MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / DİL KALESİ

Okunma Sayısı: 1965

Yazar: C.Yakup Şimşek

MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE - 20

(Ahmet HAKAN - Abdurrahman DİLİPAK)

Ahmet HAKAN (Hürriyet - 10 Mart 2011)

“Bu soruyu soranlar, ‘28 Şubat’ ile ‘bugün’ arasında isyan etme açısından bir fark görmediklerini de ima etmiş oluyorlar.”

Haydi, bu muallak, yuvarlak ve muğlak sözü çözmek için biraz zihin idmanı yapalım:
Ahmet HAKAN’ın bu cümlede söylemeye çalıştığı, aşağıdakilerden hangisidir?

(Not: Bu sual, yalnızca YGS, LYS veya KPSS’ye hazırlananlar için değil “Hayat Üniversitesi”nde okuyanlar için de düşünülmüştür.)

A) Bu soruyu soranlar, 28 Şubat’ta yapılan isyanla bugünkü isyan arasında bir fark görmediklerini de ima etmiş oluyorlar.
B) Bu soruyu soranlar, kendilerinin 28 Şubat’ta ettikleri isyanla bugünkü isyanları arasında bir fark görmediklerini de ima etmiş oluyorlar.
C) Bu soruyu soranlar, 28 Şubat’ta yapılanlara isyan etmek ile bugün olup bitenlere isyan etmek arasında bir fark görmediklerini de ima etmiş oluyorlar.

Ahmet HAKAN’ın bu üç farklı şeyden hangisini söylemek istediğini anlamak için geri döneceksiniz; en az beş satır yukarı çıkacaksınız ve oradan itibaren yazdıklarını tekrar ve daha dikkatli okuyarak aşağı ineceksiniz. Yukarıdaki arızalı cümleye geldiğinizde biraz yavaşlayıp onu da kelime kelime ve adamakıllı okuyacaksınız. Sakın hemen cevap vermeyin; ondan sonraki cümlede ne söylendiğine de bakacaksınız. Böylece nihayet doğru cevabın C (Ceyhan) olduğunu anlayacaksınız.
Hatta belki YGS, LYS veya KPSS’ye falan girecek olan çocuklarınızın hangi paragraflarla nasıl boğuştuğunu da anlamış olacaksınız. Muhtemelen Ahmet HAKAN’a müteşekkir kalacaksınız.
Ben şahsen ona teşekkür borçluyum…

***
Abdurrahman DİLİPAK (Yeni Akit - 10 Mart 2011)

“Sahi CHP gibi bir sol partide, İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük partisinin başına, Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin CEO’su nasıl getirilir.”

(Not: Bu cümleye ne YGS, LYS veya KPSS mahkûmlarının takılmalarına lüzum vardır ne de “Hayat Üniversitesi”nde okuyanların…)

“CHP gibi bir sol parti”yi biliyorduk ama “Türkiye’nin en büyük partisi”nin adının “İstanbul” olduğunu bilmiyorduk…

(Aslında yeni kurulacak bir parti için hiç de fena bir isim değil: İstanbul Partisi… Neden olmasın? En az altı – yedi milyon rey sandıkta keklik!.. Neyse, hayal kurmayı bir yana bırakalım da cümle kurmayı düşünelim…)

Anlaşılan o ki DİLİPAK bu satırları yazarken bir hayli dalgınmış. Yoksa “Türkiye’nin en büyük şehri” diyeceğine “Türkiye’nin en büyük partisi” yazmazdı…

Ayrıca aynı yazısında “avukatlık” kelimesinin “avuklatlık” varyantını da gördük…

Evet, bunlar elbette dalgınlıktan… Ama DİLİPAK’ın 23 Şubat tarihli yazısında kurduğu cümle herhâlde dalgınlıktan değildi…

Ahmet HAKAN’a olduğu kadar değil ama DİLİPAK’a da teşekkür borçluyum. Sağ olsunlar, bu yazıya vesile oldular…