ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 3973
Yazar: Bekir Fuat
ABDURRAHİM KARAKOÇ

Yüreğini gökkuşağının bütün renklerine açmış bir Anadolu bilgesi: Abdurrahim Karakoç.

Anadolu insanı da tüm sevinçlerini, sıkıntılarını, bugününü ve yarınını onun eserlerinde bulur. Karakoç, her şeyden önce bir şair. İsyanlı şiirlerle tanınan; bayrak açan, hak arayan, mazlumu koruyan, zalimi tel’in eden biri o.

Aynı zamanda yaşayan şairler içinde en büyük hiciv ustası.

Karakoç, kalemini yeri gelmiş, bir doktor neşteri gibi tedavi edici bir şekilde kullanmış, yeri gelmiş bir top güllesi gibi kullanıp karşı tarafı bertaraf etmiştir.

Ama o, zulüm havarilerini, ikiyüzlüleri, halka tepeden bakanları, kuzu postuna bürünmüş kurtları alaycı bir üslupla yerden yere vurmasını bilmiştir.

Şunu mutlaka belirtmem gerekiyor, Abdurrahim Karakoç’un şiirlerinde duygu tarafı her zaman ağır basar. Aslında bu durum, sanatçının tanınmış olduğu tarzın tam tersidir. Karakoç, daha çok isyanlı şiirleriyle tanındığı halde onun tabiat, duygu ve aşk şiirleri diğer şiirlerinden daha olgun ve daha etkilidir.

Kitapları baskı üstüne baskı yapar.

Şiirlerinden pek çoğu dilden dile dolaşır. Yine birçoğu ‘bayrak şiir’ olarak dalgalanır durur.

Hak Yol İslam Yazacağız, Hakim Beğ, Hasan’a Mektuplar, Korkaklar Resmigeçidi, Suları Islatamadım, Bayramlar Bayram Ola, Beşinci Mevsim,  İsyanlı Sükut… Bunlardan sadece birkaçı…

Hele bir de ünlü Mihriban şiiri var ki…

Şiirin toprağına kök salan ve mis gibi toprak kokan Mihriban da kalbin, kalbimizin derinliklerine kök salar, uzanır gider.

Abdurrahim Karakoç bir Türkiye sevdalısı…

Bu ülke insanının mutluluğu için söyler, yazar. Anadolu insanı için yaşar. Tüm Müslümanları içinde taşıyacak kadar geniş bir yürek taşır.

Dahası, bu konuda siyasi birlik içinde olduğu insanlara bile taviz vermez. Doğru bildiklerini yazmak ve yapmak için gerektiğinde en yakınındaki insanlardan bile ayrılır.

Normal Türkiye şartlarında böyle bir sanatçının çok daha büyük imkanlarla çalışması ve yaşaması gerekirken, Abdurrahim Karakoç, sadeliği seçmiştir.

Gümbür gümbür patlayan, çağıl çağıl çağlayan şiirlerindeki dizeleri okuduktan sonra Karakoç’la tanışmak, insanda şok etkisi yapıyor desek yanılmış olmayız.

O, içindeki fırtınaları sadece kalemiyle dışa vurmuş, özel yaşantısı ise sadelikle sürüp gitmiş.

Ailesi, evi, çevresi ve dostları ile birlikte Abdurrahim Karakoç, şatafattan uzak, dosdoğru yaşantısıyla hayatın merkezinde dimdik ayakta duruyor.

Karakoç, bugünlerde hastanede. Hepimiz gibi onun da duaya ihtiyacı var. Dua edelim; arkadaşlarımız, aşklarımız ve sevdiklerimiz için. Duamız da olamasa Allah  bizi niye sevsin ki.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Bekir Fuat
05-05-12
E mail: milatgazetesi.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ABDURRAHİM KARAKOÇ
Online Kişi: 19
Bu Gün: 32 || Bu Ay: 10.279 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.442 || Toplam Tıklanma: 52.193.703