ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : DÜNYADA NELER OLUYOR / İSLÂM ÂLEMİ
Okunma Sayısı: 2812
Yazar: Mustafa Özcan
İSRAİL HAYRANI MISIRLI YAZAR

İsrail yanlısı, şeriat karşıtı!

Mısır'da devr-i sabık ile yeni dönem veya devrim çizgisi ile kalıntılar veya devlet çizgisi arasındaki çekişme devam ediyor. Bu çekişmenin merkezinde İsrail yer alıyor. İsmail Heniye'nin ifade ettiği gibi, Mısır'daki seçimlerin sonu Filistin meselesinin de geleceğini belirleyecek. İsrail ve Filistin meselesi Doğu ile Batı arasında temel ve mihver mesele. İsrail İslam dünyasının bölünmüşlüğünü Filistin ise birliğini temsil ediyor. İsrail'in gücü İslam dünyasının zafiyeti. Filistin'in zafiyeti ise yine İslam dünyasının zafiyetidir. Buna mukabil, Filistin'in gücü İslam dünyasının da gücüdür. Tersi de aynen doğrudur. Müslümanlar arasında kendi kimliklerine yabancılaşanlar İsrail'e yakınlaşıyorlar. İsrail'e yakınlaşanlar ise haliyle kendi kimliklerinden sıyrılıyorlar. Kendisine ve kimliğine ve mazisine yabancılaşanlardan birisi de Mısır asıllı Amerikalı yazar Nahid Mustafa Hafız. Babası Mustafa Hafız İsrail'e karşı fedai ve direniş kahramanı ve komutanı olmasına ve bu yolda şehit olmasına rağmen kızı Nahit Mustafa babasının mirasına da yabancılaşmış. Hatta reddi mirasta bulunan bir mankurt haline gelmiş.  El Arabiya Kanalı'na yaptığı konuşmasında, İslam'a ve Şeriat'a dayandığından dolayı Mısır ve Arap devrimlerinin başarısız olacağını savunuyor.  İslam kültürünün Batı ve İsrail karşıtlığını ve nefretini beslediğini ve küresel barışa engel olduğunu savunuyor.  Buna ilaveten, İslam hukuku kurallarının gelişmeye engel olduğunu ve diktatörlüğe yol açtığını ve açacağını ileri sürüyor.

İslam hukukundan teberri etmeyen ve yakasını silkmeyen kitlelerin gelecekte başlarına gelecek diktatörlükten yakınmamaları gerektiğini söylüyor. Bundan birinci derecede yine kendilerinin sorumlu olacağını varsayıyor. 'Kendim ettim kendim buldum' dememek ve pişman olmamak için kitlelerden 'yasamanın temel kaynağı İslam hukukudur' maddesine karşı çıkmalarını talep ediyor.  Atasoy Müftüoğlu gibi bazı zevat bizde Tahrir Meydanı gibi meydanlarda anti emperyalizm veya İsrail ve ABD aleyhine bir tek slogan bile atılmadığını söylemesine karşın Nahid Mustafa da Tahrir Meydanı ve gösterilerde bir kez olsun laiklik ilkesi lehine slogan atılmamasından ve vurgu yapılmamasından yakınıyor.

Dolayısıyla herkesin vardığı sonuç bakış açısının veya zeminin bir ürünü. İslami kesimleri İsrail söylemi doğrultusunda değerlendiriyor ve onları 'Tanımadığımız Şeytan' şeklinde tasvir ediyor. Bu başlığı taşıyan bir kitabı da var.  1952 devriminin veya darbesinin başarısız olması gibi Arap Baharının da aynı nedenlerden dolayı başarısızlığa mahkum olacağını söylüyor.  Nasır ve Hür Subayların İhvan mensubu oldukları için 1952 darbesi veya devriminin başarısız olduğunu ve aynı nedenlerden dolayı Arap Devrimi veya Arap Baharının da başarısız olacağını tasavvur ediyor.  Zanları ve kuşkuları yakin haline getirerek kendi hükmünü veriyor.  Darbecilerle İhvan arasındaki ilişkiyi uzvi ve organik bir ilişki olarak gösteriyor.  Halbuki Hür Subaylar ile İhvan arasında temas olsa bile Hür Subaylar bağımsız ve kendi başlarına ve serdengeçti bir gruptu.  Dolayısıyla hükmü için dayandığı veriler sağlam değil, çürük. Çürük zemine inşa edilen binanın sağlamlığı ne olur ki?

Fedai komutanı Mustafa Hafız'ın kızı olan Nahit Mustafa (Noni Derviş) siyasi olarak gönlünü İsrail'e kaptırmış ve bu yüzden bütün değer yargıları altüst olmuş ve sabiteleri değişmiş. Bundan dolayı meşruiyet nereye evrilirse İsrail'le birlikte evriliyor ve deveran ediyor. Bakış açısının nirengi noktası İsrail olduğundan bütün olayları onun ekseninde değerlendiriyor.  İslami kesimlerin kendisini tekfir ettiklerini ileri sürüyor ve bu hususta ' Beni Kafir Yaptılar' başlıklı bir kitap kaleme almış. 1991 yılında Cezayir olayları sırasında da Halide Mesudi gibi bu tarz kadınlar türemiş ve Cezayir'deki İslamcılar üzerine var güçleriyle kışkırtma faaliyetlerinde bulunmuşlardı.  Mısır'da Sıfır Noktasında Kadın Yazarı Neval Sadavi ve Faslı Fatima Mernisi gibi kendi kültürüne ve dünyasına yabancılaşmış kadınlar sürekli olarak İslami kesimlerin sosyal ve siyasi kazanımlarına gölge düşüremeye çalıştılar ve laik kesimleri onlar üzerine kışkırttılar. Onlara karşı psikolojik savaşın bir parçası oldular.  Nahid Mustafa da babasını öldüren İsrail'i bağışlarken İslami kesimlere karşı kan davası güdüyor.  İstikametini ve kıblesini değiştirmiş. Zaten kıble istikamet gösteren bir şey.  İstikamet değiştikçe kıble de değişiyor.  Kıble değişince hüküm de değişiyor.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Özcan
26-05-12
E mail: milligazete.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
İSRAİL HAYRANI MISIRLI YAZAR
Online Kişi: 14
Bu Gün: 75 || Bu Ay: 6.631 || Toplam Ziyaretçi: 2.237.938 || Toplam Tıklanma: 52.319.344