ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : SANAT / DÜNYA BİR OYUN- Sinema
Okunma Sayısı: 2669
Yazar: Gökhan Özcan
YÜCEL BEY'İN ARDINDAN...

 

Geçen yıl Ekim ayında “Dinle Neyden” filminin galasında yüz yüze tanışma imkânı bulmuştum Yücel Bey'le… Filmi yan yana izlemiş, öncesinde ve sonrasında muhabbet etme imkânı bulmuştuk. “Dinle Neyden”in bir proje olarak yaşadığı serüvenden, devamından, yeni projelerden, yeni hayallerden sözetmişti. Heyecanına, enerjisine, güzel şeylere inanma konusundaki müthiş iyimserliğine hayran olmuştum. Hayran olmuştum ama pek şaşırmamıştım. Çünkü insanın Yücel Çakmaklı gibi bir biyografisi olacaksa, böyle bir heyecanı, böyle bir enerjisi, böyle mütevekkil bir iyimserliği olması şarttır. Sinema zor iş çünkü, meşakkatleri olan, yorgunlukları olan bir iş… Hele bizim ülkemizde, karşılığını hayatta iken pek alamayacağınız bir iş… Hissettiğim o ki Yücel Bey daha çok ileriye bakan, ideallerini asla kaybetmeyen bir insandı, kendisini yorabilecek birtakım şeyleri geride bırakabilen bir insandı. “Dinle Neyden”i sevgiyle sahiplenişinden, yeni projelerden bahsederken bir kuş gibi kanatlanıverişinden çıkarmak zor değildi bunu.

Yücel Çakmaklı 72 yıllık dopdolu hayatına son noktayı geçen hafta koydu. Her ölüm bir acı haberle geliyor bizim kıyılarımıza. Öyle oldu yine. Bildiğim, uzaktan tanıdığım, adeta eserleriyle büyüdüğüm bir değerli sinema sevdalısı ile nihayet yakın zaman içinde tanışmış olmanın, elini sıkmış, muhabbetimizin içine kendisi ile ilgili takdir hislerimi birkaç cümleyle de olsa sıkıştırabildiğim için biraz serinledi yine de içim. Yücel Bey karşıdan hep doğru ve emin olunacak bir adam olarak görünmüştü gözüme. Sonra beraber geçirdiğimiz birkaç saatlik zaman içinde anladım ki, aynı zamanda az rastlanır bir nezakete, inceliğe, tevâzua da sahip… İnsanın kötü şeyler düşünemeyeceği türden insanlar vardır ya, her ortamda hemen belli eder kendini, öyle biri gibi göründü bana o kısa zaman içinde. Doğru bir hayat yaşadığını düşünüyorum şimdi de. Sinema adına yaptıklarını erbabı tartışadursun, ben hayırlı eserler bıraktığını düşünüyorum.

“Birleşen Yollar”, sinema salonlarını doldurup milletin hissiyatında karşılığını bulduğunda daha küçük bir çocuktum. Ama etrafımdaki insanları nasıl etkilediğini iyi hatırlıyorum. Sıradan insanları, benim ailemdekileri, komşularımızı, akrabalarımızı nasıl canevinden vurduğunu… Ben halkı zihinsel anlamda bu kadar yaygın biçimde etkileyen, geniş halk kitlelerinde yankısı bu kadar güçlü olan bir sinema eseri hatırlamıyorum Türk sinemasında. Doğru damarı yakalamıştı o film, hatırı sayılır ölçüde de seyirci topladı o zaman için…

Benzer bir ilgiyi, halkın sinema salonlarını terk ettiği bir dönemde bu defa Minyeli Abdullah ile yakaladı. Bu topraklarda yaşayan insanların gönül dünyasını ne titreştirir biliyordu Yücel Bey. Televizyon için çektiği film ve diziler de karşılığını buldu yine seyirci de. “Bir Adam Yaratmak” defalarca gösterildi ekranlarda. Rasim Özdenören'in hikâyelerinden çektiği “Çok Sesli Bir Ölüm” ve “Çözülme” televizyon tarihimizin ilk uluslar arası ödüllerini kazandırdı TRT'ye.

Hayatımızın her döneminde bir Yücel Çakmaklı izi, hatırası var mutlaka. Zamana özenle serpiştirdiği filmleriyle bıkmadan usanmadan bize “hakikat”i hatırlattı. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.


Yazının tamamı için tıklayınız.


NOT: Vurgular bize âittir. (Doğruluş)


Yazar: Gökhan Özcan
27-08-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
YÜCEL BEY'İN ARDINDAN...
Online Kişi: 16
Bu Gün: 221 || Bu Ay: 679 || Toplam Ziyaretçi: 2.226.163 || Toplam Tıklanma: 52.216.004