ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 2395
Yazar: Ali Tekelioğlu
Ana-babanı seviyor musun?

Ana-babanı seviyor musun?“Evet” demek zorundasın. Çünkü sen dünyaya kolay gelmedin. Yıllar önce yeğenimi ameliyat kapısında beklerken doğumu yaklaşan bir kadın getirdiler. Kan- ter içinde idi ve avazının çıktığı kadar bağırıyordu. Belli ki çok acılar çekiyordu. Gözyaşlarımı tutamadım.

“Evet” demek zorundasın. Çünkü varsan önce Yaradana, sonra onlara borçlusun.

“Evet” demek zorundasın. Çünkü kızıl bir et idin bu dünyaya gözlerini açtığında. Sen ağlıyordun. Onlar ise yüzlerinde gülücüklerle karşıladılar seni. Ömürlerini verdiler senin bir tek gülücüğün için.

“Evet” demek zorundasın. Çünkü biri seni sızlanmadan aylarca taşıdı karnında. Bir o kadar da bağrında. Ak sütünü senin için biriktirdi. Senin için yedi, senin için içti.

Annen içeride seni doğururken, baban kapının önünde gelip gidiyordu. Hem anneni hem seni düşünüyordu. Bir sevdiğini beklerken diğer sevdiğini kaybetme korkusu yaşıyordu.

“Evet” demek zorundasın. Çünkü sen gelince daha çok çalışmak zorundaydılar. Allah’ın her çocuğu rızkıyla gönderdiğine imanları tam idi. Ama çalışmadan, aramadan olmuyordu. Gurbet ellere gittiler. Olmayacak işlerde çalıştılar. Bir kısmı leblebi dumanına attı kendini. Bir kısmı tütün tarlalarında sabahladı. Hepsi senin yüzünün gülmesi içindi.

“Evet” demek zorundasın. Çünkü Allah(c.c) böyle istiyor.

”Anne ve babaya iyi davranın. Eğer onlardan biri veya ikisi yanında ihtiyarlığa ererse sakın onlara ‘ öf ‘ deme. Onları azarlama, onlara tatlı ve güzel söz söyle.” (İsra, 23)

“Evet” demek zorundasın. ÇünküPeygamberimiz böyle istiyor. Her peygamber, kendi annesinden de üstündür Buna rağmen, peygamberler de, annelerine hürmet ve hizmet etmişlerdir.

Sevgili Peygamberimiz Hudeybiye Umresi’nde Mekke’ye giderken Ebva’ya uğradığında annesinin kabrine uğruyor, elleriyle kabrini düzeltirken gözyaşlarını tutamıyordu. Rasûlullah (s.a.v.)’in ağladığını gören Müslümanlar da ağlıyor ve “Niçin ağladığını” soruyorlar O(s.a.v) de: “Annemin benim hakkımda şefkat ve merhametini hatırladım da ağladım” cevabını veriyordu.

Bir gün sütannesi Halime Peygamberimiz (s.a.v.)’in yanına gelmişti. Peygamberimiz (s.a.v.) hemen ayağa kalkıp: “Anneciğim! Anneciğim!” diye hürmet gösterip abasını sererek üzerine oturtuyordu.

Dadısı Ümmü Eymen (r.a.)’e da o kadar hürmet ederdi ki; “Sen benim ikinci annem sayılırsın.” derdi.

Hele Peygamber Efendimiz (s.a.s.) küçükken kendisine hizmeti geçen Fatma Hatun’a da ömrü boyunca iyi davranmış, hürmette kusur etmemişti. Fatma Hatun öldüğünde Hz. Peygamber (s.a.v.) “Annem öldü” ifadesini kullanmış, gömleğini kefen olarak vermiş ve kabre eliyle indirmişti. Çevresindekiler, Fatma Hatun’un ölümü karşısında Peygamberimiz (s.a.v.)’in gösterdiği sıcak alâkanın sebebini sorduklarında şöyle cevap verdi:

“Ebu Talip’ten sonra bu kadıncağız kadar bana iyiliği dokunan hiç bir kimse yoktur. Ahirette cennet elbiselerinden giyinmesi için ona gömleğimi kefen olarak verdim. Kabre ısınması, alışması için de oraya kendisiyle birlikte uzandım.”

Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, Fatma Hatun’un ölümü karşısındaki üzüntüsünden hayret edenlere söylemiş olduğu şu söz daha enteresandır: “O benim annemdi! Kendi çocukları aç durur, suratlarını asarlarken o, önce benim karnımı doyurur, saçımı tarardı, o benim annemdi!”

“Evet” demek zorundasın. Çünküinsan olmak bunu gerektiriyor.

Hasan-ı Basrî hazretleri, Kâ'beyi tavâf ederken sırtında yük olan bir zât görüp der ki:

- Niçin yükle tavâf ediyorsun?

