ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 2742
Yazar: C.Yakup Şimşek
DOĞAN HIZLAN NASIL YAZAR - 2

Büyük başın büyük derdi olabilir, ama büyük muharririn büyük dil kusuru olmamalı. “Muharrir” dediğin, kuracağı her cümleye emek vermeli, her eserin dilini titizlikle örmeli…
Onların nesli tükendi…”
  diyenler olacaktır. Zannederim ve korkarım ki haklılar… Artık ne yazık ki Reşat Nuri Güntekin, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Peyami Safa ayarında güzel Türkçe yazan yok… Hatta o neslin ikinci sınıf muharrirleri de kalmadı… Şimdikilerin en iyileri onların “ikinci sınıf”ından bile geri…
Faruk Nafiz
’in o meşhur mısrası bugünkü Türkçeyi ve Türkçe yazanları da resmediyor gibi:
“Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok…”

Artık “Türkçesi bülbül kokan”lar toprak oldu…
Artık şair ve muharrirlerin bülbül gibi şakımasını beklemiyoruz. Doğru yazsınlar, sağlam ve anlaşılır cümleler kursunlar, yeter…
Ne yazık ki bu ümidimiz de gün geçtikçe eriyor. Anlı şanlı köşe muharrirleri bile gelişigüzel kelimelerle, derme çatma kurulmuş cümlelerle; üstünkörü, tertipsiz, alan talan yazılarla karşımıza çıkıyorlar.
Alın size “Türkiye’nin Kültür Cumhurbaşkanı” olarak bahsedilen Doğan HIZLAN’dan cümle(!)ler… (Kültürün Cumhurbaşkanı buysa vatandaşlarının hâli nicedir?)

İşte, Doğan HIZLAN klasiklerinden bir demet:

 (Hürriyet, 04 Şubat 2011)
“Bu albümde yalnız fotoğraflara bakarak, İstanbul’u yeniden tanımayacaksınız, fotoğraflara eşlik eden yazılardan da lezzetini artırıcaksınız.”
İfade Kusuru:
Neyin lezzetini artıracakmışız? Albümün mü, fotoğrafların mı, İstanbul’un mu, yazıların mı?.. Cümleye göre hiçbiri cevap olmuyor.
İfade Kusuru: “Bu albümde yalnız fotoğraflara bakarak”
sözündeki “yalnız” kelimesi ne olarak kullanılmıştır; “fotoğraf”ın sıfatı mı, “bakarak”ın zarfı mı? Şöyle de sorabiliriz: “Bu albümde yalnız fotoğraflara bakarak” sözü aşağıdakilerden hangisini ifade ediyor:
A) Bu albümde yalnızca fotoğraflara bakarak
B) Bu albümde yalnız olan fotoğraflara bakarak
***

(Hürriyet, 7 Eylül 2010)
“Ne var ki asıl bu kitapların okunmamasının ardında birçok doğruluğu tartışılmaz saptamalar var ama...”
İfade Kusuru:
Cümleye göre “birçok” kelimesi “doğruluk”un mu, yoksa “saptamalar”ın mı sıfatı? Belli değil.
İfade Kusuru:
Cümlenin başındaki “Ne var ki” sözüyle sonundaki “ama” kelimesi aynı vazifeyi (aralarında aykırılık bulunan cümleleri bağlamak) görüyor. İkincisine lüzum yoktu. (“Fakat, lakin, gelgelelim” sözleri de aynı işi görür.)
***

(Hürriyet, 4 Eylül 2010)
“Mübadil nedir? Uluslararası anlaşmaların, özellikle iki ülkenin arasındaki siyasal anlaşma doğrultusunda, başka ülkeye gönderilirler.”
İfade Kusuru: Doğan HIZLAN
bu cümlelerinde kendince “mübadil”i tarif ediyor. Elbette bu ifadeler bir tarif değildir. Tarif olmaması TDK’nin “mübadil” tarifine (Lozan Antlaşması'na göre, İstanbul dışında oturan Rumlarla değiştirilmek üzere Batı Trakya dışındaki Yunanistan'dan getirilen Türkler) uymamasından değil, teknik olarak “tarif” vasfını taşımamasından… Doğan HIZLAN’ın ifadesi şöyle kurulsaydı bir tarif olurdu:
“Mübadil, uluslararası anlaşmalar, özellikle iki ülke arasındaki siyasi anlaşma doğrultusunda, bu iki ülkenin birinden diğerine, karşılıklı ve temelli olarak gönderilen insanlardır.”
***
(
Hürriyet, 13 Temmuz 2010)
İNTERNET çıkalı, Google hayatımıza gireli, yazılı ansiklopedilerin değeri, başvuru özelliği ne kadar sorusunun yanıtını tam veremeyeceğim.”

