ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 1994
Yazar: Hüseyin Öztürk
HASAN KARAKAYA

HASAN KARAKAYARasulullah (s.a.v.)’ın şehrinde Hakk’a kavuştu. Ruhunu Allah’a, Mescid-i Nebevi’de Peygamberimizin “Cennnet Bahçesi’nde son iki rekât namazını eda ederek teslim etti.

Günü geldiğinde bir şekilde her canlıya nasip olacak bu teslimiyet, Hasan Karakaya için Allah’ın yazdığı kaderin bir yol haritası olarak Medine’de gerçekleşti.

Mekânının Cennet olması duamız ve niyazımızdır. Başta ailesi ve yakınları olmak üzere, gazetemiz mensuplarımızın ve okuyucularımızın başı sağ olsun.

Hasan ağabeyin Hakk’a yürüyüşünden itibaren Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere haberi olan dostlar, rahmet duaları ve Fatihalarla birbirlerini haberdar ettiler.

Ben de ilk haberi Çorum Milletvekili Salim Uslu’dan aldım. İnanılır gibi değildi ama haber güvenilen bir isimden gelmişti. Ardından Ankara’daki ağabeyimden geldi.



Allah rahmetiyle kuşatsın. Tartışmasız, sorgusuz, sualsiz Allah adamıydı. Bağımsız ve bağlantısız iman insanıydı.

Gecesini-gündüzünü Hakk davasına adamış ve inandığı yoldan dönmeden yürümüştür. Bu yürüyüş, Rasulullah (s.a.v)ın şehrinde son bulmuştur.

Elbet ölüm haktır lakin ne şekilde vukuu bulacağı belli olmadığı için kimin nerede ve nasıl dünyadaki nefeslerini tamamlayacağı bilinmez.

Hasan ağabey de bilemezdi ama mutlak sonun kendisi için hayırlı bir şekilde geleceğini tahmin ederdi. Amentüsü sağlamdı, istikametini bu çerçevede sürdürmekteydi.

Yaşadığına inandığı gibi ölüme de inanıyordu ve asla ölmekten korkmuyordu. “O’ndan geldik, O’na döneceğiz” düsturu, dünya yolculuğunun rehberiydi. Bu ışıkla yazıyor ve konuşuyordu.



Bizim gazetenin yayın kurulu toplantılarının “olmazsa olmazı” vardır. Toplantı başlarken Kur’an-ı Kerim meali okunur.

Toplantı öncesi gündeme dair meseleleri, sözlü veya yazılı olarak şimşek çakar gibi değerlendiren ve üzerinde beyin fırtınaları estiren Karakaya, toplantının başlama işareti olan Kur’an-ı Kerim’in masaya gelmesiyle birden sakinleşir ve teslim olurdu.

Mehmet Akif’in en çok sevdiği şu mısralarını kendisine yol arkadaşı edinmişti:

“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! ...

-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.



O haksızlığa tapmadan ve boyun eğmeden Hakk’a yürüdü. Bu sebeple de çok sevildi ve sayıldı. Yıllardır memleketimizin hangi köşesine gittiysem, ilk gönderilen selam Hasan Karakaya’ya olurdu. İltifatlar ve dualar önce ona edilirdi.

Yaklaşık 25 yıllık beraberliğimiz vardı. Bu kadar çok sevilen, sayılan, anılan ve “Allah razı olsun” diye dua edilen insan görmedim.

Hasan ağabeyinin Hakk’a yürüdüğüne elbet sevinenler olmayacak mı? Olacak. Onlara da şunu söyleyelim.

- Hasan Karakaya, bütün ibadetlerini Mekke ve Medine’de yerli yerince yaparak Rabbine kavuşmuştur. Ya sizin sonunuz nasıl olacaktır? Ruhu için El-Fatiha.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Hüseyin Öztürk
01-01-16
E mail: yeniakit.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
HASAN KARAKAYA
Online Kişi: 28
Bu Gün: 297 || Bu Ay: 2.856 || Toplam Ziyaretçi: 2.231.572 || Toplam Tıklanma: 52.264.559