Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar | Okunma Sayısı: 4491 |
Alper Canıgüz ne yazmıştı?
Hayatının dönüm noktasındaki bir çocuğun sıra dışı hikayesi. Böyle bir öğrenciniz olsun ister miydiniz?
Alper Kamu… Hayatının en olgun çağında 5 yaşında bir çocuk… Doğum günüm yaklaşırken camın önünden sokaktan geçen insanları seyreden ve en büyük korkusu onlar gibi, hızlanarak, yavaşlayarak türlü sesler çıkararak, bir yerlere bakarak yaşayıp giden biri olacağı düşüncesi.. Anaokulundan nefret eden, oranın kendisine göre bir yer olmadığını defalarca dile getiren Alper aynı zamanda anaokulu öğretmeninden de nefret etmektedir. Evde Shostakovich dinleyen kendisinden ‘kestane gürgen palamut’ şarkısını söyletmeye çalışan öğretmenini sinir eder. En sonunda öğretmen Alper’in zihinsel engelli olduğuna hükmeder bırakır yakasını. Doğum gününde annesinin müdürünün kendisine ‘Söyle bakalım küçük, ne yapmayı düşünüyorsun büyüyünce?’ sorusuna ‘Cehennemde çiçeklendirme yapmayı düşünüyorum’ diye cevap verir. Bir süre sonra tekrar karşılaştıklarında yılışık müdürün kendisine ‘Eee nasıl gidiyor çiçeklendirme işi?’ sorusuna da ‘İyi gidiyor bir siz eksiksiniz’ demeyi de ihmal etmez.
Çocuklara zararlıdır okul!
Uzun uğraşlar sonucu anne-babasını onu okula göndermemeleri konusunda ikna eden Alper için hayat daha eğlenceli bir hale gelmiştir. Sabahları anne babasını işe yolladıktan sonra biraz Oğuz Atay biraz da Nietzsche (namı diğer posbıyık) okur. Mahalledeki çocuklarla birlikte oyun oynar kavga eder. Anaokulundan kurtulduğuna sevinecek kadar zaman geçmeden mahallede gerçekleşen bir cinayetin uzaktan tanığı olur. Mahalle içerisindeki dedikoduları, ince ilişkileri bir dedektif edasıyla takip eden Alper, 5 yaşın insana verdiği zeka ile karmaşalarla örgülü cinayeti sonuca kavuşturur.
Okurken eğlendiren, eğlendirirken de şüphelendiren bir kitap, Oğullar ve Rencide Ruhlar. Alper Canıgüz’ ün kendine has üslubu ve kurgusuyla okuduğunuza pişman olmayacağınız bir kitap. 0-6 yaş döneminin insan zekâsının en kaliteli zamanları olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Bu noktada öğretmenlerin görevi ise çocuğun zekâsının en üst düzeyde olduğu bu dönemleri ne kadar az zararla atlatılırsa ilerde o kadar kârlı çıkılacaktır. Şahsen Alper Kamu gibi bir öğrencim olmasını ve onunla Baudelaire’ den, Karakoç’tan konuşmak isterdim. Ne dersiniz çok mu uzak görünüyor? Kitabı okuyun o zaman.
Yazar: Burak Gültekin |
20-01-11 |
||
E mail: dünyabizim.com | Tweet | ||
AHMET | |||
BENİM BÖYLE ÖĞRENCİLERİM VAR |
Tarih : 20-01-11 | ||
Maalesef okullar çocuklarımızı geliştireceği yerde söndürüyor, bitiriyor. Her bakımdan... Hem zeka, hem çalışma isteği, hem ahlâk bakımından. Bunu bir eğitimci olarak kahrolarak söylüyorum. Ama sevinerek belirteyim ki -sayıları az da olsa- benim, yazarın söylediği cinsten talebelerim var. Gerçi 5 yaşında değilller. Fakat günümüz şartlarında 6., 7., 8. sınıf öğrencileriyle Cemil Meriç, Nurettin Topçu, Sezai Karakoç, Samiha Ayverdi okuyup bunlar üzerine sohbetler yapabilir misiniz. Allah bana bunları lütfetti çok şükür! Onları çok çok seviyorum. Allah yollarını açık etsin. |
|||