ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 3318
Yazar: Namık Açıkgöz
Kerim’i Hatırladınız mı? Dâvâ Delisi Kerim’i?

Kerim’i Hatırladınız mı? Dâvâ Delisi Kerim’i?Ke­rim, ya­ni “dâ­vâ de­li­si Ke­ri­m”, Mus­ta­fa Kut­lu­’nun Ya Ta­ham­mül Ya Se­fer ad­lı se­ri hi­kâ­ye­si­nin kah­ra­ma­nı­dır.  Ki­tap 1983’te ya­yın­lan­dı­ğın­da, ara­ya 12 Ey­lül dar­be­si gir­miş ol­sa da hâ­lâ “fe­nâ fi­’d-dâ­vâ­” olan genç­ler­dik ve bu ki­tap da san­ki biz­le­ri an­la­tı­yor­du.

Hi­kâ­ye­de met­ruk bir İs­tan­bul med­re­se­sin­de fa­ali­yet gös­te­ren der­nek, ya­nın­da ca­mi ve kar­şı­sın­da ayak­ka­bı ta­mir­ci­si var­dır. Ve hi­kâ­ye­nin omur­ga­sı olan “dâ­vâ de­li­si Ke­ri­m”­…

Ke­rim, ye­tim ol­du­ğu için Mu­ra­t’­ın ya­nı­na ve­ril­miş­tir. Mu­rat da onu der­nek iş­le­rin­de ça­lış­tır­mak­ta­dır. Ke­rim, bir yan­dan da kar­şı­da­ki ayak­ka­bı ta­mir­ci­si­nin ya­nın­da ça­lış­mak­ta­dır.

Dâ­vâ­’nın “dâ­vâ­” ol­du­ğu gün­ler­de, der­ne­ğe bir sü­rü genç ge­lir gi­der. Dâ­vâ­yı an­la­tan der­gi çı­ka­rı­lır ve bü­tün Ana­do­lu­’ya gön­de­ri­lir. Ho­ca­lar ge­lip der­nek­te “dâ­vâ kon­fe­rans­la­rı ve­rir­ler. Der­nek her za­man ağ­zı­na ka­dar “dâ­vâ ar­ka­daş­la­rı­”y­la do­lu­dur.  

He­ye­can­lı gün­ler­dir ca­nı­m…

Ara­dan za­man ge­çe­r…

“Dâ­vâ­” adam­la­rı­nın okul­la­rı bi­ter her bi­ri bir yer­de iş sa­hi­bi olup kon­for­lu bir ha­yat sü­rer­ler. Ke­rim ay­nı Ke­rim, Mu­rat ay­nı Mu­ra­t’­tır ve gü­nü ge­lir Mu­rat da “Ben­den bu­ra­ya ka­dar!...” de­yip der­ne­ğin anah­ta­rı­nı Ke­ri­m’­e ve­rir ve or­ta­lık­tan kay­bo­lur.

Yıl­lar ge­çe­r…

Der­nek ba­kım­sız­dır; mes­cit ka­pa­lı­dır. Gün­düz gör­dü­ğü rü­ya­da bi­le der­ne­ğin ve mes­ci­din açıl­dı­ğı­nı gö­ren Ke­rim, düş­ten uya­nıp ha­ki­kat­le kar­şı­la­şın­ca, bü­yük bir yı­kı­ma uğ­rar.

Vak­tiy­le der­nek­te ko­nuş­tu mu man­gal­da kül bı­rak­ma­yan­lar, der­gi­ye ilan ver­me­mek için kıv­ra­nır­lar. Ve da­ha son­ra der­ne­ğe ve­fâ ka­bi­lin­den uğ­ra­sa­lar da, ar­tık umur­sa­maz bi­ri ol­muş­lar­dır. Akıl­la­rın­da dâ­vâ yok­tur ar­tık; kon­for, mev­ki, ma­kam (Er­zu­rum­lu der­viş Yu­suf, o çe­le­bi Yu­suf ba­kan ol­muş­tur ve or­ta­lık­ta “Kü­çük dağ­la­rı ben ya­rat­tım; bü­yük­ler de de­dem­den kal­ma.” der­ce­si­ne do­laş­mak­ta­dır.)

