Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar | Okunma Sayısı: 5262 |
Başbakan Erdoğan “Fransız kalmak” deyimini Avrupa’nın göbeğine yerleştirdi yerleştireli, neredeyse bütün yabancı basın bu lafın nereden çıktığını tartışıyor.
Gerçekten, nereden çıktı bu “Fransız kalmak” deyişi, kim söylemiştir ilk kez? Türk insanı ne zaman ve nasıl tanışmıştır “Fransız kalmak”la?
Kimilerinin belirttiği gibi rahmetli Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın, Marksist teori ve pratikle ilgili söylediği, anlatması çok uzun sürecek ama bir bakıma, Fransızların konuyla ilgili bilgisizliğini vurgulayan laflarını Dev-Sol’un, kendi yorumlarını da ekleyerek dilimize soktuğu bir deyim midir? Yoksa Hollanda’da Flamanların, Fransa kökenli Volon’ları aşağılamak için “Yahu lafımı niçin anlamıyorsun? Flamanca konuşuyorum, Fransızca değil!” deyişinden mi kopup gelmiş bizim dilimize girmiştir?
Bilemem.
Ama Fransız kalmak deyimini edebiyatta ilk kullanan Barones Emmushka Orczy’dir. Sokaklarda oluk oluk kan akıtan, 1789 Fransız devrimiyle ilgili yazdığı “Scarlet Pimpernel” adlı romanın kahramanı bir İngiliz soylusudur. Paris’e kılık değiştirerek, sahte kimliklerle girip giyotinin keskin ağzından Fransız soylularını kaçırır, İngiltere’ye götürür. İşte bu eserde İngiliz soyluları, yanlış bir iş yapan, saçmalayan, aptallıklar sergileyenlere “Amma da Fransız’sın!” derler sürekli olarak.
Ha bu romandan, oyundan ya da çevrilen filmlerden mi gelip yerleşmiştir Türkçe’ye, bilen varsa beri gelsin.
Şimdi önemli olan, Sarkozy’den kurtulmak isteyen Fransız sosyal demokratları ve Fransızlar’dan hiç hoşlanmayan milyonlarca Avrupalı için çok güzel bir malzeme oluşturması Erdoğan’ın “Fransız kaldınız!” demesi.
Yazar: Aziz Üstel |
17-04-11 |
||
E mail: stargazete.com | Tweet | ||