.

Başarı ekip çalışmasına bağlıyken; başarıya göre terfi kişiye özel. Rekabet kızışıyor oysa gerekli olan işbirliği. Her çalışan kendisine ne yapması gerektiğini dayatan kuralcı bir dünyada inisiyatif yeteneğini kanıtlamak zorunda kalıyor. Tüm bu unsurlar çalışmanın toplumsal deneyiminin derin bir şekilde değişime uğramasına katkıda bulunuyor.

Bireysel başarı arayışı; ötekini, kendi çıkarından vazgeçmeyi veya ortak yararı düşünmenin önünde en büyük engel. Kişiyi kendi amacının kulu kölesi haline getiren bir etken.

'Zengin ve ünlü oluyoruz fakat bunu hak etmiyoruz' bu düşünce başarının ve değerlerin yer değiştirmesi sürecini mükemmel bir şekilde ortaya koyuyor. Zenginlik, ün ve takdir; yapılan işin değerinden çok ne kadar kazanıldığına bağlı.

Finansal kapitalizmin gelişmesiyle her bireyin benliği verimli kılınması gereken bir sermaye haline geldi. Bireyciliğin gelişmesiyle her bireyin benliği kendisinin başlıca yükü haline geldi diye yazar Sennett.

Çağdaş dünyanın özelliği tüm dünyanın ticaret yapması; ya satın alması ya da satması, yaptığı yatırımdan daha pahalıya yeniden satmak istemesidir. Girişimcilik değerlerinin hakim olduğu yeni dünya düzeninde her şey 'business'. Herkesten zenginleşmek için harekete geçmesi bekleniyor. Ticaret artık sadece alışverişi desteklemek ve herkesin ihtiyacı olan şeyi almasını sağlayan bir araç değil.

Burada gerçek bir toplum projesi ortaya çıkıyor; üretimci bir dünya için insanı girişimciye dönüştürmek. Yönetici; risk alma, karar verme, zor sorunları çözme, stresi kaldırabilme, bilişsel aynı zamanda duygusal zekasını geliştirme, tüm yeteneklerini karlılığın hizmetine sunma becerisine sahip ideal girişimci insan figürü olarak sivriliyor.

Çağdaş ekonomik rasyonelliğin ölçütleri; pragmatizm, rekabet, karlılık, etkililik, kazanç ve güç arzusu yaygın bir şekilde özel ilişkilere dair uğraşların yönetimine dönüşmekte olan şeye uygulanıyor. Özel alan yavaş yavaş işe özgü faaliyetlerin istilasına uğruyor. Yeni teknolojiler ofisin eve yerleşmesini sağlıyor.

Aile ilişkileri de işletme ideolojisine teslim olmuş durumda. İlişkideki anlaşmazlıkları, kadınlığı ve erkekliği yönetmek, ebeveyn ve çocuk arasında iyi bir iletişim sağlamak, uyumlu bir karşılıklı bağımlılık içinde herkesin özerkliğini desteklemek, kazanan bir ekip oluşturmak gibi yönetsel modelin bütün özellikleri aile cephesinde iş başında. Çocuk da verimli olması gereken bir sermaye. Ebeveynler insan kaynakları yönetimi mantığını çocukların eğitimine uygulayarak onlara değerlendirilmesi gereken bir sermaye gibi yatırım yapıyorlar. Kendini yönetmek bir zorunluluk haline geliyor ki bu konuya adanmış eserlerin hızla artması bunun göstergesi.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Sema Karabıyık
17-07-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
YOZLAŞMIŞ BİR DEĞER OLARAK 'BAŞARI'
Online Kişi: 24
Bu Gün: 246 || Bu Ay: 5.672 || Toplam Ziyaretçi: 2.236.246 || Toplam Tıklanma: 52.302.769