ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : EDEBİYAT / OKUMAK
Okunma Sayısı: 2145
Yazar: Dr. Hamdi Kalyoncu
BEYNİN YIKILIŞI VE OKUMAMAK

Okumamakta direnenleri orta yaştan sonra bekleyen tehlike; "Demans" yani "bunama"dır!

Alkol, uyuşturucu, sigara, sters, gece hayatı, bazı metabolik hastalıklar, beyini ilgilendiren enfeksiyonlare ve yine beyin dokusunun azalmasına sebep olan Aizheimer benzeri dejeneratif beyin hastalıkları ve kafa travması gibi sebeplerin beyin üzerinde meydana getirdiği yıkım erken yaşlarda bunamayı getirir. Beyin dokusunun yıkımı, yani sinir hücrelerinin azalması, zihni fonksiyonların gerilemesi sonucunu doğurur. Bu durum bazen o kadar ileri boyutlara varır ki, oluşan "bunama" tablosu birçok kimse için hayatın trajedik bir tarazda sonlanmasını kaçınılmaz hale getirir.

Bu demans tablosunun bilinmesi, anlaşılması, bundan koruyucu bir ilaç gibi olan "Oku" emrinin kıymetini ve önemini daha iyi anlamamıza ve ciddiye almamıza yardımcı olacaktır.

Dementia= Demans: Akıldan yoksun olma manasında bir kelimedir. "Ment" akıl, "de"=den, dan manası taşır, "ia" olumsuzluk ekidir. Bu kelimeyi ilk kez M.S. I.yy'da Celsus kullanmış.. XVIII. yüzyıl sonlarına kadar "delilik" anlamında kullanılmış, XIX. yüzyıl sonlarına kadar kronik beyin hastalığı nedeniyle geri dönüşü olmayan akıl bozukluğu olarak tanımlanmıştır.

Demans bir semptomlar ve bulgular kompleksidir. Ve kimse bu tehlikeden uzak değildir. Bellek bozuklukları Demansın ilk belirtilerindendir. Unutkanlık, sorulara verilen cevaplarda duraklamalar şeklinde ılımlı düzeyde olabileceği gibi hastanın; işini, kendi ismini, günlük olayları hatırlamakta zorlanması şeklinde ileri düzeylerde de olabilir." (119) Doç.Dr.Yahya Karahan,age, s.35

Hafıza: Uyaranların algı aracılığıyla oluşturduğu anıları, izleri kalıpları, simgeleri, depolama, saklama beyin bölgelerine yerleştirme, yenileri ile birleştirme, hatırlama, canlandırma işlevlerini yerine getirir. Yani geçmişe ait tecrübelerin korunması, duruma göre uyumu ve bunlara dayalı olarak yenilere hazırlıklı bir fonksiyondur.

Geçici olan bellek parçaları kalıcı hale getirilir. Bu depolama sürekli değildir, yeniden yapılandırma ile yeni ayrıntılar eski yani depodaki bilgilerle ilişkilendirilerek eski bilgilerde bir yerde kontrol edilmiş olur. Hafızadaki bilgilerin kullanılması ve yapılandırılması için bilgiler depodan geri çağırma ve tarama işlemleri yapılır. Bu her ikisi de hatırlama dönemiyle ilgili bir organizasyondur. Bilgi seçilir, yenileri ile ilişkisi gözden geçirilir, gerektiğinde depolara tekrar gönderilir. Hafıza, davranışta nispeten kalıcı değişikliklerle sonuçlanan bir procestir. Asla gözlenemez, ancak anlaşılabilir.

Hafıza beynin bütün karmaşık eylemlerinde esas rollerden birini oynar ve  uyanıklık, dikkat, algılama, duygulanımla yakından ilişkilidir.

Önceden bilinmeyen durumlar karşısında amaca yönelik davranış gösterilmesi anlamına gelen adaptasyon kapasitesi, büyük oranda çevreden gelen enformasyonun (bilgilerin) kaydedilip saklanmasına yani hafıza fonksiyonuna dayanır.

İşte insan beyin fonksiyonları için son derece önemli olan bu yetenek demansın oluşmaya başlaması ile yıkılma sürecine girer.

Demansın Devreleri ve Belirtileri

"İlk Devre: Başlangıç genellikle siliktir, ilk belirtiler somatik (bedensel) bir hastalık veya psikolojik bozukluğu düşündürebilir, tabloda atipik özellikler fazladır. Enerji ve istek kaybı, bencillik, ve duyarlık kaybı, kuşkuculuk ve mükemmeliyetçilik, ayrıntılara karşı dikkatsizlik, emosyonel uygunsuzluk ve yetersizlik, uygunsuz fıkra ve şaka yapma, kişisel temizlik alışkanlıklarının bozulması, bellek bozuklukları ön plandadır.

Orta devrede hastalık belirtileri daha belirgin hale gelir. Kognitif (zihni) fonksiyonlarda bozulma ile yakın hafıza kusuru bu devrede ortaya çıkar, uzak bellek nispeten korunmuştur. Yargılamada bozukluk, oryantasyon bozukluğu (bulunduğu yer ve zamanı bilememe) bozukluğu, konfüzyon (zihni bulanıklık, şaşkınlık hali), katastrofik  reaksiyon (eskiden bilip de şimdi yapamadığı şeylere karşı reaksiyon) görülebilir.. Perseverasyon (cinsel problemler), dikkatte azalma, bir fikirde tutarlı bir şekilde duramama, konfabulasyon (masal uydurma, hatırlayamadığı yerleri uydurarak doldurma) yani, hatırlanamayan bazı kesimler hasta tarafından yakıştırma ve çoğu kez de lüzumsuz teferruatla doludur. Genç dönemde, zaman, yer ve kişi oryantasyonunda (zamanı ve yeri bilme, kişileri tanımada) ileri derecede bozulma, sık kaybolmalar, paranoid (şüpheci) düşünceler.. gelişir.

