ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / HUKUK HİKÂYELERİ
Okunma Sayısı: 1836
Yazar: Ahmet Selim
REJİMİN KONTROL KULESİ yahut NASIL DEMOKRATİK DEVLET OLUNUR?

 

Samîmî değiliz

1961 Anayasası yürürlüğe girdiği zaman Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'di. 1982 Anayasası yürürlüğe girdiğinde ise cumhurbaşkanlığı makamında Kenan Evren oturuyordu... "Parlamenter Sistem" diyoruz ama, bizdeki sistem icraya güvenmemeyi esas alan bir mahiyet taşıyor ve parlamenter sistemin dengesine sahip bulunmuyor.

Bunu en açık biçimde cumhurbaşkanına verilen yetkiler konusunda görebiliriz. Buradaki mantık şudur: "Millet bir sağ iktidarı iş başına getirir, tatsızlık ve sıkıntı doğurucu işler yapılır. Cumhurbaşkanı'na çok yetkiler verelim ki (o zaman müşahhaslarıyla, Cemal Gürsel'e, Kenan Evren'e!) seçilen iktidarlar istediklerini yapamasın."

Başlıklar halinde, cumhurbaşkanının yetkilerine şöyle bir bakalım:

1- Açılış konuşması yapmak. 2- TBMM'yi toplantıya çağırmak. 3- Kanunları yayımlamak. 4- Tekrar görüşülmek üzere kanunları geri göndermek. 5- Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açmak. 6- Seçimlerin yenilenmesine karar vermek. 7- Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek. 8- Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak veya görevlerine son vermek. 9- Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmek veya kendi başkanlığında toplantıya çağırmak. 10- Devlet temsilcilerini kabul etmek. 11- Milletlerarası anlaşmaları onaylamak ve yayınlamak. 12- Başkomutanlığı temsil etmek. 13- Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar vermek. 14- Genelkurmay başkanını atamak. 15- Milli Güvenlik Kurulu'nu toplantıya çağırmak ve başkanlık etmek. 16- Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilan etmek, kanun hükmünde kararname çıkarmak. 17- Kararnameleri imzalamak. 18- Belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak. 19- DDK üyeleri ile başkanını atamak ve bu kurula inceleme araştırma ve denetleme yaptırmak. 20- YÖK üyelerini seçmek. 21- Üniversite rektörlerini seçmek. 22- Anayasa Mahkemesi üyelerini seçmek. 23- Danıştay üyelerinin dörtte birini seçmek. 24- Yargıtay cumhuriyet başsavcısı ve Yargıtay cumhuriyet başsavcı vekilini seçmek. 25- Askeri Yargıtay üyelerini seçmek. 26-27 Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyeleri ile HSYK üyelerini seçmek...

Yetkisi çok ama sorumluluğu yok! Sorumluluk, siyasi iktidarın, Bakanlar Kurulu'nun omuzlarında!

Parlamenter sistem'de, cumhurbaşkanlığı devletin yürütme gücüne yardımcı olmak niteliği taşıyan bir denge görevi ifa eder. Bunu, "sorumluluğun sahibi" açısından kolayca anlayabiliriz. Anayasa'dan görev ve yetki alan herkes sorumludur; Cumhurbaşkanı hariç!

Yani cumhurbaşkanına parlamenter sistemin anayasası tarafından verilen yetkiler, siyasi iktidarı engellesin diye değil, ona, onun icra etkisine ve işlerliğine yardımcı olsun diyedir. Siyasi iktidar, cumhurbaşkanı ile beraber siyasi iktidar'dır. (Bu cümlenin altı çizilmelidir.) Bizde böyle olmuyor. Mesela cumhurbaşkanı başkomutandır, deniliyor. Değildir! Görevi temsilîdir ve şudur: TBMM adına başkomutanlığı temsil etmek. Başkomutanlık, TBMM'nin manevi şahsiyetinden ayrılamaz. Başkomutanlığın görevleri, Genelkurmay başkanı tarafından, TBMM'ye ve Bakanlar Kurulu'na bağlı olarak yerine getirilir. Savunma görevinin sorumluluğu Bakanlar Kurulu'nun omuzlarındadır. Bütün temsilî düzenlemelerin ana esprisi şudur: "Devletin yürütme gücünü oluşturan Bakanlar Kurulu (hükümet) bir siyasi partinin malı değil, devletin bir kurumudur, devletin üç ana unsurundan biridir." Vurgulanan ve kurulup ve korunmak istenen denge, bu esprinin dengesidir. Demokratik devlet, böyle olunur.

Cumhurbaşkanı seçmek cumhurbaşkanlığı kurumunun parlamenter sistemdeki yeri kadar önemlidir. Ülkeyi cumhurbaşkanı yönetmeyecek... Fakat bizdeki anlayış böyle değil. Öyle bir anlayışa sahibiz ki, sanki cumhurbaşkanının göreviyle ilgili sorumluluğu Bakanlar Kurulu taşıyor değil de; Bakanlar Kurulu cumhurbaşkanına karşı sorumlu!

Demokrasi adına yapılması gereken öncelikli değişim, cumhurbaşkanını halkın seçmesi değil, cumhurbaşkanının yetkilerinin rasyonel seviyeye indirilmesidir.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.


Yazar: Ahmet Selim
16-01-10
E mail: a.selim@zaman.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
REJİMİN KONTROL KULESİ yahut NASIL DEMOKRATİK DEVLET OLUNUR?
Online Kişi: 18
Bu Gün: 338 || Bu Ay: 9.594 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.497 || Toplam Tıklanma: 52.167.137