İfade Kusuru:
Bu cümlede de işimiz zor… Doğan HIZLAN aşağıdakilerden hangisini demek istiyor acaba?..
A) Doğan HIZLAN “Yazılı ansiklopedilerin değeri, başvuru özelliği ne kadar?”
şeklinde yöneltilen soruya eskiden tam cevap verebiliyormuş, ama İnternet çıkalı, Google hayatımıza gireli” tam cevap veremeyecekmiş.
B) Doğan HIZLAN “İNTERNET çıkalı, Google hayatımıza gireli, yazılı ansiklopedilerin değeri, başvuru özelliği ne kadar azaldı?”
sorusuna tam cevap veremezmiş.

***
(Hürriyet, 17 Temmuz 2010)
“Mustafa İsen'in çalışmaları, tezkireler üzerine yoğunlaştığından, bu alanı çok iyi bildiğinden, hazırladığı kitabı uzmanların yanısıra meraklı okurların da anlayabileceği bir üslupla yazmış.”
İfade Kusuru:
Bu cümleye görebu alanı çok iyi bilen, hazırladığı kitabı uzmanların yanı sıra meraklı okurların da anlayabileceği bir üslupla yazan” kimdir? Aslında cümlenin kuruluş tekniği bakımından cevap“Mustafa İsen'in çalışmaları” oluyor. Sizin anlayacağınız, bu alanı çok iyi bilen, hazırladığı kitabı uzmanların yanı sıra meraklı okurların da anlayabileceği bir üslupla yazan” Mustafa İsen değil, onun “çalışmaları”ymış!.. Tabii ki böyle bir şey tasavvur edilemez. Aranan fail elbette Mustafa İsen’dir. Gelgelelim bunu Doğan HIZLAN’ın cümlesi (!) söyleyemiyor. O söyleyemiyorsa biz söyleyelim:
“Mustafa İsen tezkireler üzerine yoğunlaştığından, bu alanı çok iyi bildiğinden, hazırladığı kitabı uzmanların yanı sıra meraklı okurların da anlayabileceği bir üslupla yazmış.”

***
(Hürriyet, 17 Temmuz 2010)
“Osmanlı coğrafyasındaki değişik bölge ve şehirlerindeki dîvân şairleri ve diğer şairler konusundaki yazılar, bize dîvân edebiyatını, başka ülkelerden gelen şairleri tanıtma açısından önemli.”
İfade Kusuru:
“Osmanlı coğrafyasındaki değişik bölge ve şehirleri…” ifadesinin doğrusu “Osmanlı coğrafyasının değişik bölge ve şehirleri…”dir.
İfade Kusuru:
Cümlede “diğer şairler”le neyin kastedildiği belirsiz… Aslında cümlenin kuruluş tekniğine göre düşünürsek bunlar “Osmanlı coğrafyasındaki değişik bölge ve şehirler”in dışında kalan şairler oluyor. İyi de bu ne demek?
Ha, belki de “şairler konusundaki diğer yazılar” kastedilmiştir; kim bilir?
Düşün düşün, zordur işin…
Değil mi ki yazan Doğan HIZLAN'dır…  

 

Yazar: C.Yakup Şimşek
04-02-11
E mail: c.yakup_simsek@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 2
İhsan Efendioğlu
DOĞAN HIZLAN BELKİ OKUR
Tarih : 05-02-11

Yakup Bey'e teşekkür ediyorum. Yazılarından çok istifade diyorum. Yazılar Doğan Hızlan'ın adsresine yollanmıştır. Belki okur, hatalarını fark eder ve daha dikkatli yazar.

 
AHMET
KEŞKE DOĞAN HIZLAN OKUSA!
Tarih : 04-02-11

Keşke Doğan Hızlan bu yazıları okusaydı. İstifade eder ve kültür cumhurbaşkanı sıfatının verdiği rahatlıkla bu kadar dikkatsiz cümleler kurmazdı. Teşekkürler Yakup Hocam! Devam...

 
DOĞAN HIZLAN NASIL YAZAR - 2
Online Kişi: 16
Bu Gün: 251 || Bu Ay: 10.147 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.048 || Toplam Tıklanma: 52.186.443