DİLİN TAHRİBİ SÖMÜRGELEŞMEYE RAZI OLMAKTIR

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / DİL KALESİ

Okunma Sayısı: 391

Yazar: Hüseyin Öztürk

DİLİN TAHRİBİ SÖMÜRGELEŞMEYE RAZI OLMAKTIR

DİLİN TAHRİBİ SÖMÜRGELEŞMEYE RAZI OLMAKTIR Dilin tahribi sömürgeleşmeye razı olmaktır. Dünya üzerinde kendi en zengin dilini tahrip eden nadir ülkelerden birisiyiz.

Harf devrimini yapan kişiler bile sonradan pişmanlıklarını itiraf etmiş, beş bin yıllık bir medeniyetin kökünü sarstıklarını kabul etmişlerdir.

Elimizde kalan dilimizle ve yine milletimizin tüm değer yargılarını tahrip eden inkılaplarla 90 yıldır sürekli pansumanlarla ayakta kalabilmekteyiz.

Şimdi ise sosyal medya ve yine sömürgeleşmeye rıza gösteren Batıcılık sarasına tutulmuş yerli ve milli olmaktan nefret eden güruhlar, dilimizi ciddi şekilde tahrip etmektedir.

Bu güruhlarla mücadele eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın dil üzerinde nasıl hassasiyetle durduğu vicdan sahibi herkesin malumudur.

Yalnız eğitim-öğretim kurumlarımızı yöneten ve kendilerinin; topraklarımıza-milletimize-devletimize-medeniyetimize-tarihimize-coğrafyamıza sahip olduğuna inanan ve bu uğurda emek harcayan öğretmenlerimizin de duracağına kanaatimiz tamdır.

•

Eğer 2023 yılına tam bağımsız bir Türkiye olarak gireceksek, önce dilimizin güçlenmesini sağlamamız şarttır. Aksi takdirde dilimiz sömürgeleşmekten kurtulamayacaktır.

Devlet-millet düşmanlığında ittifak eden siyasette-edebiyatta-sanatta-ekonomide-sosyal ve klasik medyada, dilimizin özellikle tahrip edildiği açıktır.

Dil tahribinde ısrarcı olanların esas gayesi, sadece dilimizin değil, dini-milli değerlerimizin de tahrip edilmesini sağlamaktır.

Dilimiz özellikle gençlerin dilinde hercümerç edilmektedir. Ve bu hercümerç, “Ne olacak canım” aymazlığıyla desteklenmektedir.

Oysa dil tahribi nesiller arasında büyük kopukluklara sebep olmaktadır. Hani bu durumu hiç yaşamamız olsak, belki anlaşılması zordur ama bir gecede ümmi bırakılmış bir millet olarak bu hali idrakten yoksun olmasak gerektir.

Günümüzde bırakın yaşı 60 ve üzeri olan aile büyüklerini, genç anne-baba ve diğer aile bireyleriyle olan iletişimleri hızla kopmakta ve birbirlerine yabancılaşmaktadırlar.

•

Dilimizdeki bozulma faciası dijital yolla yayılmaktadır. Bu hususta Milli Eğitim Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin bütün kurumları, dilimizi korumak ve yaşatmakla yükümlüdür.

Aklı erenler bilir ki, savaşların tarihine baktığımızda hiçbir ülke uzun süre silah zoruyla bağımsızlığa mahkûm olmamıştır.

Esas o devletler; kurumlarıyla, eğitim sistemiyle, dilinin ve medeniyetinin bozulmasıyla bağımsızlıklarını kazanamamaktadırlar.

Bugün ABD, Fransa ve İngiltere’nin sömürgesi olan sözde bağımsız Afrika ülkelerine baktığımızda, ülke yöneticileri, dilleri ve eğitim sistemleri, sömüren ülkelere hizmet etmektedir. Kendi kendini yöneten değil, yönetilen ülkelerdir.

Bizde de siyasetin muhalefet kanadı, Türkiye’yi bir Afrika ülkesi yapmak için dünyanın tüm şer güçleriyle ittifak halindedir.

Bizim dilimiz, dinimizden bağımsız değildir. Dikkat edilirse dildeki tahribat, dini-milli değerleri yok etme planlıdır.

Sosyal medya ile klasik medyanın bir kısmı, yurtdışı fonlarıyla birbiriyle yarış halindedir. İşin tuhafı bu yarışa dilin önemini bilenler de yancı olmaktadır.

•

Ezcümle:

Dili-dini tahrip edilmiş toplumların bağımsızlıklarını korumaları imkânsızdır. Dünya üzerinde pek çok örneği vardır. Yarına devam.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.