ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 1992
Yazar: Ebubekir Sifil
BEDİÜZZAMAN'LA ALÂKALI OKUYUCU SORULARINA CEVAPLAR 2

Bediüzzaman merhum etrafında 33 maddelik okuyucu sorusunun aynı sırayla cevapları şöyle:

1. "Sait Nursi'ye, Bedüzzaman olarak nitelendirme nasıl ve kimler tarafından verilmiştir?"

"Bediüzzaman", "zamanında yaşayan insanlar arasında emsalsiz olan, bir benzeri olmayan, asrının yegânesi, yetenek ve kabiliyetleri bakımından çağında eşsiz olan..." gibi anlamlara gelen bir terkiptir. Arapça'da "vahîdu asrihî", "ferîdu dehrihî", "yetîmetu'z-zemân"... gibi terkipler de bu anlamda kullanılır.

İslam tarihinde bu lakapla anılan birçok isim bilinmektedir. İbn Asâkir'in hocaları arsında bulunan Ebû Ali Ahmed b. Sa'd b. Ali el-İclî en-Nihâvendî bunlardan birisidir.(1) Bir diğeri hadis hafızı Ebu'l-Fadl Ahmed b. el-Hüseyin b. Yahya el-Hemedânî'dir.(2)  "Makâmât" sahibidir. Meşhur el-Harîrî, "Makâmât"ını onu örnek alarak hazırlamıştır. Şiirdeki ve şiir ezberindeki mahareti dolayısıyla kendisine bu lakap verilmiştir. Hibetullah b. El-Huseyin b. Yusuf el-Usturlâbî de onlar arasındadır.(3) Astronomi konusundaki birikim ve yeteneği sebebiyle Bediüzzaman olarak anılmıştır.

Bu lakabın Üstad Said Nursî merhuma ilk defa kim tarafından verildiği konusunda net bir bilgiye ulaşamadım. Tarihçe-i Hayat'ta, üstün zekâsı ve kabiliyeti sebebiyle genç yaştayken döneminin alimleri tarafından kendisine bu lakabın verildiği keydedilmekte ve şöyle denilmektedir: "İşte pek genç yaşındaki mezkûr harikuladeliklere ve bahr-i umman halinde bir ilme malikiyetine şahit olan ehl-i ilim, Molla Said'e "Bediüzzaman" lakabını vermiştir."(4)

Yine bu eserde şöyle denir: "İstanbul'da grup grup gelen ulemanın suallerini cevaplandırıyordu. Genç yaşında böyle bilâistisna bütün suallere cevap vermesi ve gayet mukni ve beliğ ifade ve hârika hal ve tavırlarıyla, ehl-i ilmi hayranlıkla takdire sevk ediyordu. Ve "Bediüzzaman" ünvanına bihakkın layık görüyorlar ve bu fevkalade zatı, bir "nadire-i hilkat" olarak tavsif ediyorlardı."(5)

Eserlerinden ortaya çıkan netice odur ki, bu lakabı Üstad'ın kendisi de benimseyip kullanmış, eserlerinde zikretmekten de geri durmamıştır. Hatta henüz berhayat iken, bu lakabı bir büyüklenme vesilesi olarak kullandığı tarzında tenkitlere muhatap olmuştur. Bunlara mukabelesi dikkat çekicidir:

"Sual: Sen imzanı bazen 'Bediüzzaman' yazıyorsun. Lâkap medhi imâ eder.

"Cevap: Medih için değildir. Kusurlarımı, sened-i özrümü, mazeretimi bu ünvan ile ibraz ediyorum. Zira bedi, garip demektir. Benim ahlâkım, sûretim gibi ve üslûb-u beyanım, elbisem gibi gariptir, muhaliftir. Görenekle revaçta olan muhakemat ve esalibi, benim üslûp ve muhakematımla mikyas ve mihenk itibar yapmamayı bu ünvanın lisan-ı haliyle rica ediyorum. Hem de muradım, 'bedî', acip demektir..."(6)

Kendisinin bu lakabı farklı bir mülahazayla kullandığını gösteren bir diğer örnek de, kendisi hakkında, "İstibdadın Garibuüzzamanı, Meşrutiyetin Bediüzzaamanı, şimdikinin de Bit'atüzzamanı Said Nursî"(7) ifadesidir.

Devam edecek.

1) Bkz. Târîhu Dimaşk, XLIII, 181; LXVIII, 195.

2) İbn Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, XI; 340.

3) ez-Zehebî, Târîhu'l-İslam, XXVIII, 301.

4) Tarihçe-i Hayat, 47.

5) A.g.e., 53.

6) Hutbe-i Şâmiye, 101.

7) Tarihçe-i Hayat, 78.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

NOT: Vurgular bize aittir.

Yazar: Ebubekir Sifil
17-10-10
E mail: milligazete.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BEDİÜZZAMAN'LA ALÂKALI OKUYUCU SORULARINA CEVAPLAR 2
Online Kişi: 16
Bu Gün: 130 || Bu Ay: 1.513 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.202 || Toplam Tıklanma: 52.236.342