ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 3047
Yazar: Yakup Şimşek
YAZARIMIZ C. YAKUP ŞİMŞEK'İN KONFERANSI

GELECEĞİMİZ İÇİN TÜRKÇEMİZİ İYİ ÖĞRENMELİ VE ÖĞRETMELİYİZ.

Eğitimci-Yazar C.Yakup ŞİMŞEK : “İnsan, kelimelerle düşünür Yeni nesiller, atalarının kullandığı sapasağlam sözlerden mahrum yetişiyor. Düşünen, araştıran, öğrenen, kıyaslayan, terkip yapabilen, hayatı daha derin anlayıp yaşayan insanlar istiyorsak ana dilimizi – geçmişten kopmadan – iyi öğrenmeli ve öğretmeliyiz.“İstiklal Marşı”nda ve “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi”nde geçen kelimeler artık ne ders kitaplarında var ne de imtihanlarda… Türkiye Cumhuriyeti’nin temel metinleri anlaşılmaz bir hâle getirildi. Çocuklarımız ve gençlerimiz babalarının, dedelerinin kelimelerinden farklı sözlere alıştırılıyor. Nerdeyse her yeni nesil farklı bir Türkçe kullanır oldu.”

BESAM (Bilgi Eğitim Ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Derneği) tarafından her hafta tertip edilen “Gelecekle Randevu Toplantıları” çerçevesinde 11.10.2010 Pazartesi günü Eğitimci-Yazar C.Yakup ŞİMŞEK konuştu. “Türkçemizin Hâli Ve Geleceği” üzerine yaklaşık iki saat konuşan C.Yakup ŞİMŞEK Türkçenin bilhassa son yetmiş beş yıldaki macerasını hikâye etti. Konuşmasının başında “Şimdi ben Türkçenin bugünkü sıkıntılarından bahsedeceğimi söylediğimde muhtemelen aklınıza büyük caddelerimizdeki yabancı isimli tabelalar falan gelecektir. O da Türkçenin büyük meselelerindendir ama bugünkü hâle nasıl gelindiğini anlatmak istiyorum.” dedi.

TDK’nin 1935 tarihli Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu ile Türkçeye sokulmaya çalışılan bazı kelimeleri kullanarak kurduğu beş-altı cümleyi dinleyicilere okuyan C.Yakup ŞİMŞEK “Bu cümlelerden bir şey anlayan var mı?” diye sordu; dinleyenlere yabancı dilden bir metin gibi gelen bu sözleri Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu’ndan seçtiği kelimelerle kendisinin kurduğunu belirtti. Elinde tuttuğu kılavuzda yaklaşık on bin (10.000) kelime bulunduğunu, bunların bir kısmının eskiden beri Türkçede mevcut olduğunu belirten konuşmacı “Ancak bunların büyük bir kısmı TDK tarafından imal edilmiş ve çoğu halk tarafından kabul görmeyip unutulmuştur.” dedi. C.Yakup Şimşek’in Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu’nun yalnızca A ve B kısımlarından seçtiği ve dinleyicilerin dikkatine sunduğu bu kelimelerden bir kısmı şunlar:

abay = dikkat

açınlamak = keşfetmek

adanç = va’d

adançlamak = va’detmek

aktı = ücret

alanç etmek = müsadere etmek

algı = ganimet

alımcı = tahsildar

alımsa = rüşvet

alıt = makbuz

alpay = fatih, cihangir

anak = hafıza

angın = Şöhretli, meşhur

anlatık = fıkra

arda = aile

arıtım = ıslahat

arsımak = müdahale etmek

astöz = faraziye

astüzük = talimat

atağlık = vesayet

atınç = mermi

aybat = heybet, mehabet

ayıt = bahs

ayman = müctehid

ayra = istisna

ayramlar= teferruat

ayrıt = imtiyaz

ayta = hitabe, hutbe

aytaç = hatib

aytanç = muhatab

aytar = muhabir

azay = asgari

azı = ihtilâl, isyan

azınç = dalâlet

bağıtlı = taahhüdlü

Bakman = müfettiş

başatmak = hâkim olmak

baysal = huzur ve sükûn içinde olan

bekit = vakıf, tesis

belgirtme = isbat

belget = sened

belin = haşyet

beltir = meydan

berki = metanet

betke = makale

bırakığ = imtiyaz

bırakım = ruhsat

bilgetler = istihbarat

bilgirit = tebliğ, tebligat

bilit = ilân

birge = müşterek

birleşit = cemiyet

bir şey değil = estağfurullah!

böle = sütun

bölü = taksit

bulduru = fihrist

bulgu = vicdan

buyurman = âmir

bürüm = zarf

bütünleyin = cümleten

C.Yakup Şimşek sözlerine şöyle devam etti:

“Saydığım bu kelimelerden hiçbiri halk tarafından benimsenmedi. Fakat en az bunlar kadar yanlış, mahzurlu yüzlerce kelime maalesef zaman zaman bazı mevkilerin ve şahısların da desteğini alarak resmî metinlere girdi. Devlet tarafından yapılan imtihanlarda sürekli bu kelimeler tekrarlandı ve milyonlarca öğrenci bunları tekrar tekrar okumak ve kullanmak zorunda kaldı. Ders kitaplarında da hep aynı kelimeler kullanıldı; buna karşılık yüzyıllardan beri Türkçenin öz malı olmuş olan binlerce kelime ise bu kitaplarda asla yer bulamadı. Böylece geçmişin edebiyatı, musikisi, folkloru ve felsefesiyle, kısaca tarih ve kültürle aramızda köprü olan kelimeler unutturuldu.