Hi­kâ­ye bu min­val üze­re de­vam eder. Hâ­sı­lı acı bir hi­kâ­ye, da­ha doğ­ru­su, acı­sı ye­ni çı­kan bir hi­kâ­ye­dir.

Bu hi­kâ­ye­de, Kut­lu­’nun yaz­dık­la­rı var­dır; son oku­yu­şum­da (ge­çen­ler­de oku­dum) fark et­tim ki, Kut­lu­’nun yaz­ma­dık­la­rı da var bu hi­kâ­ye­de ve hi­kâ­ye­nin et­ki­si, da­ha çok yaz­ma­dık­la­rın­da.

Hi­kâ­ye­yi bi­len ve dı­şa­rı­dan ba­kan bi­ri, biz­le­ri, ya­ni vak­tiy­le “dâ­vâ de­li­si Ke­ri­m”­ler­le be­ra­ber olup da şim­di pro­fe­sör olan­la­rı (Hi­kâ­ye­de Asım, pro­fe­sör olur.), kon­for­miz­me ka­pıl­mış in­san­lar zan­ne­de­bi­lir. (Ken­di adı­ma ve ya­kın­dan ta­nı­dı­ğım ba­zı ar­ka­daş­la­rım adı­na söy­lü­yo­rum, biz­ler as­la Ke­ri­m’­i unut­ma­dık; hat­ta ye­tim Ke­ri­m’­in; “dâ­vâ de­li­si Ke­ri­m”­in hi­kâ­ye­le­ri­ni biz­ler ya­şa­dık.)

Bu ül­ke­de “dâ­vâ­”sı olan­lar 2 de­fa güç­lü bir şe­kil­de ik­ti­dar ol­du­lar; 1999 ve 2002… İki­sin­de de Ke­rim­ler hep za­val­lı kal­dı.

Ge­ce gün­düz “dâ­vâ­” di­ye dö­vü­nen, dâ­vây­la ya­tıp dâ­vây­la kal­kan; ha­ya­tı­nı sa­de­ce dâ­vâ­ya gö­re şe­kil­len­di­ren Ke­rim­ler, Ge­or­ge Or­wel­l’­in Hay­van Çift­li­ği­’n­de­ki ça­lış­kan ve fe­dâ­kâr at Bo­xer gi­bi, (Bir gün de Hay­van Çift­li­ği ve Bo­xe­r’­ı ya­za­rız in­şal­lah) ömür­le­ri­ni fe­da et­ti­ler ama on­la­rın ömür­le­ri­nin üze­rin­de yük­se­len hep baş­ka­la­rı ol­du. Yük­sel­dik­ten son­ra dâ­vâ­yı da unut­tu­lar, med­re­se­yi de mes­ci­di de, Ke­ri­m’­i de­…

Tam bu gün­ler­de de, en çok ko­nu­şan­lar­dan bi­ri Ke­rim. Çok he­ye­can­lı, ter­te­miz ni­yet­li, dup­du­ru dü­şün­ce­ler­le coş­muş va­zi­yet­te­… Ama Ke­rim “dâ­vâ­” der­ken, uğ­ru­na ha­ya­tı­nı he­ba et­tik­le­ri “in­şa­at” di­yor.

Kut­lu bu ki­ta­bı ya çok er­ken yaz­mış ve­ya yıl­lar ön­ce­sin­den bu­gü­nü gör­müş ve çu­val­dı­zı ken­di­mi­ze ba­tır­ma­mı­za işa­ret et­miş gâ­li­ba.

Mil­let­ve­kil­li­ği  kav­ga­sı­nın art­tı­ğı şu gün­ler­de, ben de Ke­ri­m’­i ha­tır­la­dım da, on­dan yaz­dım bu ya­zı­yı.

Ne der­si­niz sev­gi­li Er­dal, sev­gi­li Ala­at­tin ve sev­gi­li Cü­neyt?

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Namık Açıkgöz
13-04-15
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Kerim’i Hatırladınız mı? Dâvâ Delisi Kerim’i?
Online Kişi: 11
Bu Gün: 8 || Bu Ay: 10.255 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.379 || Toplam Tıklanma: 52.193.155