ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 782
Yazar: Yavuz Han
BİR DERDİ OLMALI İNSANIN

BİR DERDİ OLMALI İNSANIN

Dert

Derdi olmalı insanın. Verenin büyüklüğüne hürmeten büyük de derdi olmalı. Ufak tefek dertleri dertlerden de saymamalı belki. Bu elbette derdi çağırmak, derdi dilemek anlamına gelmiyor. Olan derdi dert edinmemek manasında.

Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş
Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş
Niyâzî-i Mısrî

Derdi olmayanın aslında aklı faal değildir desem iddialı kelam etmiş sayılabilirim; ama belli ki en büyüğü arama bulma çabasında olmayanın aklı yarım kabulünden iddiam yerini buluyor kendi gönül dünyamda.

Derdi olmayanın dertlisi de mi yok ki acaba? Dertli tanıdığı, derdini paylaşabileceği, kendi sırtına yükleyeceği bir sevdiği de mi yok.

Derdi olanın derdini dert edinmenin derman olduğu, sonsuz hayata açılan kapı olduğu da bilinmez mi? İnsan olmanın kolay, ama insan kalmanın kolay olmadığı bir oyundan ibaret dünyada; en değerli servetin parmak uçlarımızda uçup gidecek bir mazlumun birkaç damla gözyaşı olduğu bilinir de neden hayata aksettirilmez ki!

Bayram, Allah sevgisi ararken her yaşadığını “ben oldum artık” diyerek nefsini mutmain ederdi. Ne zaman ki bir kuluna âşık oldu, onun aşkı ile yandı da Yaradan’ın aşkının her bildiğinden başka olduğunu fark etti. Merdivenin üst basamağına çıkmak için aşağıdakileri tırmanması gerektiğini belledi. Yaratılanı sevmeden Yaradan’ı sevmenin zorluğunu öğrendi. Yaratılanın derdi varken onu sadece Kal(söz) ile değil de Hal ile sevmenin, derdini sırtlanmak olduğunu belledi. İşte o vakit “Hacı Bayram Veli” oldu.

Dert büyükse derman da büyük olur. Derde derman sen olursan yetkin de büyük olmuş olur. Yetkin büyük ise sadece becerikli değil aynı zamanda yetkilendirenin yanında kıymetin de büyük olur. Neden bende dert var değil de derdin büyüğünü başkasında görüp onu yüklenme çabası, kocaman köklü şirkette CEO olma fırsatı gibi.

Kur’an-ı Kerim’ de 7 Ayetli 2 sureden birisi (diğeri Fatiha) Maun Suresi’nde açık bir ikaz ile anlatılıyor, kılınan namazı dahi başkasının derdine bağlıyor:

“Din gününü yalanlayanı gördün mü? İşte o, yetimi itip kakar. Yoksulu doyurmayı teşvik etmez. Şu namaz kılanların vay haline! Onlar namazlarından gafildirler. Onlar gösteriş yaparlar. Ve onlar en küçük bir yardımı da engellerler.”
Ma’un Suresi

Kazandığın paranın tamamını senin hakkın da görebilirsin, başkasının da o parada hakkı olduğunu da, makamının hakkını almayı da becerebilirsin vermeyi de, sana yapılan katkıları ihkak-ı hak olarak da görebilirsin borçlanmış gibi de, gülmek için de çabalayabilirsin güldürmek için de. Tercih senin, akıl senin, vicdan senin.

En rahat dinlenme yerinin Musalla olduğu aşikardır. Bedeni yorgunluğun hiç ehemmiyeti de yoktur. Zihnin rahat etmesi de derdini sevmek ile olsa gerek. Sadece derdin ile iyi geçinmek değil derdi değilse de dertliyi arayıp bulmak vazifesidir insanı Nefs-i Emmare’den Nefs-i Kamile’ye götürecek olan.

Dert adamı söyletirmiş. Derdini anlatan varsa kıymetli bir misafirin vardır. Söyletene, gönderene hürmet gerekir.

Mevlana sözü ile noktayı koyalım: “Sıkıntı yok efendiler, dert insana yolu gösterir”.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Yavuz Han
18-06-20
E mail: otacemecmuasi.net
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BİR DERDİ OLMALI İNSANIN
Online Kişi: 14
Bu Gün: 275 || Bu Ay: 9.532 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.325 || Toplam Tıklanma: 52.165.929