ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 128
Yazar: İsmail Kılıçarslan
EYVALLAH REİS, EYVALLAH!

EYVALLAH REİS, EYVALLAH!Sosyal medyada gördüğüm o tweet zinciri beni benden aldı. Belli ki uluslararası ilişkiler nosyonu olan, diplomasi falan çalışmış ve bence iyi niyetli biri, Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da düzenlediği basın toplantısında sarf ettiği tarihi cümleler üzerinden “işin doğrusu bu olmalıydı” falan gibi cümleler kurmuş.

İşte “aslında Almanya ve dünya kamuoyu şöyle sıkıştırıldı, Filistin davasının haklılığı böyle anlatılırdı falan” diyor. Önerileri ise Batı’nın, bütünüyle kendi işlerine yarayacak şekilde inşa ettiği sahte nezaketle oluşturulan “diplomasi dili.”

“Arkadaş en azından Mustafa Yeneroğlu’ndan daha isabetli şeyler söylüyor Batı açısından” diye düşündüğüm doğrudur. Bu, çok eğlenceli bir bahis benim açımdan ama bugün başka bir yerden ilerleyecek yazı. Yeneroğlu’nu nasılsa bir başka zaman rahat rahat alırım sarakaya.

Açık seçik, berraklıkla yazayım. Reis’in, Batı’nın hiçbir “verili ve sahte değerini kabul etmediği” anlarda yaptığı, üzerine de Batı denilen heyulaya ayar üzerine ayar verdiği konuşmaların belki en önemlisiydi Berlin’deki basın toplantısında yaptığı konuşma.

İsrail konusunda dünya kamuoyunun yönünü iyi süzmüş, İsrail’e yönelen öfkenin nasıl da büyüdüğünü çok iyi analiz etmiş bir lider olarak Erdoğan, sadece Türk kamuoyuna değil, sadece Gazzeli, Filistinli kardeşlerimize değil, sadece Arap ülkelerine değil, bütün dünyaya verdi mesajını. Bu, onu “lider” yapan hususiyetlerden biri, belki de birincisi.

Yazının başında analizinden bahsettiğim arkadaş, “Erdoğan, uçak sorusunu soran gazetecinin tahrikine kapılmamalıydı. Eurofighter alımı Türkiye için çok önemliydi” falan da yazmış.

Ben bunun tam aksini düşünüyorum. Erdoğan’ın “Bizi Eurofigther ile tehdit edemezsiniz. Dünyanın tek uçak satıcısı siz değilsiniz” cevabı, tam da Türkiye’nin girdiği yeni rotanın ne olduğuna işaret eden bir cevaptı. “Vermezseniz başkasından alırız” diyebilecek bir soğukkanlılığa erişmek, Gazzeli kardeşlerimizin kanı üzerinden yapılabilecek bir uçak pazarlığını dünya kamuoyu önünde elinin tersiyle itmek olağanüstü başarılı bir tercihti.

Esasen, Batı dünyasında sokak ile devlet arasında oluşan o büyük mesafeyi doğru anlamış, ürettiği argümanlar ve kurduğu cümlelerle Batı dünyasının sokaklarını dolduran vicdan sahibi insanlara doğrudan seslenen bir “dünya lideri” gördük Berlin’de.

Dünden beri Cumhurbaşkanımızın tabiri caizse “takır takır” kurduğu cümleler bütün dünya dillerine çevrilmiş durumda. Sosyal medyanın trendlerinde yerini aldı o konuşmalar. Bu, “doğru zamanda tarihin doğru tarafında durma”nın getirdiği bir bereket oldu Erdoğan açısından.

Bir başka yerden ilerleyeyim.

Şunu görmemek için artık dümdüz kör olmak gerekiyor. Dünyanın sokaklarıyla dünyanın iktidarları arasındaki mesafe hiç bu kadar açılmamıştı. Aklım erdi ereli böyle bir manzara görmüş değilim. İsrail’i kanının son damlasına kadar savunmaya çalışan Batı iktidarları ile İsrail’den, o terörist topluluğundan nefret eden Batı sokakları. Fotoğraf budur.

Farkında mısınız bilmiyorum ama bu durum dünyanın “yeniden” kurulabileceği eşsiz bir fırsat koydu insanlığın önüne.

Amerika’da, Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de insanlar aklımızın almayacağı bir hızla her şeyi ama her şeyi sorgulamaya başladılar Gazze’deki soykırım üzerinden.

Kendi liderlerine ateş püsküren, “Bizi kandırıyorlar” diyerek kükreyen, Gazze katliamı üzerinden ülkelerinde olan biten bütün pisliği sorgulayan bu sokaklar günün sonunda Erdoğan’ın ortaya koyduğu “Dünya Beşten Büyüktür” vizyonuna doğru ilerliyorlar hızla. Dünyanın verili ve kurulu bütün sahte iktidarlarına karşı dalga dalga büyüyen bu öfkenin doğru yönetilmesi, dünyanın “çok kutuplu ve dengelerini yeniden oluşturmuş bir yer” haline gelmesinin önünü açabilir.

Erdoğan’ın liderlere değil, dünya sokaklarına hitap ederek kurduğu o tarihi cümleleri kesin olarak bu açıdan da değerlendirmek zorundayız.

Ezcümle, bir kez daha “eyvallah” diyorum Erdoğan’a kendi adıma. Bizi, hemen hiçbir majör meselemizde yalnız bırakmıyor, sürekli “tarihin doğru tarafında” kalarak bizi de cesaretlendiriyor.

Eyvallah Reis, eyvallah.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: İsmail Kılıçarslan
19-11-23
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
EYVALLAH REİS, EYVALLAH!
Online Kişi: 14
Bu Gün: 160 || Bu Ay: 9.822 || Toplam Ziyaretçi: 2.222.281 || Toplam Tıklanma: 52.174.425