ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / KADIN VE ÂİLE
Okunma Sayısı: 1753
Yazar: Faruk Beşer
ÂİLE SEMPOZYUMUNDAN NOTLAR

ÂİLE SEMPOZYUMUNDAN NOTLARGeçen yazımızda sözünü ettiğimiz Aile Sempozyumu'nda aldığım notların herkes için yararlı olanlarını vermeye devam ediyorum. İfadenin ve ilavelerin sorumluluğu fakire aittir.

İnsanla beraber var olan ve dünyanın sonuna kadar da devam edecek kurum din ve ailedir. Yani ikisi de oluşturulan değil, verilen ya da kazanılan kurumlardır.

Modern Batı insanı dinden kopardığı gibi, insanı insandan da kopardı ve aile parçalandı. Batı'nın en çok yazan müelliflerinden Şekspir'in (William Shakespeare v. 1616) eserlerinin tamamında 'aile' kelimesi sadece dokuz defa geçer. Aşktan bahsettiği  Romeo ve Juliet'te ise hiç geçmez. Bir aşk ki, sonu aile ile taçlanmıyor.

Biz bu parçalanmışlığı fısk ile açıklamıştık. Demiştik ki, Kur'an-ı Kerim'in ilk sayfalarında Allah iman açısından insanları mümin, kâfir ve münafık diye ayırdıktan sonra, fâsıktan da söz eder ve fâsıkı, Allah'ın; kurun ve canlı tutun dediği ilişkileri parçalayan, böylece yeryüzünde bozgunculuk çıkaran kimse diye anlatır. (2/26-27).

İslam şehrindeki mahalle kültürü ile kent devletindeki sokak kültürü aynı şey değildir. Mahalle kültüründe insani etkileşim ve canlı ilişkiler vardır. Bu açıdan TOKİ projeleri bizim kültürümüz adına pek çok olumsuzluklar içermektedir. (C. Vatandaş)

Hz. Peygamber'in ailesine gelince, onun ailesi hanımlarından, onların önceki kocalarından olan çocuklardan ve kendinin ya da hanımlarının yakınlarının çocuklarından oluşur. Sahabe içinde 220 tane Abdullah vardır ve bunların 'Abadile' (Abdullahlar) diye bilinen en önemli beş altı tanesinin üçü; Abdullah bin Abbas, Abdullah bin Mesud ve Abdullah bin Zübeyr çocukluklarını Hz. Peygamber'in evinde geçirmişlerdir. Bu insanlar peygamber terbiyesiyle yetiştikleri için çok farklı özelliklere sahiptirler ve İslam Ümmeti adına çok büyük önem taşırlar. Mesela Abdullah bin Abbas Hz. Peygamber ile birlikte Cebrail'i iki kez görmüştür. Bu insanlar namaz konusundaki titizliklerini muhtemelen Hz. Peygamber'den almışlardır.

Hz. Peygamber döneminden beri Araplarda her doğan çocuğa Ebu-abdurrahman, ümmü-abdullah (filancanın babası, falancanın anası) gibi, soyadı yerine geçecek bir künyenin verilmesi aslında annelik ve babalık makamına bir vurgu taşır. (M. Ağırman).

Ayrıca Hz. Peygamber'in(sav) evliliklerinde, hanımlarının önceki çocuklarını yetiştirme gibi bir hedef dahi aranabilir.

Hacer validemiz örnek hanımlardan biridir. İbrahim onu küçücük yavrusu İsmail'le birlikte susuz ve ekinsiz Mekke Vadisi'nde bıraktığında kocası İbrahim'e; 'Bizi burada tek başımıza bırakmanı sana Rabbin mi söyledi?' diye sormuş, evet, cevabını alınca da, 'O halde gam yok, o bizi zayi etmez' demişti. Böyle bir tevekkülü Allah Zemzem suyunu çıkarıp emirlerine vermekle ödüllendirmişti. Bundan, Müslüman erkeğin ve kadının bu tevekkülle yaşadıkları sürece geçim sıkıntısı çekmeyecekleri anlamı da çıkarılabilir. (H. Döndüren).

Eğitimde aileye alternatif bir kurum oluşturulamamıştır. Modern kültür aileyi tehdit etmektedir. Batı'da ailenin dağılması sebebiyle çocukların % 20'si tek ebeveynden doğmaktadır. Annenin ya da babanın boşluğunu hep yaşamaktadırlar.

Ailenin önemini gösteren bir durumdur ki, kişiliğin % 80 i aileden edinilir, bu da büyük oranda ilk altı yaş içinde tamamlanır. Gerçi kişilik edinme ölünceye kadar sürer ama bu ilk altı yaş en önemli olan süreçtir. (S. Saygılı).

Sevgi iki insanın birbirlerini sevmesi değil, ikisinin de aynı yere bakmasıdır. (Bu söz hadis olarak nakledildi ama aslını bulabilmiş değilim).

Mutlak eşitlikçi ideoloji aileyi yıkan sebeplerdendir… Mahremiyet sadece başı kapatmakla oluşan bir şey değildir.

Modern hayatla beraber boşanmalar artarken lezbiyen ve homoseksüel evlilikler gündeme geldi. Böyle evliliklerde boşanmadan söz edilmemesi de ilginç olmalıdır. Bir İslam toplumu için kadın erkek rollerinin değişmesi bir dönüşümün belirtisidir ve hayra delalet ediyor olamaz. Bu süreçle kadın artık dinin konusu değil, siyasetin konusudur.

Evlilik kariyere kurban edilemeyecek kadar önemlidir. Çalışma adına modernizmin tanımladığı zaman ve mekân bize terstir. Bir İslam toplumu için kadının eve dönmesi gerekir. Modern kadın feminizme, modern erkek de kapitalizme kurban edilmektedir. (A. Arslan)

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Faruk Beşer
25-05-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ÂİLE SEMPOZYUMUNDAN NOTLAR
Online Kişi: 31
Bu Gün: 643 || Bu Ay: 9.179 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.645 || Toplam Tıklanma: 52.161.444