ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÂKİF EMRE
Okunma Sayısı: 2668
Yazar: Akif Emre
EĞİTİMDE 'İNSAN' VAR MI? (Dile yapılan insana yapılmıştır)

Bu memlekette iflah olmayan bir mesele varsa o da eskilerin tabiri ile maarif, yani eğitim meselesidir. Eğitimi çözmeden insana dair hangi sorunu halletmiş sayılırsınız ki? Eğitim doğrudan insan demektir çünkü.

Her medeniyet kendi insan tipini yetiştirdiği ölçüde hayatiyetini sürdürür. Her medeniyet eğitim sistemi ile küreselleşir. Eğitim modellemelerini oluşturabilenler insana, topluma ve dünyaya dair iddialarını sürdürme hakkına sahip olurlar. Bu genel geçer ifadeleri ve de benzerlerini ne yazık ki eleştirdiğimiz eğitim sistemi içinde ezberledik.

Ben kendimi bildim bileli, periyodik olarak üç-dört yılda bir, bazen daha sık eğitim sistemi değişir. Bu durum, bir insan ve toplum tasavvurundan mahrumiyetin şaşkınlık emareleridir. Neredeyse iki yüz yıldır kopyalamaya çalıştığımız modelden ne kendimize özgü bir form çıkarabildik ne de bu modelin künhüne vakıf olabildik. Mukallitliğin kaçınılmaz sonucu bu değil midir ki...

Tanzimat'tan beri, önce devleti kurtarmak için Batı'nın fennini alma çabasıyla Avrupa'ya talebe göndererek inşa edilmeye çalışıldı, modern eğitim. Devletin kafası karışıktı; erken yaşta gönderilen örgenciler kolay dil öğreniyor, bilgi dağarcıklarını doldurmakta zorlanmıyor ama Batılı hayat tarzı ve ahlakından etkileniyorlardı. Osmanlı terbiyesi alarak daha ileri yaşta gönderilenler ise dil öğrenmekte zorlanıyordu. Alamet-i farikası 'tatlı su Frenkliği' olan bu dönemin eğitimi ne teknik ne de tasavvur olarak Batı'nın künhüne vakıf olamadığı gibi memleketi de kurtaramadı.

Modern eğitim sistemine geçişimiz yeni bir uygarlığa adım atmanın, bu uygarlığın insan tipini yetiştirmenin aracıydı; bir tür toplum mühendisliğinin... Her şeyi teke indiren tek parti yönetimi gibi tek boyutlu insan tipi arzulandı. Muhayyel bir Batı uygarlığı vardı... Bütün geri kalmışlıklarımızın, kötülüğün sorumlusu olarak görülen değerlerlerimizden ne kadar uzak tutulursa o kadar çağdaş medeniyeti yakalamaya hazır nesiller yetişecekti. Bu nedenle her başarısızlıkta modellemeler değişti. Fransız sisteminden Anglosakson yönelimlere, Alman disiplinine yelken açıldı. Ama hiç birinin bedelini ödemek niyetinde olmayan 'eğitim aklı', sürekli nesillerin müfredatıyla, eğitim biçimiyle oynadı durdu.

Resmi eğitimin insanı standardize eden, sisteme tabi uysal vatandaşlar haline getiren doğasını sorgulamak gibi temel bir duruştan en muhalif olanlar bile uzak durdu. Hem başörtülü eğitim hem anadilde eğitim tartışmalarında taraf olanlar, aslında kendilerinin resmi eğitimin üretim bandına hazır, uygun olduklarını tescil ettirmek isteyenlerdir. Ne var ki eğitim üzerinden bir davranış normunu, ideolojik indoktrinasyonu dayatmak isteyenler de bu razı oluşu görmeye hazır değillerdi. Onların beklediği her şeyiyle sisteme biat edilmesi...

Aynı nedenledir ki modern devlet, kontrolü dışında bir eğitim sisteminin oluşmasına izin vermez. Modern eğitim sistemini sorgulayacak ya da farklı tasavvurların gelişmesine imkan tanıyacak bir muhtevayı kendine karşı en büyük tehlike addeder.

Alternatif eğitim sistemlerinin yaygın olduğu Amerika'da bile bu, sistemin kırmızı çizgilerini ihlal etmemesi şartına bağlıdır. Kırmızı çizgileri, her devletin özgürlük, birey, toplum, nihayetinde uygarlık tasavvuru belirler.

Peki, Türkiye neden bu kadar sık model değiştirir?

Bu sorunun cevabı bizi yönetenlerin temel bir insan tasavvuruna sahip olup olmadıkları sorusunun cevabında yatar.

Anadilde eğitim mücadelesi verenler, modern insan formatının anadilde daha kolay verileceğini, daha kolay standardize edileceğinin farkındalar. Farkında olmayanlar, Kemalist çekirdek zihniyete sahip, tek tipleşmeyi tabulaştıranlar. Anadilde eğitim, Türkçenin başına çok daha önce gelen mühendisliğin gecikmiş bir modern versiyonunun icra edilmesinden ibaret. Sekülerize edilen bir Kürtçe, Kürtlerin İslam medeniyet dairesi ile kalan son bağlarının da koparılmasına yarar. Modern eğitimin Türkçeye yaptığı müdahale de bu açıdan muhteva olarak benzer. Türkçe anadilde eğitim alanlarında, bu anadilin ait olduğu medeniyetle irtibatı koparılmıştır.

(Yazının devamını mutlaka okuyunuz; o cümle mühimdir. "Doğruluş")

Yazının devamı için tıklayınız.

Yazar: Akif Emre
23-06-12
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
EĞİTİMDE 'İNSAN' VAR MI? (Dile yapılan insana yapılmıştır)
Online Kişi: 17
Bu Gün: 92 || Bu Ay: 1.732 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.951 || Toplam Tıklanma: 52.241.714