ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 3422
Yazar: C.Yakup Şimşek
YAZIN EDEBİYAT OLMAZ - 2

“Yazın” Yetmeyince “Gökçe Yazın” Yetişti

TDK’liler “edebiyat”a karşı “yazın”ın icadıyla yetinmedi, çünkü onların edebiyat” alerjisi hiç dinmedi.

Gerçi “Edebiyat yalnızca yazılı mı olur, sözlü olanlara ayrı bir isim mi bulunacak?..” diye soranlara verecekleri mantıklı bir cevapları da yoktu.

Olamazdı zaten...

Nitekim TDK’nin kafasında aşağıdakilerin de akla yatkın bir izahı olmadı:

1. “Edebiyat” yerine niçin “yazın” değil de yazım veya yazıtdemediler?

2. “İmla” yerine neden “yazım” değil de yazın veya yazıt kelimelerini tercih etmediler?

3. “Kitabe” için niye “yazıt” değil de yazım veya yazın kelimelerini uygun görmediler?

Başka bir şekilde soruyorum: Türkçede “yaz-“ fiil köküne “-(ı)n” getirdiğinizde “edebiyat” kelimesinin, “-(ı)m” eklediğinizde “imla” kelimesinin ve “-(ı)tuladığınızda “kitabe” kelimesinin manasına kolay bir yol mu açılmış olur?

Evet...” diyorlarsa şunları da cevaplasınlar:

1. O hâlde “yazım” kelimenizi 1935’te niçin “imla” yerine değil de “kitabet” ve “kader, sernüvişt” yerine getirmek istediniz? Aynı kelimeye daha sonra hangi mantıkla “metin” diye bir karşılık verdiniz?

2. “Yazıt” kelimeniz “kitabe” için uygunsa nasıl oldu “kalem” yerine de teklif ettiniz?

Bunlara mantıklı cevaplar verebilecek TDK’li bir ilim adamı çıkarsa onun ellerinden öperim.

Yoksa “edebiyat”ın terk edilip “yazın” uyduruğunun kabul edilişindeki ve daha binlerce kelimenin değiştirilmesindeki hakiki sebebin ne olduğunu itiraf etmeliler.     

Hakikatli, hikmetli, mesnetli ve iyi niyetli bir sebep yoktu ama hiddetli, hararetli, illetli, sakametli ve kuvvetli bir başka mantık vardı:

Türk’ün dilinde her ne var Osmanlı armalı,
Toptan veyâ teker teker ondan koparmalı...

O hâlde “edebiyat” gibi, nerden bakılsa “Osmanlı artığı” olan bir kelimeyi dilden koparmaya “yazın”ın tek başına gücü yetmezse yedeğini bulacaklardı, başka tedbir de alacaklardı.

Ve sahneye “gökçe yazın” çıkarıldı.

(TDK kurulduğundan beri hep böyle davranmış, uydurduğu bir kelime tutmayınca sokranmış, kıvranmış, aranıp taranmış, onun yerine hemen bir başkasını bulmuştu. Mesela sırf cetvelin kovulması için üzerine çizgeç / çizinlik / çizelge / çizeç / çizgilikdiye beş tane eleman salınmıştı.)

Fakat “gökçe yazın”da bir tuhaflık vardı. Çünkü bu yedek eleman (gökçe yazın) asıl eleman(yazın)dan daha etli, heybetli, haşmetli, variyetli ve kuvvetli görünüyordu. Nitekim asıl elemanı gövdesine indirmiş, bünyesine sindirmişti.

Peki, koca bir “edebiyat” tertibe düşürülmüşken, onun yurduna “yazın” ileri sürülmüşken bir de “gökçe yazın” çıkarmaya niye lüzum görülmüştü? Ne olmuştu ki?..

Ayrıca “gökçe yazın” bulununca “yazın”dan vazgeçmişler miydi?

Hayır...

Fazla söz göz çıkaracak değildi ya...

Yeter ki “edebiyat” gitsin de yerine ne gelirse gelsin. İsterse “literatür” gelsin...

Eninde sonunda "edebiyat" da dilden çekilirse ve yerine “literatür” gelirse şaşmam.

Siz “edebiyat”ı tahtından indirip yerine bir yandan “yazın”ı, öbür yandan “gökçe yazın”ı oturtmaya çalışırken bir bakmışsınız “literatür” mağrur bir Avrupalı kral edasıyla geçip oraya kurulmuş...

Tercümeihâl hâl tercümesi hayat hikâyesi hayat öyküsü yaşam öyküsü öz geçmiş” diye bocalarken, kelimeleri kurcalarken “biyografi”nin aradan sıyrılıp birincilik kürsüsüne çıkması gibi...

Mecaz”ı ille de değiştirip “değişmece” yapacağım derken “metafor”un gelip yerleşmesi gibi...

Edebiyatımıza, neşriyatımıza, lisaniyatımıza, maddiyatımıza, maneviyatımıza...

Bütün hayatımıza...

Ey TDK!

Bu manzara hakkında ne diyorsun?

Sen değil misin Türkçeyi kesip budayan?

Bak hâlâ itiraf etmiyorsun.

O hâlde sopaya dayan...

Yazar: C.Yakup Şimşek
23-05-12
E mail: c.yakup_simsek@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 1
uğurlu
HAİNLİK
Tarih : 26-05-12

'Uyduruk'çanın hainliğinin açık ve net bir şekilde ortaya konması hem güzel hem de yerinde olmuş.İnşallah müessir olur.Hiç değilse bazı kalem erbabının kendine gelmesine vesile olur.

 
YAZIN EDEBİYAT OLMAZ - 2
Online Kişi: 8
Bu Gün: 257 || Bu Ay: 10.504 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.983 || Toplam Tıklanma: 52.196.361