ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / RAMAZAN- ORUÇ- İNSAN
Okunma Sayısı: 3248
Yazar: Mustafa Miyasoğlu
RAMAZAN HASSASİYETİ VE DÜNYA MÜSLÜMANLARI

Her Ramazan ayında yalnız ülkemizde değil bütün dünyada farklı, ruhani diyeceğimiz bir hava oluyor, duyarlı insanların az çok fark edeceği bir rahmet atmosferi yaşanıyor. Bunu değerlendirmek için, yalnız ülkemizin değil, ABD ve AB ülkelerinin yöneticileri bile iftar davetleri veriyor, Müslümanların orucuna karşı saygı gösteriyorlar. Çünkü herkes biliyor ki, Müslümanların oruç tuttuğu günler dünyaya rahmet melekleri hep iyilik ve güzellik getiriyor.

Bu olumlu tavırlar yanında bazı Yahudi ve Hıristiyanlarla İslâm ülkelerini onlar adına yöneten zalimlerle bunların yalaka toplulukları tam da bu ayda mazlum Müslümanlara saldırıyorlar. Her yıl Müslümanların Ramazanlarını zehir etmek için baskınlar düzenleyip katliamlar yapıyorlar. Bunların her türlü iyilik duygularından mahrum olduğu, rahmet ve merhamet bakımından nasipsiz bulunduğu gözle görülüyor; böylece zulmü temsil ettikleri söylenebilir.

Bizim ülkemizdeki bir kısım basın da son yıllara kadar aynı nasipsizlik yüzünden pek çok dinî tartışmayı İslam'a karşıt tezleri veya fitneye yol açacak konuları Ramazan'ın ilk günlerinde gündeme getirirlerdi. Kur'an öğretisine ve bunu çocuklara öğreten kurslara düşmanlıklarını Ramazan'da sürdürdükleri halde, bu aylarda Mushaf edinmek isteyecek okuyucularının yolunu kesmek için kupon dağıtarak Ramazan'dan çok sonra kitap dağıtmayı planlarlar.

Öte yandan, İslam ve Kur'an hakkında çelişkili bilgilerle görüşlere yen vererek zihinleri bulandırıp dinimizin emir ve yasaklarını magazin malzemesi yaptıkları görülüyor. Televizyonların bir kısmı Batı Avrupa'daki İslam karşıtı örgütlerle işbirliği yaparcasına zihinleri karıştıracak haber ve yorumları tam da iftar saatine denk getirdikleri haber programlarında sergilemeyi marifet sayıyorlar. Aynı yayın grubunun günlük gazetesinde Ramazan sayfaları yaparak ikiyüzlü bir tavır sergiliyorlar. Lehte ve aleyhte yayınlarla reyting kaygısı sergilerken Müslüman gibi görünüyorlar, ama gerçekte iki açıdan da Ramazan düşmanlığı yapıyorlar.

Ramazan Müslümanları şaşkın

Bu ortamda zihniyet kirlenmesiyle malul bazı Müslümanlar iki tür yayın ortasında kalarak ne yapacağını, nasıl düşüneceğini şaşırıyorlar. Çünkü halkımız yayın organlarının din konusunda kendileri gibi iyi niyetli olduklarını sanıyorlar. Dinden bahsedeni masum biliyor. Bu da halkın, "Kâfirlerle fâsıklardan gelen haberleri tahkik etmeden inanmayın" şeklindeki Kur'an emrini bilmemesinden kaynaklanıyor. Bunun sebebi Ramazan hassasiyetidir. Bu ayda herkesi saran ruhani atmosferin dini konularda uzmanın halini, konuşanın samimiyetini tahkik endişesini bir yana bırakan saflık, aslında herkesi kendi gibi bilmekten kaynaklanıyor.

Halk arasında Ramazan Müslümanı diye bir kavram vardır, o da tam bu tip insanları tanımlar. Bu insanlar, Ramazan ayı ve Cuma namazı dışında genellikle günlük hayatında dinle ilgisi yoktur, İslâmi hayatı sadece geleneklere uygun olarak veya çevresine uyarak yaşarlar. Bir şuur eksikliği içinde olduklarından, din konusunda her türlü aldatılmaya açıktır. Çünkü günlük hayatını kaplayan daha iyi yaşamak arzusu veya para kazanarak başarılı olmak hırsı, din konusunda gerekli hassasiyeti göstermesini önler ve bu ayda aldatılmaya aday hale gelir.

İslâm dünyasındaki yetersiz bilgiyle radikal çözümlere kalkışan fanatikler kadar modern hayatın her türlü lüksüne ve modasına kendini kaptıran bu insanlar da İslam düşmanlarının, emperyalist güçlerin oyuncağı haline gelebilmektedir. Belki de İslâm dünyasının asıl tehlikeli gündemi budur: İnsanlar ya dinde ifrata gidiyor ya da anlayamadığı incelikleri terk ediyorlar.

El Kaide tarzı terör örgütleri nasıl saf radikalleri arayıp buluyorsa, riya ve münafıklığı iş edinen medya organları da öyle saf tipleri arayıp buluyor. Saflığın bu kadarı elbette gülünçtür.

