ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 1885
Yazar: C.Yakup Şimşek
DOĞAN HIZLAN NASIL YAZAR - 1

Bazılarınca “Kültürümüzün Cumhurbaşkanı” diye anılan Doğan HIZLAN kültür, edebiyat ve sanata hakikaten meraklı bir insan… Yeni çıkan kitapları, kültür ve sanat faaliyetlerini gözden kaçırmayan bir dikkati var: Kulağı müzikte, tiyatro ve konferanslarda; gözü kitaplarda ve resim sergilerinde... Sürekli çalışıyor, dolaşıyor, okuyor, bakıyor, dinliyor, anlıyor… Fakat bunları yapmakla kalmıyor: Görüp seyrettiklerini, duyup dinlediklerini, okuyup anladıklarını insanlara anlatıp gazeteye yazıyor.
Evet, Doğan HIZLAN bunların hepsini yazıyor.
İşte burada duralım, şöyle bir sual soralım:
Doğan HIZLAN
nasıl yazar?..
Okuduğu, dinlediği, seyrettiği şeyleri ne kadar anladığını bilemeyiz, ama anladıklarını yazıyla nasıl anlatabildiği meydanda… Yazdıklarının birçoğu, HIZLAN’ın görünüşüne aykırı: Kendisi boylu boslu, sözleri kavruk; kendisi tertipli, üslubu savruk; kendisi zengin, ifadeleri sefil; kendisi sade, cümleleri çetrefil...
İşte Doğan HIZLAN cümle klasiklerinden seçmeler:

1. “Türk edebiyatında Adana kökenli, edebiyatımızın güçlü adları vardır.”

Cümlede hem Türk edebiyatında hem de edebiyatımızın demeye lüzum yoktu. İfade iki doğru şekilde kurulabilirdi:
a) Türk edebiyatında Adana kökenli, güçlü adlar vardır.
b) Edebiyatımızın Adana kökenli, güçlü adları vardır. 

2. “Fuarın girişinde kısa bir süre önce kaybettiğimiz Demirtaş Ceyhun'un da bir fotoğrafı ve altında bir yazı vardı.”

Cümleye göre Demirtaş Ceyhun'u “fuarın girişinde” kaybetmişiz... Allah Allah!.. Cümleyi iyi kuramazsanız böyle olur, Demirtaş Ceyhun fuarın girişinde ölüverir... Hiç olmazsa yer tamlayıcısından (Fuarın girişinde) sonra bir virgül konsaydı vaziyeti iyi kötü kurtarırdı. Ama en doğrusu, cümle unsurlarını daha isabetli bir sıraya koymak:
Kısa bir süre önce kaybettiğimiz Demirtaş Ceyhun'un da fuarın girişinde bir fotoğrafı ve fotoğrafın altında bir yazı vardı.”

3. “Çünkü kar ne bana hayatımda hiç oynamadığım kartopunu hatırlatır, ne de kardan adamı...”
Doğrusu: Çünkü kar bana, ne hayatımda hiç oynamadığım kartopunu hatırlatır ne de kardan adamı...

4. “Benim yayıncılık dünyası hakkında yazdıklarımda, daima editörün önemini vurgulamışımdır.”
“Benim yayıncılık dünyası”
derken bunu bir mülkiyet grubu olarak mı kullanıyor? Yani acaba “Benim yayıncılık dünyam” mı demek istiyor? Eğer “benim” kelimesi “yazdıklarım”a bağlı ise cümleyi şöyle kurmalıydı:
a) Ben yayıncılık dünyası hakkındaki yazılarımda, daima editörün önemini vurgulamışımdır.
b) Yayıncılık dünyası hakkında yazdıklarımda, ben daima editörün önemini vurgulamışımdır.
Bu cümlelerdenbenkelimesi de atılabilir. Ama illakibenimle başlamak istiyorsa şu kalıpları tavsiye ederiz:
a) Benim yayıncılık dünyası hakkında yazdıklarımda, daima editörün önemi vurgulanmıştır.
b) Benim yayıncılık dünyası hakkında yazdıklarım, daima editörün önemini vurgulamıştır.
Ayrıca, daima” zarfı “editörün önemini” sözüyle “vurgulamıştır” fiilinin arasına getirilmeli:
“Benim yayıncılık dünyası hakkında yazdıklarım, editörün önemini daima vurgulamıştır.”


5. “
Sergiyi gezerken, kronolojik bir anlayışla düzenlenmiş, fotoğraflarla beslenmiş, gerekli açıklamaların, notların panolara yerleştirilmiş halini görüyor, yaşamını ve çalışmalarını öğrenebiliyorsunuz.”
Bu cümleye göre “yaşamını ve çalışmalarını öğrenebildiğimiz” insan kim? Belli değil…
Ayrıca, “kronolojik bir anlayışla” ne demek? “Kronolojik bir esasa göre, kronolojik bir tarzda, kronolojik olarak” gibi - alışkın olduğumuz - sözler yetmiyor muydu?

6. “
METİN AND’ın kaleme aldığı tiyatro, bale, opera, gölge oyunları, seyirlik oyunlar konusundaki kitaplarını bırakın bu alanın kişilerini, onlara meraklı herkes okumuştur.”
Savruk bir cümle… Öyle ki “bırakın” fiiline geldiğinizde diyorsunuz ki:
Metin And’ın kaleme aldığı tiyatro, bale, opera, gölge oyunları, seyirlik oyunlar konusundaki kitaplarını niye bırakalım?”
Bu fiilden (bırakın) önce bir virgül (,) konsaydı böyle bir tereddüde düşmezdiniz.
Bir de garip terkip: “alanın kişileri.”
Bu cümle aşağıdaki gibi kurulsaydı öyle savruk ve garip olmazdı:
Metin And’ın tiyatro, bale, opera, gölge oyunları gibi seyirlik oyunlar hakkında kaleme aldığı kitapları, yalnızca bu sahalarda uğraşanlar değil, bu sanatlara merakı olan herkes okumuştur.”

7. “Hiç kuşkusuz bunun iyi yönde büyük etkisi olacaktır.”
Hani “sefil ifade” demiştim ya, işte tam ona örnek...
Bu cümlede “iyi yönde büyük etkisi” gibi uzun, üstelik mana bakımından zayıf bir grup yerine kısaca “büyük faydası” demenin büyük faydası olurdu.

Bu yazı belki HIZLAN
tarafından okunur;
Kim bilir, belki ona bir faydası dokunur…

 

Yazar: C.Yakup Şimşek
03-02-11
E mail: c.yakup_simsek@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 1
AHMET
GÖZÜMÜZÜ AÇAN YAZI
Tarih : 04-02-11

Biz bu "cumhurbaşkanı" yazarları gözümüzde çok büyütürdük. İşte, meğer onlar da bizim gibi sıradan insanların yapabileceği hatalarla malulmüş. Madem bu kadar yükseklerde uçuyor veya uçuruluyorsun, birazcık daha dikkatli olamaz mısın muhterem Hızlan? Yakup Bey'e teşekkür!

 
DOĞAN HIZLAN NASIL YAZAR - 1
Online Kişi: 19
Bu Gün: 65 || Bu Ay: 1.705 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.853 || Toplam Tıklanma: 52.241.129