Bilmeye ve kavramaya ait bütün (algılama, dikkat, zeka, yargılama, soyutlama, hesaplama, gerçeği değerlendirme) yeteneklerini kapsayan fonksiyon bozuklukları tablonun ana temelini teşkil eder. Yeni bilgileri öğrenme yeteneği bozulduğu gibi eski bilgilerini de unutmaya başlar. Yakın bellekten yavaş yavaş uzak belleğe doğru bir unutma sırası vardır. Kişi eskileri de karıştırmaya başlar.

Dikkat bozuklukları, hastanın çaba gösterdiği halde çevresinde olanları fark edememesi, dikkatte ve çevreden gelen uyaranların algılanmasında genel bir azalmanın olduğu, bunlara bağlı olarak uyaranlara uygun tepki gösterememesi durumudur. Uyaranların yanlış yorumlanmasıyla genel bir şaşkınlık ve sersemlik olur. Ayrıca düşüncenin sonradan hatırlayamama hali ile bir arada giden yavaşlaması, yetersizliğini belirtir.

Yargılama bozukluğu: Kendisi ve çevresi ile ilgili meselelerde karar verememe, sağlıklı düşünememe, mantıklı sonuç elde edilecek şekilde bir hüküm yürütememedir. Uygunsuz şakalar, kaba konuşma, kurallara uyamama, kişisel hijyene dikkatsizlik olur.

Çevreyi aşırı kontrol, şüphecilik, geçimsizlik, titizlik, paranoid davranışlar, saldırganlık, huzursuzluk, affektif (duygusal) bozukluklar bariz hale gelir.

Özet olarak; "Hastalarda evvela ufak tefek unutkanlık, dikkatini teksif edememe, okunanı anlayamama, yeni bir şey öğrenememe gibi şikayetler baş gösterirken aynı zamanda; o güne kadar kamil, faziletli, olan şahısta bir karakter değişikliği, huysuzluk, irritabilite (huzursuzluk), egoizm, sadece kendini düşünme gibi teessüriyet kusurları da müşahede edilir. Zaman zaman paranoid (şüpheci) düşünceler dikkati çeker.

Yeniliklere karşı bir korku (neofobi) ve düşmanlık görülmeye başlar, kişi, eskiden bellediği ve alıştığı muhitini değiştirmek istemez. Ailesi tarafından muhit ve şartlar değiştirilmek istendiğinde buna bütün gücü ile mukavemet eder.

Seksüel patolojilere ait kusurlar, exibisyonizm, pederasti, hyperseksüel davranışlar, homoseksüel tandanslar, çok genç yaştakilere aşık olup onlara bütün servetini bağışlama sık sık rastlanabilecek arazlardır.

Hastalarda bir çocuklaşma (puerilizm) mevcuttur. Geveze olan hastanın yüzü şaşkın, manasız bir neşe veya hiddet ifadesi taşır; üç yaşındaki çocukla ciddi bir şekilde kavga eden, ona kızan, alınan ve dargın duran bunak dede ve nineler  çoktur. Kolayca kanma ve kandırılmaları da söz konusu olabilir.

Bunlarda uykusuzluk da sıkça rastlanır. Bundan dolayı hasta geceleri bütün evi dolaşır, ocağı yakar, kahve pişirir, ocağı açık unutarak yangına sebebiyet verdiği de çok görülür.." (120)  Dr.Kriton Dinçmen, Desktiptiv ve Dinamik Psikiyatri,Atlas Kitabevi, İst, 1967, s.186    

İşte bütün bu trajedik tablo beyin hücrelerinin ölerek azalması sonucudur.        

Bütün bunlardan sonra siz isterseniz okumayın! Ama bilin ki; Yaratan Rabb, Kıyamete kadar baki kalacak Kitab'ında ilk emir olarak, "Yaratan Rabb'inin adıyla Oku!.." buyuruyor! Ve bu emrin pek çok getirisi yanında bunamaya, yani sinir hücrelerinin ölümüne karşı bir tedbir olduğu da asla unutulmamalıdır. Eğer bu emir kulak ardı edilecek olursa biliniz ki, önemli bir ihtimalle bunama sizi bekliyor olacaktır. Ve siz (sinir hücrelerinizin korunması konusunda) bu emrin şifasından bir daha hiç istifade edemeyeceksiniz; çünkü bir raddeden sonra okumak isteseniz de okuduğunuzu anlayamayacak hale gelirsiniz.

Ayette ifade edilen; "Allah'ı unutup da, Allah'ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimselerden olmayın," ikazına kulak verenlerden olmak, bir anlamda "Oku"yanlardan olmakla mümkündür.

Bu yüce emre karşı inatla muhalefet etmenin cezalarından biri olan bunama cezası, ne büyük bir ceza!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Dr. Hamdi Kalyoncu
31-12-10
E mail: hamdikalyoncu.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BEYNİN YIKILIŞI VE OKUMAMAK
Online Kişi: 19
Bu Gün: 376 || Bu Ay: 9.632 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.580 || Toplam Tıklanma: 52.168.027