ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 3198
Yazar: Atilla Yayla
BU KEMALİSTLER ÜMİTSİZ VAK'A

BU KEMALİSTLER ÜMİTSİZ VAK'AKendi gözündeki çöpü görmeyen Kemalistler

7 Haziran seçimlerine doğru hızla koşulurken televizyonlar siyasî programlarla doluydu. Herkesin ne düşündüğünü ve ne dediğini öğrenmek için vaktim oldukça her kanalı takip etmeye çalıştım. Bu arada, 22 Mayıs akşamı televizyon kanallarını tararken, Ulusal TV'de ses sanatçısı Zülfü Livaneli'nin bazı sözlerini işittim. Livaneli, AK Parti tabanının tavrıyla ilgili değerlendirmeler yapıyordu. Sözleri, onu tanıyanların tahmin edeceği gibi, zehir zemberekti. AK Parti taraftarlarının “tek adam”a her bakımdan bağlandığını, onun doğru dediklerini doğru, yanlış dediklerini yanlış bulduğunu iddia etti ve bu tutumu eleştirdi. Bu çağda böyle bir şeyin nasıl mümkün olabildiğini anlayamadığını söyledi.

Türkiye'de partilerin kurumsallaşmış siyasî yapılar olmaktan ziyade şahıs partisi olduğu konuyla ilgilenen herkesin malumu. O kadar ki, bazı durumlarda partiyle özdeşleştirilen kişiler siyaset sahnesinden çekildiğinde partileri de yok oluyor. Keza, parti taraftarlarının bazılarının parti liderine körü körüne bağlı olduğu, onunla özdeşleştiği ve dünyaya sadece onun penceresinden baktığı da aşikâr. AK Parti'de bu tür insanların bulunduğu şahsî gözlemlerimizden ve medyaya düşen ilgili haberlerden anlaşılıyor.

Bununla beraber, Livaneli'nin yorumlarında birçok eksiklik ve bariz önyargılar var. Bir kere, bu fenomen, daha geniş veya dar ölçekte, diğer demokrasilerde de görülebilir. İkincisi, Türkiye söz konusu olduğunda, anlatılan, sadece AK Parti için değil diğer partiler için de geçerli. Hem de, bazı durumlarda, daha yoğun şekilde. Üçüncüsü, Livaneli'nin kendisi her şeyiyle tek adama bağlılığın belki de olabilecek en kötü örneğini teşkil ediyor.

Livaneli, AK Parti tabanıyla ilgili bu sözlerinden biraz önce Atatürk hakkında güzellemeler yaptı. Hem bu sözlerinden hem de daha önceki yazılarından biliyoruz ki, neredeyse tarihi Atatürk ile başlatıp yine onunla bitiriyor. Bütün iyi, doğru değerleri, yararlı işleri onda temellendiriyor. Tüm kötülüklerin onun yolundan, değerlerinden ayrıldığımız için ortaya çıktığını veya bu anlama geldiğini düşünüyor. Yani, tam da başkalarını eleştirdiği bir durumda yaşıyor. Bu kadarla kalmayıp daha da kötüsünü yapıyor, hayatta olmayan bir şahsiyete ölümüne, körü körüne bağlanıyor. Böylece, onu insanüstü bir mertebeye taşıyor, peygamberleştiriyor, hatta Tanrılaştırıyor. Ölmüş bir kişiye bu tarz bir bağlılık kaçınılmaz olarak bir seküler dine dönüşüyor ve diğer dinlerle çatışıyor, yarışıyor.

Livaneli bu durumda olan tek kişi değil. Aynı konumda olan birçok kişi var. Geçenlerde uzun uzun sohbet etme fırsatı bulduğum emekli orgeneral de aynı yolun yolcusu. Başka bir deyişle, başkalarını tek kişiye biat etmekle, tüm hakikatin ve iyiliğin kaynağını bir tek adamda bulmakla itham eden, suçlayan Kemalistler aynı şeyi daha kötü şekilde kendileri yapıyorlar ama bunu görmüyorlar yahut kendileri için normal sayıyorlar. Halk dilinde buna kendi gözündeki çöpü görmemek denir.

Kemalistler neden bu durumda? Vallahi bu tam bir bilimsel inceleme konusu. Sosyolojik, psikolojik, kültürel boyutları var. Bu alanlarda uzman olanlar sanki bir sapmalarmış gibi hep muhafazakârları mercek altına yatıracaklarına Kemalistleri ve bu tür tavırlarını da incelemeliler. Ancak bu surette daha sağlam ve derin bilgilere ulaşabiliriz.

Bununla beraber, ayaküstü, birkaç noktanın altını çizebiliriz. Kemalistler toplumdaki değişimi anlamaya çalışmak yerine yargılamaya kalkıyor. Kendilerinin eskiden olduğu gibi toplumdaki tek merkez olduğunu sanıyor, toplumun çok merkezli hâle geldiğini görmüyor. Atatürk'le tarihin sona erdiğini zannettikleri için, yeni fikirleri, bilimsel gelişmeleri öğrenmek, öğrense de dünyaya bakışına eklemek için çaba sarf etmiyor. Bu yüzden, hiçbir ciddî, bilimsel, akademik tartışma ortamında varlık gösteremiyor. Fikir üretemiyor, inanç yarıştırıyor. Analiz etmiyor, slogan konuşturuyor. Beşerî varoluştaki doğal çoğulluğu görmek ve kabul etmek yerine, çoğulluğun çeşitli unsurlarıyla savaşıyor.

Kemalistlerin bu durumdan kurtulup normalleşmesi kendilerine olduğu kadar ülkeye de faydalı olacaktır. Maalesef ufukta böyle bir şeyin vuku bulacağına dair hiçbir işaret yok.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Atilla Yayla
16-07-15
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BU KEMALİSTLER ÜMİTSİZ VAK'A
Online Kişi: 7
Bu Gün: 418 || Bu Ay: 10.665 || Toplam Ziyaretçi: 2.224.226 || Toplam Tıklanma: 52.197.630