ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 10364
Yazar:
KADI BEYDÂVÎ TEFSİRİ TÜRKÇEDE

Osmanlı medreselerinde asırlarca ders olarak okutulan Kadı Beydavi tefsiri Türkçe’ye kazandırıldı

 

Kâdı Beydâvî’nin “Envâru’t – Tenzîl” isimli tefsiri Osmanlı medreselerinde asırlarca ders kitabı olarak okundu…

Üzerine 250’den fazla şerh ve haşiyeler yazıldı…

Tefsirle ilgilenen hemen herkes Onun adını duydu, tefsirinden bir şekilde istifade etti…

Eser, Doç. Dr. Şadi Eren tarafından 4 cilt olarak tercüme edildi.

Eserin takdim kısmından bazı bölumler:

…Bir bütün olarak bu tefsiri incelediğimizde, başlıca şu özellikler dikkatimizi çeker.

- Beydâvî, gayet veciz ibareler ile anlatmış, laf kalabalığı yapmamıştır.

-Ayette bulunan edebî incelikleri tam bir vukufiyetle ele almış, bu şekilde Kur’anın mu’cizeliğine delil getirmiştir.

-Ayetlerin açıklamasında sebeb-i nüzule (ayetlerin iniş sebebine) sıkça yer vermiştir.

-Ayetlerin yorumunda farklı görüşlere dikkat çekmiş, kendi kanaatlerini açıkça ifade etmiştir.

-Gerek farklı fıkhî mezhepler, gerekse farklı itikadî mezheplerin ayetle ilgili görüşlerine açıktan veya üstü kapalı olarak kısaca temas etmiş, ehl-i sünnetin müdafaasını yapmıştır.

-“Bu ayet hakkında şöyle de denildi” diyerek diğer ufuk açıcı manalara temasta bulunmuştur.

-Zaman zaman tasavvufî mana inceliklerine dikkat çekmiştir.

Yapılan tercümenin başlıca özellikleri şunlardır:

-Motamot tercüme yerine, ifade edilen mananın Türkçe’deki karşılığını vermeyi esas aldık.

-Anlaşılması zor olan veya açıklanmasında fayda gördüğümüz yerlerde dipnotlar şeklinde açıklamalar yaptık.

-Beydâvî’nin cümlelerinde maddeler halinde ele alınabilecek durumlar olduğunda, cümleyi alt alta maddeler şeklinde yazmayı tercih ettik.

-Bu çalışmada yaptığımız en önemli bir yenilik, Kur’anın tamamının “her güne bir ders” şeklinde 442 ders olarak sunulmasıdır. Kur’anın son üç cüzü, genelde kısa surelerden meydana geldiğinden, o bölümde yer alan surelerin her biri birer ders olarak ele alınmış, ama diğer kısımlarda yer alanlar derslere taksim edilmiştir. Mesela, onbir sayfadan meydana gelen Kehf suresinde başlıca beş kıssa vardır:

-Ashab-ı Kehf kıssası.

-Biri mağrur, diğeri dindar iki arkadaşın kıssası.

-Hz. Adem kıssası.

-Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın kıssası.

-Zülkarneyn kıssası.

Biz bu çalışmada bunu beş ders şeklinde takdim ettik.

Gerçi Kur’anın her yerinde bölümler Kehf suresinde olduğu kadar net ayrılmaya müsait değildir. Böyle olmakla beraber, yapılabilecek taksimin en iyisini yapmaya çalıştık. Mesela, onüç buçuk sayfa olan Yusuf suresi baştan sona bir kıssa olup, Hz. Yusuf’un hayat hikâyesinden önemli pasajlar ve mesajlar ihtiva eder. Biz bu kıssayı, altı bölüm halinde ele aldık. Bu bölümler incelendiğinde, her birinin Hz. Yusuf’un hayat hikâyesinden birer sahne olduğu görülecektir.

Bu tarz bir sunum, bildiğimiz kadarıyla ilk defa yapılmaktadır. Beydâvî’nin orijinalinde böyle bir ayırım olmamakla beraber, özellikle günümüz insanına böyle bir sistemin çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Dersler, genelde beş on sayfa civarındadır. Nadiren daha az veya daha fazla olabilmektedir. Kendine her gün bir dersi hedef seçen okuyucu, yaklaşık bir buçuk yılda Kur’anın tamamı üzerinde kafa yorarak bitirmiş olacaktır. Böyle yapmayı tercih edenlere tavsiyemiz, yanlarında başka tefsirler de bulundurmaları, diğer müfessirlerin aynı bölümü nasıl tefsir ettiklerini vaktin elverdiği nisbette görmeleridir.