Yeni nesiller, atalarının kullandığı sapasağlam sözlerden mahrum yetişiyor. “İstiklal Marşı”nda ve “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi”nde geçen kelimeler artık ne ders kitaplarında var ne de imtihanlarda… Türkiye Cumhuriyeti’nin temel metinleri anlaşılmaz bir hâle getirildi. Bir yandan geçmiş kültürümüzle övünüp duruyoruz: Yunus’tan Pir Sultan Abdal’a, Nedim’den Karacaoğlan’a, Âkif’ten Yahya Kemal’e, Reşat Nuri’den Peyami Safa’ya yüzlerce edebiyatçının bizim en büyük söz ustalarımız olduğunu söylüyoruz. Fakat – ne yaman bir tezattır ki – onların şiir ve romanlarında, hikâyelerinde kullandıkları yüzlerce kelime artık günlük hayatımızın dışına çıkartılıyor. Tabiri caizse yalnızca müzede görülecek birtakım aksesuarlara dönüştürülüyor.

Çocuklarımız ve gençlerimiz babalarının, dedelerinin kelimelerinden farklı sözlere alıştırılıyor. Nerdeyse her yeni nesil farklı bir Türkçe kullanır oldu.

Cemil Meriç argoyu kanundan kaçanların, uydurma dili ise tarihten kaçanların dili olarak düşünmüş. Bir insan kendi tarihini sevmeyebilir ama diğer insanların, bilhassa çocukların geçmişten kopuk olarak yetiştirilmesi çok yanlıştır. Geçmişi öğretmeli ama sevip sevmeyeceği kendi tercihine bırakılmalı.

Türkiye’de tarih ve kültür çok zayıf öğretiliyor. Buna bağlı olarak da köyleri, şehirleri, üniversiteleri, meydanları, cadde ve sokakları, alışveriş merkezleriyle, memleketin bütün sathı atalarının dilinden, edebiyatından, tarihinden bihaber, derbeder gençlerle doluyor. Kendi öz kültür ve dilinden gittikçe uzaklaşan nesiller, memleketin bugünü ve yarını için sinsi fakat büyük birer tehdit unsuru ve tehlike yığını hâline geliyor.

İşte bütün bu akıbetlerin ortaya çıkmasında lisanımızın öz Türkçecilik / tasfiyecilik / özleştirmecilik / uydurmacılık siyaseti ile bozulup yozlaşması elbette çok mühim bir rol oynamıştır.

Bu politikalar neticesinde vatandaşlarımız daha az kelimeyle konuşmaya başlamıştır. Çetin Altan, Türkiye’de yaşayanların günde ortalama 300-400 kelimeyle konuştuğunu ifade ediyor. Bu zayıf kelime dağarcığı birbirimizle sağlıklı anlaşmamıza mâni olan faktörlerin başında yer alır. Abbas Güçlü de meselenin bir başka yönüne dair düşündürücü bir kıyaslama yapıyor: ABD’de birinci sınıf ders kitaplarında toplam 12 bin kelime kullanılmıştır. Bu rakam Fransa’da 9 bin, İtalya’da 12 bin, Türkiye’de 6 bindir.

Hâlbuki gramerciler, ilim ve fikir adamları, mütefekkirler başta olmak üzere hemen herkesin kabul ettiği bir gerçek var: İnsan, kelimelerle düşünür...

Düşünen, araştıran, öğrenen, kıyaslayan, terkip yapabilen, hayatı daha derin anlayıp yaşayan insanlar istiyorsak ana dilimizi – geçmişten kopmadan – iyi öğrenmeli ve öğretmeliyiz.”

C.Yakup Şimşek konuşması esnasında Yunus Emre’den bir şiir okudu, ayrıca bir halk türküsünün sözlerine dikkat çekti. Son olarak da Yahya Kemal’in bir mısrasından hareketle dil ve kültür politikasında “kökü mazide olan ati” prensibine uymanın şart olduğunu belirterek konuşmasına son verdi.

BESAM(Bilgi Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Merkezi )nin düzenlediği “Gelecekle Randevu Toplantıları” katılımcıların yoğun ilgisiyle devam ediyor.www.tubesam.com

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Yakup Şimşek
13-11-10
E mail: tubesam.com
 
 
Yorumlar: 1
osman osmanoğlu
TEBRİK VE TALEP
Tarih : 14-11-10

"Din, dil, tarih şuuru" miletimizi millet yapan, insanlarımızı birbirine bağlayan çimentodur. Geçmişi geleceğe bağlayan harçdır. Bir milleti özünden koparmak isteyen emperyalist güçler din, tarih ve dil üzerindeki tahribatı tamamladı mı o milleti yıkmak kolaylaşacaktır. Yakup bey, dil hususundaki ihtimamımınız takdire şayan. Sizin dil üzerindeki hataları düzeltme çalışmanızı Türk dil kurumu duyuyor mu? Sizin gibi işinin ve mesleğinin erbabından icazetli bir lügat taleb ediyoruz. Neslimiz ve geleceğimiz için böyle hayırlı bir hizmete herhalde hayır diyemezsiniz. Çalışmalarınızda başarılarınızın devamı temennisiyle...

 
YAZARIMIZ C. YAKUP ŞİMŞEK'İN KONFERANSI
Online Kişi: 11
Bu Gün: 136 || Bu Ay: 9.798 || Toplam Ziyaretçi: 2.222.205 || Toplam Tıklanma: 52.173.725