- Bu yük değil, babamdır. Bunu Şam'dan yedi defa getirip tavâf ettim. Çünkü, bana dînimi, îmânımı öğretti. Beni İslâm ahlâkı ile yetiştirdi. Bendeki hakkı büyüktür.

- Kıyâmete kadar böyle arkanda taşısan, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider. Bir defa da gönlünü yapsan, bu kadar hizmete karşılık olur.

Çözüm:

1- Üzdüysen sevindir.

Hicret sırasında birisi gelip hicret etmek için gelip, “Yâ Resûlallah, ana-babamı ağlatarak geldim onları üzdüm” dedi Peygamberimiz, bu duruma üzülerek buyurdu ki: ”Hemen git, onları üzdüğün gibi sevindir!”

2- Emirlerine sabret ve gönülden yerine getir.

Soğuk bir kış gecesinde, Bâyezid-i Bistâmi hazretleri küçükken annesi ile yatsı namazını kılıp yatmıştı Gece yarısına doğru annesi uyandı. Çok susamıştı. Oğluna seslendi:

- Oğlum, bir bardak su verir misin?

Hemen yatağından fırlayan, küçük Bâyezid, su testisine baktı. Fakat içinde su yoktu

Annesine:

- Anneciğim, testide su yok ben hemen doldurup geleyim, dedi.

Koşarak dışarı çıktı Her yer buz ile kaplıydı Zorlukla testiyi doldurup geri döndü. Fakat, geri dönene kadar annesi tekrar uyumuştu. Annesini uyandırmaya kıyamadı. Elinde su dolu bardak ile, annesinin baş ucunda beklemeye başladı. Hava çok soğuk olduğu için, bir müddet sonra soğuktan titremeye başladı. Buna rağmen, bardağı bırakıp yatmadı. Annesinin uyandığında, "Hani su" diyerek üzüleceğinden korkuyordu. Annesini üzmemek için, her türlü sıkıntıya katlanmaya râzı idi. Elinde su bardağı saatlerce ayakta annesinin uyanmasını bekledi. Nihayet, annesi, "su, su" diye mırıldanmaya başladı. Hemen, "buyur anneciğim, suyun hazır" dedi. Annesi daha ilk sözünde suyun hazır olmasını anlayamadı. Oğluna sordu:

- Oğlum ne çabuk getirdin?

- Anneciğim, daha önce uyandığında, su istemiştin. O zaman su olmadığı için, testiyi doldurmaya gittim. Geldiğimde senin daldığını gördüm. Uyanmanı bekledim.

Oğlunun bu kadar sadakatli olduğuna çok sevinen annesi sevinçten ağladı. Allah(c.c)’a kendisine böyle bir oğul ihsân ettiği için şükretti:

- Yâ Rabbî ben oğlumdan râzıyım, sen de râzı ol, dedi.

Annesinin duâsı sebebiyle, Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, evliyâlıkta yüksek derecelere kavuştu. Allahü Teâlânın sevgili kulu oldu.

Kendisine sordular:

- Bu derecelere nasıl kavuştunuz?

- Annemin rızâsını almakla…

Eğer bunları yapmazsan:

1- Ömrün boyunca burnun sürtülür, yani yüzün gülmez:

Rasûlullah (.sav) buyurdu ki: “Burnu yere sürtülsün, burnu yere sürtülsün, burnu yere sürtülsün.”

Kim ey Allah’ın Rasûlü! diye soruldu, o da şöyle buyurdu: “Yaşlılık halinde ana-babasından birisi yahut ikisi yanında bulunup da sonra buna rağmen cennete giremeyen kişinin.”

2- Ana-babana karşı gelmenin cezasını çekmeden ölmezsin:

“Allah(c.c), anaya babaya âsi olmanın dışındaki günahlardan dilediğinin cezasını kıyamet gününe kadar erteler. Öyle ki anaya babaya asi olanın cezasını ölmeden önce, hayatında çabuklaştırır.” (Hadislerle İslâm, c. 5 s. 139)

Çok önemli bir husus da şu:

Ana-baba, sana Allah’ın isteklerine uymayan işler yapmanı isterse ya da Allah’ın emirlerine karşı gelmeni isterse itaat etmeyeceksin. Ama bu, onlara saygısızlık etmeni de gerektirmez. Onlara hürmetin devam edecek, kırmayacaksın.

“Eğer onlar seni körü-körüne bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme; dünya işlerinde onlarla iyi geçin…(Lokman,15)

Selam ve dua ile.

Yazar: Ali Tekelioğlu
12-04-15
E mail: ateko09@hotmail.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Ana-babanı seviyor musun?
Online Kişi: 24
Bu Gün: 296 || Bu Ay: 10.192 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.185 || Toplam Tıklanma: 52.188.512