ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 131
Yazar: Ayhan Demir
MESULİYET KABUL EDİLMEZ!

Bir süredir, “mesuliyet” bahsini kafamda gezdirip duruyorum.

Mutlaka görmüşsünüzdür. Bazı mağazalarda, lokantalarda ve otoparklarda, şu ifade yer alıyor: “Mesuliyet kabul edilmez!”

Mesuliyetin karşısına sorumluluk kavramını koyamayız. İşin içinden bu şekilde çıkamayız.

Sorumluluk, akıldan; mesuliyet ise kalpten doğar, vicdandan beslenir. Vicdan, insanın özüdür. Vicdanı olan, mesuliyeti olandır.

O halde şunu söyleyebiliriz: Sorumluluk maddi, mesuliyet manevidir. Bu yüzden, ‘sorumluluk almak’ ve ‘mesuliyet duymak’ deriz. Biri almak, diğeri duymak…

İnancım odur ki, güzel ahlak ve mesuliyet, kardeştirler. Mesuliyet duygusu olmayanın hem mahcubiyet, hem de mensubiyet duygusu olmaz. Rahmetli Nurettin Topçu, “Mesuliyetimiz, imana dayanan bir duygudur” diyor. Milli ve dini duygulardan nasipsiz olanlar, mesuliyetten de yoksundurlar. 

Bir taraftan mesuliyetlerimizi yerine getirmeye çalışırken, bir yandan da Âşık Veysel’in o türküsünü çığırıyoruz: “Anlatamam derdimi dertsiz insana.”

Öncelikle şunu söylememiz gerekiyor: Herkes önce kendini düzeltsin.

İçinde en ufak bir mesuliyet hissi bulunmayan, kendisine emanet edilen müesseseleri batırmaktan çekinmeyen, sonra hiçbir şey olmamış gibi karşımıza çıkan nice insan gördük, görüyoruz. Onca insanın emeğini ve umudunu yok ediyor ve sonra hiçbir mesuliyet duymuyorlar.

İnsanların hayatıyla oynayıp da hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edenlere bir bakın. Yüzlerinde herhangi bir mahcubiyet ifadesi görebiliyor musunuz? Mesuliyet, mahcubiyet ve mensubiyet duygusu olmayanın davası olur mu?

Başarısız olmalarına ve birtakım zaaflar göstermelerine rağmen, işledikleri suçlar karşılıksız kalıyor, hatta terfi ediyorlar. Olan, fedakâr insanlara, mesuliyet gömleği giymiş olanlara oluyor. Başarı, çoğunlukla cezalandırılıyor.

Ne kadar acı…

Bize emanet edilen imkânlar, babamızın değil, ümmetin malıdır. İçinde bulunduğumuz her durumdan, makam ve mevkiine göre, en büyükten en küçüğe kadar herkese bir mesuliyet payı düşmektedir. Bunun mesuliyetini hissetmeliyiz.

Bir örnek vereyim ki, demek istediğim daha iyi anlaşılsın: Kudüs’ü koruyamamanın mahcubiyetini ve bu toprakları İsrail işgalinden kurtarmanın mesuliyetini hisseden kaç Arap ülkesi var?

Bir tane daha: Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerinin acıklı durumuna itiraz eden, sesini yükselten ve buradaki Çin zulmünü durdurmanın mesuliyetini hisseden kaç Türk devleti var?

Kuşkusuz bu örnekleri çoğaltabiliriz. Ama gerek yok. Canımızı sıkmamak için bu kadarı ile yetinelim.

Bu soruları mesuliyet, mensubiyet ve mahcubiyet duygusu olan her Müslüman’ın evvela kendisine sorması gerekir.

Manzara her şeyi anlatıyor. Başka bir söze gerek yok.

Yine de bu örneklerden yola çıkarak, rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: Mesuliyetimiz çok büyük. Mahcubiyetimiz de...

Ellerimizde mesuliyetin altın kovaları var. Altının rengi gözlerimizi kamaştırmasın. Kuyumcuya değil, çeşmeye gitmeliyiz. Onlarla ümmete su taşımalıyız.

Hakkı teslim etmek gerekirse, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesuliyet başlığı altındaki birçok maddede başarılı sınav vermiştir. Ancak çevresinde, dirayetli insan sayısı yok denecek kadar azdır. Bu sebeple, Sayın Erdoğan’ın iyi bir çevre temizliği yapması şarttır. 

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ayhan Demir
21-02-24
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MESULİYET KABUL EDİLMEZ!
Online Kişi: 8
Bu Gün: 84 || Bu Ay: 10.776 || Toplam Ziyaretçi: 2.224.382 || Toplam Tıklanma: 52.199.204