Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar | Okunma Sayısı: 214 |
Yazımızın başlığı, İslam’a düşmanlık esasında, geçmişte münferiden Yahudiliğe ve Hıristiyanlığa (Ehlikitaba), bugün ise Siyonist Hıristiyanlığa mahsus, başlangıcından beri hiç kesilmeyen, günümüzde daha da azgınlaşarak devam eden bir süreci ifade etmektedir.
Ehlikitabın İslam düşmanlığı, Peygamberimiz Aleyhisselam’ın daha doğumundaki peygamberlik alametlerinin tespitiyle uç vererek, onun risalet görevini beyan ve kendi şeriatını tebliğ ettiği günlerde aleniyet kazanmıştır ki, bu düşmanlığın, Mekke merkezli orta ve güney Arabistan müşriklerinin düşmanlığından mahiyet ve yöntem itibariyle büyük oranda farklı olduğu da bilinmektedir.
Söz konusu farkı ana hatlarıyla hatırlatacak olursak:
Benzer nedenler Ehlikitap için de büyük oranda geçerli olmakla birlikte, onlar için asıl fark muharref kitaplarını ve özünü kaybederek geleneksellemiş dinlerini muhafaza etme kaygısından doğmuştur.
Diğer bir söyleyişle Mekkeli müşriklerin İslam düşmanlığı manevi olmaktan çok maddi nedenlere dayanırken, Ehli kitabın düşmanlığı hem manevi (moral) hem de maddi nedenlere dayanmaktadır.
Bunun tipik örneklerinden birini Mehmet Asım Köksal, İslam Tarihi’nde şöyle iletmiştir:
“(Peygamberimiz Aleyhisselam bir gün Mescid-i Haram’da müşriklerin ileri gelenlerinden bir gruba, puta tapanların cehenneme atılacaklarına dair Enbiyâ suresinin 98-100. ayetlerini okuyunca) Putları aleyhinde okunan ayetler Kureyş müşriklerinin çok ağırına gitti.
O sırada oraya Abdullah b. Zibarâ geldi.
Cemaatin susup durduğunu görünce: ‘Neye daldınız?!2 Sizin neyiniz var?’ diye sordu.
‘Vallahi, O’nu bulsaydım, kendisiyle tartışmaya tutuşur ve muhakkak davayı ben kazanırdım! Sorunuz Muhammed’e’ dedi, ‘Allah’tan başka, tapılan her şeyle, onlara tapan herkes Cehennem’de midir? Öyle ise biz meleklere tapıyoruz. Yahudiler Üzeyr'e tapıyorlar. Hıristiyanlar Meryem oğlu İsa’ya tapıyorlar. Bunlara ne diyeceksin bakalım?” Velid b. Mugire ile yanında bulunanlar, Abdullah b. Zibârâ’nın sözünü, dayanılacak ve davayı kazandıracak en sağlam bir delil saydılar.”
Ehlikitab’ın İslam düşmanlığında Hıristiyanlara göre Yahudiler daima bir adım önde olmakla kalmamış, Eski ve Yeni Ahit’teki ortaklıklardan hareketle Hıristiyanları her devirde şartlandırmayı da başarmışlardır.
1-Tahrif, tağyir ve tebdil: Tevrat’ın orijinalinin bozulduğu ve değiştirildiği,
2-Nesih: Tevrat ve Yahudiliğin hükmünün İslâmiyet’le yürürlükten kalktığı,
3-Tecsim: Tanrı’nın insani sıfatlarla tavsif edildiği,
4-A’lâm ve tebşir: Hz. Muhammed’in geleceğinin Tevrat’ta müjdelendiği ve bu gerçeğin bilinçli bir şekilde kitlelerden gizlendiği. (Nuh Arslantaş, Yahudilere Göre Hz. Muhammed ve İslamiyet, İz Yayınları, İstanbul 2016)
Şöyle ki Ehlikitap İslam’a tabi olup kurtuluşa ermek yerine, ona olan düşmanlıklarını geçmişte münferit, günümüzde ise müşterek olarak kendi akide ve uygulamalarında kimi değişiklikleri yapmak suretiyle yeniden yapılandırma yoluna gitmişlerdir.
Bu da öncelikle Yahudilerin seçilmişliğinde, Hıristiyanlığın teslisinde şekillenmiştir.
Yazar: Ömer Lekesiz |
01-02-24 |
||
E mail: yenisafak.com | Tweet | ||