Ama isteyen kimse, böyle bir sistemi nazara almadan çok daha hızlı bir şekilde kısa zamanda tefsiri okuyabilir.

-Eser, tek başına okunabileceği gibi, Kur’an dersi yapmak isteyenler için ideal bir ders kitabı da olabilir, ailece veya arkadaş grubu ile müzakere yoluyla takip edilebilir. Beraber okunması, anlaşılmasını daha da kolaylaştıracaktır.

Meâl Hakkında

Beydâvî Tefsiri Arapça olduğu cihetle, bu kitapta yer alan meâl, tamamen tarafımızdan hazırlanmış olup, otuz yıldan bu yana Kur’an ilimleriyle meşguliyetin bir neticesidir. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Hamdi Yazır’ın meâli gibi başlıca meallerden de istifade edilmekle beraber, tamamen müstakil bir meâldir.

Meâlin bazı özelliklerini şöyle sayabiliriz:

-Meâl olarak “cümle meâl” sistemi geliştirdik ve uyguladık.

Bilindiği gibi, tek kelimeden meydana gelen (Rahman, 64) ayeti olduğu gibi, bir sayfalık müdayene ayeti de vardır (Bakara, 282). Biz bu çalışmamızda, ayet meallerini cümlelere bölmeyi tercih ettik. Mesela (Bakara, 255). ayet olan ayete’l- kürsî on ayrı cümleden meydana gelmiştir. Zihnin bu on cümleyi hatırda tutması elbette kolay değildir. Ama cümleler halinde muhatap olunduğunda daha kalıcı olmaktadır. Son yıllarda ülkemizde “kelime meâl” sistemi bazı meâllerle yaygınlaşmıştır. Bu sistem, Kur’an kelimelerinin anlamını öğrenmede faydalı olmakla beraber, manayı bir bütün olarak kavramada problemlere yol açmaktadır. Çünkü zihin mevcut kapasitesini tam kullanamamakta, çatallanmakta, öyle ki bu durum konuşmasına bile yansıyabilmektedir. Bu açıdan, cümle olarak ayete muhatap olup, cümle içinde kelimeleri görmek ve anlamak çok daha faydalı olacaktır. Nitekim eğitimde de “tümden gelim” metodu daha ön plana çıkmaktadır.

-Ayet meâlleri koyu olarak yazılmış, ihtiyaç olan yerde ise, manayı anlamayı kolaylaştırıcı ifadeler parantez içinde yer almıştır. Pek çok meâlde buna riayet edilmemesi, meâl ile tefsirin iç içe girmesine, hangisinin ayetten hangisinin tefsirden olduğunun karıştırılmasına sebep olmaktadır.

-Melekût, kab-ı kavseyn, sidretü’l-münteha, salih amel, takva gibi genelde kavram olabilecek ifadeler aynen alınmıştır. Zira böyle kelimelerin tam bir Türkçe karşılığı yoktur. Bunları birer kelime ile ifade etmeye çalışmak, büyük ölçüde mana kaybına yol açmaktadır. Bunların açıklamasının tefsirde yer alması, okuyucuyu manada derinleşmeye sevk etmektedir.

-Kur’anın meâli denizin maviliğine, tefsiri ise o denizin derinliğine benzer. Meâlde mana derinliğini yakalayabilmek çok da kolay değildir. Bu açıdan, meâl-tefsir türü çalışmaların daha faydalı olacağı kanaatindeyiz. Zaten bu eser de bu türden bir çalışma olmuştur.

-Yoğun bir mesai ve ciddi bir araştırmanın neticesinde, böyle bir meâl ortaya çıktı. Eksikleri olduğunu kabul ile beraber, bazı yenilikleri ve açılımları ihtiva etmesiyle, Kur’anın anlaşılması yolunda ileri bir adım olacağını umuyoruz.

İncelemek için: www.beydavitefsiri.com

Satın alınabilecek yerler: http://www.kitabadair.com

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar:
15-01-11
E mail: uyanishaber.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
KADI BEYDÂVÎ TEFSİRİ TÜRKÇEDE
Online Kişi: 29
Bu Gün: 69 || Bu Ay: 1.017 || Toplam Ziyaretçi: 2.227.024 || Toplam Tıklanma: 52.221.976