ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 4028
Yazar: Murat Bardakçı
İLÂHİYATÇILAR VEHHÂBÎLEŞİYOR!

İlâhiyatçılar resmigeçidi

TOPLUMU derinden etkileyen her önemli olay, konunun uzmanlarını popülerleştirir. O zamana kadar varlıklarından bile çok az kişinin haberdar olduğu uzmanlar çok daha fazla tanınır, hattâ medyatikleşirler.

Jeologların ve deprem uzmanlarının 1999 depreminden sonra bir anda memleketin en önemli isimleri hâline gelmeleri gibi...

Depremin ardından birkaç sene boyunca sık sık ekranlara çıkan, görüşlerini gazete sütunları vasıtası ile duyuran bu uzmanların gerçi herbiri farklı şeyler söylüyor, birinin dediği ötekinin ifadesini tekzip ediyordu ama tek bir hususta hemfikir idiler: İstanbul'u çok daha büyük bir deprem felâketinin beklediği konusunda... Dolayısı ile kendilerini dinletiyorlardı, zira 1999'un 17 Ağustos gecesi kırk küsur saniye devam eden ve onbinlerce can alan deprem herkesi öylesine korkutmuştu ki, söyledikleri bir umut kaynağı, kendileri de sanki bir sığınak gibi idi, öyle hissediliyordu...

BİR BÜYÜK KEŞİF!

O zamana kadar toplumdan uzak ve halkın düşüncesinin de dışında kalmayı çok büyük bir maharetle başarmış olan basınımız, özellikle de televizyonlarımız, yine o günlerde çok önemli bir keşifte bulundu: Türkiye'nin Müslüman olduğunu ve halkın dinî konulara merak duyduğunu farkettiler!

Bu büyük keşfin ardından, ekranlar seslerini o güne kadar dar bir çevrede duyurabilmiş olan hocalara açıldı ve ilahiyat profesörleri hemen her gece televizyonlarda arz-ı endâm etmeye başladılar!

Ama ne anlatacaklardı? Namazın nasıl kılındığını, orucu nelerin bozduğunu yahut zekâtın kimlere verilmesi gerektiğini herkes zaten bilirdi. Dolayısı ile yeni birşeyler söylemeleri ve dinleyeni şaşırtıp alâka çekmeleri gerekiyordu; bunun için de dinî meseleleri yorumlamaktan medet umdular...

Ama ne yorumlar! Kur'anda kadınların başlarını örtmeleri gibi bir emrin bulunmadığını söyleyeni mi ararsınız, hanımların belli günlerinde namazlarını kılıp Kur'an okumalarının mümkün olduğunu iddia edenleri mi, yoksa ölenin ardından dua edilmesinin gerekmediğini izaha çalışanları mı?

İlâhiyatçılar resmigeçidine katılanların anlattıklarına bakılırsa, islamiyet 1400 küsur seneden buyana bilinmemiş, lâyıkı ile anlaşılmamış ve Müslümanlar ibadetlerinin tamamını yanlış yapmışlardı! Eski asırlarda yaşamış ne kadar mezhep imamı, fıkıh âlimi hattâ şeyhülislâm vesaire var ise Kuran'dan bîhaberdi; her şeyi birbirine sokmuş, inananlara yanlış bilgiler vermiş ve ibadeti bozmuşlardı! Namazdan da bîhaberdiler, dinin örtünme konusundaki hükümlerinden de, duadan da...

VEHHABÎLEŞENLER VAR!

İlâhiyatçıların kapıldıkları bu "yeni birşeyler söyleme" modası, son iki sene içerisinde başka bir hâl aldı ve artık kuralları bile tahrif etmeye kadar uzandı! Bazı profesörler orucun otuz değil, sadece üç gün tutulabileceği yahut "cihad" kavramının din yolunda savaş değil, "savaşı önleme politikası" olduğu gibisinden sözler ediyorlar...

Popüler olma merakı meğerse nelere kaadirmiş!...

İşin tuhaf tarafı, örtünme ve ibadet konusunda ortaya atılan böylesine tuhaflıklar dinde asırlar öncesinden gelen kurallara ve geleneklere uyanlar arasında değil, dinî meseleler ile şimdiye kadar hiçbir şekilde alâkadar olmamış ve bu konulardan her zaman uzak kalmış çevrelerde ses getiriyor. Bilenler ekranlarda söylenenlere kulak asmıyor, bilmeyenler ise "Şekerim bak, işin aslı meğerse böyle imiş!" havasında!

AMAAAA...

Bu yeni sözler etme modasının yolaçtığı çok daha önemli bir başka tuhaflık daha var: Türkiye'de bazı hocalar ve onlara uyan bir kesim, Vehhabîleşiyor!

Farketti iseniz ne alâ; ama şayet edemedi iseniz önümüzdeki günlerde bu değişim hakkında yazacaklarımı okuduğunuzda bana herhalde hak verirsiniz...

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Murat Bardakçı
31-07-12
E mail: haberturk.com
 
 
Yorumlar: 2
Şener Şen
Tebrikler
Tarih : 06-08-12

Ağzınıza sağlık, ehl-i sünnet inancının bu kadar hazana uğratılmaya çalışıldığı zamanda böyle bir yazı yazdığınız için size çok teşekkür ederim.

 
Vahabzade
Helal Olsun!
Tarih : 01-08-12

Sayın Bardakçı tebrik ediyorum. Meseleyi güzel özetlemiş. Önümüzdeki günlerde bu konu hakkında yazacağı yazıları merakla bekleyeceğim...

 
İLÂHİYATÇILAR VEHHÂBÎLEŞİYOR!
Online Kişi: 15
Bu Gün: 101 || Bu Ay: 7.612 || Toplam Ziyaretçi: 2.239.851 || Toplam Tıklanma: 52.345.755