ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 3111
Yazar: C.Yakup Şimşek
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE - 32

(Rıza ZELYUT – Yavuz BAHADIROĞLU – M. Şevket EYGİ)


Rıza ZELYUT (GÜNEŞ –
18 Nisan 2011)


“Üniversitelinin üçte birisi işsiz, onları hiç görmüyor.”
 

“Üniversiteli”
ne demek? TDK’nin Güncel Türkçe Sözlük’üne göre “Üniversite öğrencisi” demek… Yine TDK’nin Eğitim Terimleri Sözlüğü bu kelimenin “Üniversitede okuyan öğrenci” manasında ve İngilizce “university student” sözünün karşılığı olduğunu kaydetmiş.

Günlük dilde de “üniversiteli” deyince bundan “üniversite talebesi” anlaşılır.
Ama ZELYUT bu kelimeyle “üniversite mezunu” olanları kastetmiş gibi: “Üniversitelinin üçte birisi işsiz…” sözüyle herhâlde “Üniversite mezunlarının üçte birisi işsiz…” demek istiyor.
Fakat emin olamayız. Çünkü “işsiz” sıfatı üniversite mezunlarına mahsus değil, harçlığını çıkarmak için iş arayıp bulamayan veya çalıştığı işi kaybeden üniversite talebeleri de var… Bunu kastediyorsa o kelimesine laf yok ama eğer mezunlardan bahsediyorsa cümlesini şöyle kurmalıydı:

“Üniversite mezunlarının üçte birisi işsiz, onları hiç görmüyor.”

Cümledeki sakatlık yine düzelmiyor: “… onları hiç görmüyor.” sözünde “onları” zamiri kimlerin yerini tutuyor, ayrıca kim  “… hiç görmüyor?”
Cümlenin kuruluşuna göre “… onları hiç görmüyor” olanlar “Üniversite mezunlarının üçte birisi…”
Yine cümleye göre “onları” zamiri de - ZELYUT’un bir önceki cümlesine göre -“AKP’nin yolsuzlukları” falan oluyor.
Peki, ZELYUT’un kastı bu mu? Hiç sanmıyoruz.
ZELYUT’un kıyasa muhalefeti: “Biri” zamiri galat-ı meşhur olarak “birisi” şeklinde de kullanılmakta. Fakat “üçte birisi” sözündeki “birisi” ondan farklıdır ve "üçüsü, dördüsü..." cinsinden bir dil hatası olup kıyasa muhalefettir. Sözün doğrusu “üçte biri” olacaktır…



***

Yavuz BAHADIROĞLU (Yeni Akit – 18 Nisan 2011)

“Toprağın yeşermesini aşkın gönüllerde yeşermesine benzetiyorum.
Sonra tomurcuklanıyor. Nihayet papatyalar açmaya başlıyor.

Neden mi papatya? Bir kere beyaz... Beyaz, masumiyetin simgesidir. Aşk da masum...
Aynı hüzünlü, biraz da mütereddit (ikilemli) dizilişi, gerçek aşkta daima var olan ayrılık korkusuyla vuslat neşesi arasındaki çelişkili gel-gitleri anımsatır.


Kompozisyon zayıf… İlk cümlede kusur yok ama ikincisinden itibaren kopukluk başlıyor:
“Sonra tomurcuklanıyor.” Ne tomurcuklanıyor; toprak mı, aşk mı?
“Nihayet papatyalar açmaya başlıyor.”
Nerde; toprakta mı, gönüllerde mi?
“Neden mi papatya? Bir kere beyaz... Beyaz, masumiyetin simgesidir. Aşk da masum...”
“Neden mi papatya?”
Burada sorulan, aşağıdakilerden hangisi?
A)
Neden mi papatyayı seçtim?”
B) “Neden mi papatyalar açmaya başlıyor?”
C)
Neden mi papatyayı aşka benzetiyorum?”
“Aynı hüzünlü, biraz da mütereddit (ikilemli) dizilişi, gerçek aşkta daima var olan ayrılık korkusuyla vuslat neşesi arasındaki çelişkili gel-gitleri anımsatır.”
Burada bir teşbih yapılıyor ama ne, neye benzetilmiş, ilk okuyuşta anlamak zor:
“Aynı hüzünlü, biraz da mütereddit (ikilemli) diziliş…”
Neyin dizilişi?
Ayrıca “gel-git” kelimesine “çelişkili” sıfatını getirmek lüzumsuz. Çünkü “gel-git / med-cezir” isimleri zaten bir tezat ve tenakuz hâlini anlatır…

***     

M. Şevket EYGİ (Millî Gazete – 18 Nisan 2011)

“Dul annesi çok fakir ve çaresiz olduğu için askere giden oğluna hiç harçlık gönderemiyor.”

Cümleye göre
“çok fakir ve çaresiz” olan kimdir?
A) Dul bir anne
B) Dul bir annenin askere giden oğlu

Cümlenin kuruluşuna göre doğru cevap “dul bir annenin askere giden oğlu” oluyor ama EYGİ muhtemelen bu sıfatları  “dul bir anne” için kullanıyor.
Unsurlarının isabetsiz dizilmiş olması veya noktalama eksiği yüzünden cümlede “çok fakir ve çaresiz” sıfatından başka bir belirsizlik daha var:

“Çok fakir ve çaresiz olduğu için…” kaydı neyin sebebini bildiriyor?
A)
Dul bir annenin askere giden oğluna hiç harçlık gönderemeyişinin
B)
Dul bir annenin oğlunun askere gitmesinin
Eğer EYGİ “için” kelimesinden sonra bir virgül koysaydı veya cümlesini aşağıdaki gibi kursaydı bu zaaftan kurtarırdı:

“Askere giden oğluna dul annesi çok fakir ve çaresiz olduğu için hiç harçlık gönderemiyor.”


Yazar: C.Yakup Şimşek
20-04-11
E mail: c.yakup_simsek@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 1
AHMET HAYRİ BAHADIR
TEBRİKLER
Tarih : 20-04-11

Hocam, YAVUZ BAHADIROĞLU'nun da yanlışını buldunuz ya! Helal olsun size.

 
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE - 32
Online Kişi: 24
Bu Gün: 308 || Bu Ay: 766 || Toplam Ziyaretçi: 2.226.288 || Toplam Tıklanma: 52.217.362