Merkez medyanın resmî İdeoloji taraftarlığı adı altında sergilediği gizli-açık İslam düşmanlığı, aslında Ramazan Müslümanlarını muhatap alıyor; onların hayata bakışındaki naif tavrı yıpratarak dinden soğutmayı hedef ediniyor. Modernizmin bütün silahları kullanılarak insanların dinden soğutulması, bu merkez medyanın asıl amacıdır. Çünkü insanları dini inanç ve geleneklerinden koparamadığınız sürece, onları modern tuzaklara düşüremez, dinde reform adı altındaki yozlaşmaların içine çekemezsiniz. Bunları yapamayınca da müşterileri artmaz...

İslam dünyasının yakıcı gündemi

Aslında Ramazan kelimesinin anlamı Arapça'da kuru sıcak veya kuraklık gibidir ve Oruç'un Arapçası Savm da "sıyam"dan gelmekte, "İstirahatte olmak" anlamı taşımaktadır. Bunları da dikkate aldığımızda, aslında Ramazan'da kuraklıkta bulunanın rahmeti özlemesi gibi bekleyip Oruç tuttuğumuz sürece her türlü zevk ve dünya tutkusundan istirahatta olmaya çalışmalıyız. Fakat İslâm dünyası yüz yıldan fazla bir zamandır Ramazan'ın çağrıştırdığı bütün güzellikleri ve zenginlikleri değil, Hıristiyan dünyasının yol açtığı acıları ve açlıkları yaşıyor.

İslâm dünyasının içinde bulunduğu keşmekeşin iki sorumlusu var; biri kendisi, diğeri de Hıristiyan dünyasının oyunları... Tabii ki kendisine sahip çıkamayacak kadar cahil, zavallı ve beceriksiz insanların düşmanlarının oyuncağı olması mukadder.

İki yüz yıl boyunca Batı Avrupa'nın tuzaklarından çocuklarını korumak için yeterince tedbir alamayan ve petrol kuyularının etrafındaki oyunlardan haberi olmayan Arapların tembelliklerinin yol açtığı perişanlıklar ortada. Türklerin de kendilerine olan yönetici güvenini kaybedip Batı Avrupa'ya giden trenin son vagonu olmak için bütün sorumluluklarından kaçması, aynı derecede haysiyetsiz bir tavır olmuştur. İran Devrimi'nden sonra bu iki millet de uyanarak İslâm dünyasının sömürülmesine karşı bir tavır ortaya koyunca dengeler değişti.

Bugün bölgesel dünya gücü olmak yönünde Türkiye'nin yaptığı atılımlar, hem bizde ve hem de Arap dünyasında büyük bir heyecan dalgası oluştururken, İran'ın yaydığı sert tavırların dışında Türk ve Arap üsluplarıyla buluşmuş bir ortak İslâm tavrı ortaya çıkmış durumda. Türk Başbakanı'nın ABD destekli İsrail politikasına gösterdiği öfkeli tepki, Batılıların gözünde bir tür Türk İsyanı oluşturdu ve bunun ürküntüsü üç yıldır Hıristiyan dünyasını şaşırtıyor.

İran Devrimi, Türk İsyanı ve Arap Baharı artık Hıristiyan dünyasına karşı bütünleşip ortak bir mâşeri vicdan hareketine dönüşüyor. Bunu önlemek için Kaddafi ve Beşar Esad gibi Saddam müsveddesi kartondan zalimleri tahrik eden Batı kafası, Ramazan'daki hassasiyeti büsbütün perişan etti. Aralarında Müslümanların da bulunduğu Afrikalı kadın ve çocuk toplulukların açlıktan ölmekten kurtulmak için kilometrelerce yol tepmesi, bizim heyecanımızı ve Ramazan hassasiyetini mefluç etmektedir. Lütfen herkes bu aç insanları, dulları ve yetimleri birer yakın komşu gibi görüp yardım etmeli ki, İslâmi uyanış ve zalimlere başkaldırı anlamını kaybetmesin... Komşuluğa vurgu yaparak aç çocuklara yardım kampanyaları düzenleyenleri, Gazze'den sonra Afrika'ya da Merhamet Seferleri başlatanları yürekten kutluyorum. Sağolun.

Elbette bu ibadeti yaparken de imtihan olduğumuzu, ibadet niyetiyle yaptığımız her türlü iş ve faaliyeti bozuk bir niyetle yapabilmemiz için Şeytan'a mühlet verildiğini bilmemiz gerekmektedir. O yüzden Ramazan Müslümanlarının saflığı ile fitnenin kol gezdiği dünyada herkese inanmamak, her işin uzmanını aradığımız gibi dinin de halis uzmanını aramalıyız...

 

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Miyasoğlu
07-08-11
E mail: milligazete.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
RAMAZAN HASSASİYETİ VE DÜNYA MÜSLÜMANLARI
Online Kişi: 17
Bu Gün: 115 || Bu Ay: 10.362 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.676 || Toplam Tıklanma: 52.195.003