ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 233
Yazar: Sefa Saygılı
Beyin – bilinç – evrim ve MEB’in fen bilimleri kitapları

Beyin – bilinç – evrim ve MEB’in fen bilimleri kitaplarıMilli Eğitim Bakanlığı fen bilimleri kitapları “evrimci bir bakış açısıyla” yazdırılıyor. Evrimci yazarlar, evrim varmış ve her şey Yaratıcı olmaksızın yaratılmış kabul ediyorlar.

Varlıkların nasıl meydana geldiğini evrimciler açıklayamaz.

İnsan beyni maddeden ibaret. Beyine baktığımızda; bir litre su, 110 gram protein, 150 gram yağ, 15 gram şeker ve 10 gram tuzdan oluştuğunu görüyoruz. Bilinç, bu madde değildir. Beyni meydana getiren maddelerin hiçbiri bilinci meydana getiremez ve açıklayamaz.

Evrimciler beynin meydana gelişini ve bilinci izah edemezler.

İnsan beyni bir mühendislik şaheseridir. Çok az yer kaplar; özlü, sürekli değişir, kendini günceller, milyarlarca bilgiyi aynı anda işleyebilir, âdeta canlı bir bilgisayardır. Hiçbir bilgisayar canlı değildir. Hayat mucizedir. Maddenin beynimizde nasıl olup da canlandığını hiçbir evrimci izah edemez.

Beyindeki organizasyon müthiş ve oldukça şaşırtıcıdır. 100 milyar nöron arasında kargaşa olmadan gerçekleşen mükemmel düzen ve uyum vardır. Beynimizi kullanırken bu harika organizasyonu fark etmeyiz ama beyin denen bu muhteşem canlı bilgisayarı çocuk - büyük, yaşlı- genç herkes kullanır.

İnsan görür, işitir, sıcaklık- soğukluğu fark eder, hayal eder, düşünür, hisseder, fikir üretir, yürür, tehlikelere karşı tedbir alır, mutluluk veren şeyler karşısında sevinç duyar.

Böylesine harika ve karmaşık aynı zamanda sistematik çalışan beynimiz nasıl meydana geldi?

Beyin hücrelerine kim hayat veriyor?

Görmeyi, işitmeyi, hissetmeyi, anlamayı, kavramayı, düşünmeyi, fikir üretmeyi, hayal kurmayı, tehlikelere karşı tedbir almayı, düşündüklerini hayata geçirme becerisini kim öğretir?

Beyindeki nöronlar bu becerileri nasıl öğrenirler?

En önemlisi BİLİNÇ nedir?

100 milyar nörondan meydana gelen beynimiz 25 milyon ciltlik kitap bilgisine sahip, 2.5 trilyon kelimeyi barındırabilir.

100 trilyon bilgiyi muhafaza eder.

Her saniye 1 katrilyon sinyal ve bağlantı gerçekleştirir.

Dünyanın en hızlı bilgisayarı 10 üzeri 9 hızla işlem yapabilir; insan beyin 10 üzeri 15 hızla işlem yapar. (1)

Bilgisayarı yapan mühendis var. Beyni yaratan yok mu?

Nature dergisi yazarı John Maddox, Scientific American dergisine yazdığı makalede şöyle der:

“Hiç kimse kararların nasıl alındığını veya hayal gücünün nasıl serbest bırakıldığını bilmiyor. Bilincin meydana gelişi ve tanımlaması da aynı derecede kafa karıştırıcıdır. Geçen yüz yılda nörobilimde kaydedilen göz alıcı başarılara rağmen beyindeki bilinçli işleyişleri (anlama, kavrama, anlatma, sezme yeteneğini) anlamaktan bundan yüz yıl öncesinde olduğu kadar uzağız.” (2)

Gerald Schroeder, Tanrı’nın Saklı Yüzü isimli eserinde bilinç ile ilgili şunları söyler:

“İndirgemeci eğilimlerimizi bir tarafa bırakıp parçaların toplama eşit olamayacağının farkına varmamız gerekir. Bilinç de evrenimizin indirgenemez ögelerinden biridir. Bilinçli mistik değil, metafiziktir, yani fiziksel alanın dışındadır. (3)

“Bilinç maddenin fizikî bir özelliği değil ve onun ötesinde bir şey” der Arizona Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Stuart Hameroff.

Prof. Hameroff’un bilincin kuantum boyutunu şöyle anlatır:

“Quantum fizikçisi olarak maneviyat ve bilinci ciddiye almak zorundayız.

Maneviyattan ne anladığıma gelince şu üç şeyin altını çizmek isterim:

Birincisi, canlılarla kâinatın bütünü arasında bir bağlantı var. Quantum bağlantı fenomeni dolayısıyla bu bağlantının mümkün olduğunu ortaya koydum.

Parçacıkların (kuantlar) birbiri ile mekân ve zamanın normal sınırını aşan çok sıkı bağlantı kurma yeteneği var.

İkincisi, zaman-mekân geometrisinin dayandığı temelde bizim irademize etki eden İlahi iradenin sevki veya evrensel bilgelik söz konusu.

Üçüncü olarak, bedenimizin dışında ölümden sonra bilincin varlığını devam ettirme ihtimali söz konusu.

Tefekkür iklimine dalmak gibi maneviyatın pratiği bize derinlere dalmaya ve platonik kuantum dünyasının bilgeliğine ve aydınlatıcılığına dalmaya izin veriyor.Her şeyin temeli; ister anlam ister madde olsun, Allah’a dayanıyor.”(4)

En basit bilgisayarlar bile programlanarak çalışırlar.

Düşünen, anlayan, hayal kuran, fikir üreten, bilgisayar yapan bilgisayar yoktur.

Canlı bilgisayar icat edilemedi, bilgisayarlar bilinçli olamaz.

Şüphesiz beynimizi programlayan, gözümüzü, elimizi, ayağımızı, kulağımızı, derimizi, kaslarımızı, kemiklerimizi yaratan EŞSİZ BİR YARATICI var.

Milli Eğitim Bakanlığı, fen bilimleri ders kitaplarını akla, bilime, inancımıza uygun olarak yazdırmalıdır. Maddenin nasıl var olduğunu, hayatın nasıl meydana geldiğini, bilincin nasıl oluştuğunu açıklayamayan tutarsız teorilerden vazgeçilmelidir.

Kaynaklar:

Tasarımın İhtişamı Evrimin Tutarsızlığı, Prof. Sefa Saygılı, s.120

Tasarımın İhtişamı Evrimin Tutarsızlığı, s.116

Tasarımın İhtişamı Evrimin Tutarsızlığı, s.117

Enlighten Next Dergisi, yaz ve sonbahar özel sayısı, Kasım 2010, s. 48, Frankfurt

NOT: Çıra Yayınları (Tel: 0 212 6359919) arasında çıkan, yüzlerce kaynağı tarayarak yazdığım Tasarımın İhtişamı Evrimin Tutarsızlığı kitabımı bütün okuyucularımıza özellikle MEB’e fen bilimleri kitapları yazan yazarlarımıza tavsiye ederim.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Sefa Saygılı
24-06-23
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Beyin – bilinç – evrim ve MEB’in fen bilimleri kitapları
Online Kişi: 9
Bu Gün: 181 || Bu Ay: 2.081 || Toplam Ziyaretçi: 2.229.968 || Toplam Tıklanma: 52.252.528