ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 3066
Yazar: Ersoy Eryan
SÜNNETİ İNKÂRIN BEDELİ

SÜNNETİ İNKÂRIN BEDELİRahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...

İslam dininin emir ve yasaklarına uymak bütün Müslümanlar için bir vecibedir. Bu emir ve yasakları oluşturan en önemli unsur ise sünnettir. Sünnete uymamanın neticeleri gerek ayetlerde gerekse hadis-i şeriflerde belirtilmiştir. “O (İslâm’a girmeyip kâfir ola)nlar (kıyâmet günü belirecek) gölge yapan birtakım bulutlar içinde Allâh’ın (cezasının, azapla görevli) meleklerle birlik te kendilerine gelmesinden ve o (helâk edilme) iş(le-rin)in bitirilmiş olmasından başka bir şey beklemiyorlar. (Hakikatte tüm işler Allâh-u Te’âlâ’ya âittir. Dünyâda bazı işler kulların elinde gibi görülüyorsa da âhirette) bütün işler ancak Allâh’a döndürülecektir.” (Bakara, 210)

Müslümanlar Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)‘in sünnetine aykırı düşmeme konusunda şu ayeti kerime ile uyarılmıştır. “O Rasûlün (sizi önemli bir iş için) çağırmasını, aranızda bir kısmınızın diğer bir kısmı çağırması gibi (, katılıp katılmama hakkına sahip olduğunuz ve izinsiz ayrılmakta serbest bulunduğunuz bir çağrıya denk) tutmayın! Allah, içinizden birbirinin arkasına saklanarak gizlice yavaş yavaş (Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)`in cemaatinin) ara(sın)dan sıyrılıp çıkmakta olan o kişileri kesinlikle bilmektedir. Artık Onun emrine karşı duran o kişiler kendilerine (dünyada katliam, zelzele, zorba yönetim ve kalp katılığı gibi) büyük bir fitne(ve sıkıntı) isabet etmesinden ya da (ahirette) onlara çok acı verici büyük bir azabın çarpmasından sakınsın(lar)!” (Nur:63)

Kendilerinin Müslüman olduklarını iddia etmelerine rağmen Peygamber Efendimiz’e iman ve itaat etmeyenler de imansızlıkla karşı karşıya kalmışlardır. “Ama o (Allah’ın hidayetinden mahrum kalarak münafık ola)nlar (sadece dilleriyle):“Biz Allah’a da, o Rasûl’e de iman ettik ve (onların emir ve yasaklarına) itaat ettik!” derler. Sonra da işte bunun ardından onların içerisinden (bozgunculukta aşırı giden) bir fırka (bu iddianın gereğini yerine getirmekten) yüz çevirir. İşte onlar asla (makbul manada) mümin kimseler değildirler.” “Onlar Allah(ın kararın)a ve aralarında (ihtilaf ettikleri konuda) hüküm vermesi için O’nun Rasûlüne çağrıldıkları zaman birdenbire içlerinden bir fırka (haksız olduklarını bildikleri için, İslâm’ın hükmünden) yüz çeviricidirler.” (Nur:47-48)

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)‘e vefatından sonra onun sünnetine ittibasızlığı (sünnetine uymamayı) İslam alimleri haram kabul etmişlerdir. (Ebu Şam’e, Ef’alü Rasûl s.138) İmam-ı Şafii (Rahimehullah) Peygamber Efendimiz’e ittiba etmemeyi, Allah’a isyan sayarak hiçbir kimsenin sünneti terk etme konusunda tercih hakkının olmadığını söylemiştir. (Risale s.51) Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sünnetinden ayrılmamayı bütün Müslümanlara tavsiye etmiştir.

Bir gün Peygamber Efendimiz toprağın üzerine bir çizgi çizmiş; “Bu Allah’ın yoludur.“ buyurmuş, sonra o çizginin sağından ve solundan çizgiler çizmiş; “Bunlar da şeytanın yoludur.” buyurmuştur. Sonra da ilk çizdiği çizgiyi işaret ederek; “Bu yol benim hak yolumdur. Ona uyun, başka yollara uymayın.” buyurmuştur. (Darimî, Mukaddeme 23)

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Müslümanların sünnetleri terk edeceğini ta o zamandan bildirmiştir; “İslam, garip başladı, başladığı gibi garip olacak. Yılanın deliğine çekildiği gibi iki mescidin arasına çekilecektir. Müjdeler olsun o gariplere!” (Müslim, İman 232) “Garipler, sünnetimi ihya eden ve Allah’ın kullarına sünnetimi öğretenlerdir.” (İbni Abdilber, Cami 2-120)

Sünnetleri terk etme noktasında şu hadisi şerif bize asıl gerçeği gösterecektir: ”Benden sonra birbirlerinizin boyunlarını vurarak küfre dönmeyin.” (Müslim, Fiten 50) Peygamber efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), emrine uyulmaması noktasında çok ağır sözler söylerdi. Bu konuda şu olayı delil olarak sunabiliriz. Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke fethine giderken bir bardak su istemiş, herkesin göreceği bir yere çıkarak suyu içmiş orucunu bozmuştur. Ancak sahabelerden bazılarının oruçlarını bozmadığını öğrenince çok kızmış ve şöyle buyurmuştur: “Onlar asilerdir, onlar asilerdir.” (Tirmizi, Savm 18)

Bu fiil ve emir günümüzde de şeyh-mürit ilişkisi arasında aynen devam etmektedir. Şeyhin emirlerine, te’villerle yaklaşan insanlar bu hataya düşmüşlerdir. Sünneti terk etmek, sünneti imate etmek demektir. Yani bidatları ortaya çıkarıp İslam’dan uzaklaşmak demektir. Sünneti ihya eden insanlar mutlaka her yüzyılda bulunmuştur. En büyük keramet, sünnet üzere istikamettir. Günümüzdeki hastalıklardan bir tanesi de “Peygamber günümüzde yaşasaydı şöyle şöyle giyinir, şöyle şöyle konuşurdu” saçmalığıdır. Şart gerçekleşmeden cevap üzerine hüküm bina edilemeyeceğine göre bu cümle de batıl bir cümle olup özellikle Ankara Ekolü ve Modernistler tarafından çokça dile getirilip savunulmuştur. Sünnete muhalefet; batışın ve gaflete dalmanın en büyük göstergesidir.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ersoy Eryan
02-07-16
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
SÜNNETİ İNKÂRIN BEDELİ
Online Kişi: 31
Bu Gün: 102 || Bu Ay: 3.106 || Toplam Ziyaretçi: 2.232.046 || Toplam Tıklanma: 52.268.972