HALEB'E DÖNÜŞ

Halep, 12 Aralık 2016'da Rus ve İran destekli Esed ordusu tarafından düşürülmüştü. Üzüntümüz hadsizdi. 30 Kasım 2024'te geri alındı.

ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
"Her kim selefin bilmediği bir amel icad ederse, Peygamber'in risalete ihanet ettiğini iddia etmiş olur. Çünkü din tamamlanmıştır (Maide, 3) O gün din olmayan şey bugün de din değildir."
İmam Mâlik
Kategori : / RAMAZAN- ORUÇ- İNSAN
Okunma Sayısı: 473
Yazar: Ömer Türker
ORUÇ VE MUHASEBE

ORUÇ VE MUHASEBEİslam ümmetinin aynı anda neredeyse tüm fertlerinin bir şekilde iştirak ettiği kuşatıcı ve bereketli bir ibadet mevsimine girdik. Bu ayın hiç kuşkusuz pek çok hususiyeti var fakat oruç ibadetinin hayatımızdaki yerini anlamak için bunlardan birine dikkat çekmek istiyorum.

Ramazan ayı bir muhasebe ayıdır. Bu ayda bir müminin önceki ramazandan bu ramazana kadar yani yıl içinde yapıp ettiklerinin bir değerlendirmesini yapması beklenir. Manevi muhasebe dünyevi muhasebelerden farklıdır. Bir ibadet olarak muhasebe, yaptığımız ve yapamadığımız şeylerin bir dökümünü yapmak değildir, kişinin kulluk acizliği içinde ihlas ve samimiyetle halini tefekkür edip Allah’a arz etmesidir. Dolayısıyla ihlas ve samimiyet olmadığı takdirde muhasebeden bahsedilemez.

Yıl içinde yapılagelen günlük ve haftalık istiğfarlar, aynı zamanda bir Müslümanın periyodik muhasebeleridir. Fakat Ramazan ayında muhasebe hususi bir boyut kazanır. Zira oruç, muhasebenin zorunlu şartı olan ihlas ve samimiyetin en azından bir seviyede kaçınılmaz olarak yaşandığı bir ibadettir. Çünkü insan riya yaparak oruç tutamaz. Yani oruç tanımı gereği ya ibadet olarak ifa edilebilir ya da hiçbir şekilde ifa edilemez. Dolayısıyla oruç, muhasebenin asgari koşulu olan ihlas ve samimiyeti, kendi içinde barındırarak kişiyi muhasebe için hazırlar.

Tabii ki her bir ferdin kendi tedeyyün tecrübesi farklılaşabilir ama muhasebeyi sadece bireysel bir durum anlarsak eksik anlamış oluruz. Genel bir durum olarak oruç, Müslümanlar için ortak bir manevi imkândır. Bu sebeple Hicrî ve Rûmî takvimler gibi Müslüman milletlerin kullandığı muhtelif takvimlerin bir yılbaşısı olsa da Ramazan ayı geçmişte de bütün Müslümanlar için bir tür yılbaşı vazifesi görmüştür. Ramazana kavuşmak bir yılı bitirmek ve yeni bir yıla başlamak demektir.

Bilindiği üzere yılbaşı kutlamalarının iki temel vurgusu vardır. Birincisi geçen yılın acısıyla tatlısıyla geride bırakılmış olmasıdır. Bu, olmuş bitmiş bir var oluş sürecine dairdir ve bir tür yıllık kazanç ve kayıplar bilançosunu çıkarmayı ifade eder. İkincisi yeni yıla erişmiş olmanın sevinci ve bu sevincin doğurduğu umuttur. Bu ise henüz gerçekleşmemiş bir var oluş haline ulaşma arzusudur. Bu bağlamda bir müminin ömrünün bir yıla yayılan kesitini Allah ile ilişkisi doğrultusunda değerlendirmesi için en uygun vakit Ramazan ayıdır.

Teravih, gece ibadetleri, sahur vakti fakat bilhassa itikaf ibadeti, kendi halimizi tefekkür etmek ve zamanın istikrarlı akışının geride bıraktığı düşünce ve amellerimizi acziyetle Allah’a arzetmek için fırsat sunar. Bu anlamda Ramazan hem bir manevi hasat hem bir manevi ekim ayıdır. Allah, yeme, içme ve cinselliği belirli sürelerde terk etmeyi kendimizi idrak etmek için alamet ve vesile yapmıştır. Bu ayda yapılan amellerin bereketinin bütün seneye yayıldığını ve bir sonraki Ramazana kadar etkisini sürdüreceğini umut ederiz. Bereketli ramazanlar diliyorum.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ömer Türker
03-03-25
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ORUÇ VE MUHASEBE
Online Kişi: 35
Bu Gün: 774 || Bu Ay: 5.822 || Toplam Ziyaretçi: 2.694.798 || Toplam Tıklanma: 57.121.255