ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / RAMAZAN- ORUÇ- İNSAN
Okunma Sayısı: 2627
Yazar: Ali Nur Kutlu
NEDEN ESKİ RAMAZANLARI ÖZLÜYORUZ?

NEDEN ESKİ RAMAZANLARI ÖZLÜYORUZ?Hepimizin kulağı duymuştur, “ah, nerede o eski Ramazanlar” sözünü. Hiçbir Ramazan yoktur ki, insanlar bu sözü sarfetmesin, hiçbir sohbet yoktur ki eski Ramazanlardan bahsedilmesin. “Çocukluğumun Ramazanları” diye kaç makale, yazı, kitap cümlesi okudum, hatırlamıyorum.

Mübarek ay geldi, bugünlerde eski Ramazanlara olan özlemi dile getiren cümleler yine arttı. Bu kez internet ve sosyal medyanın yaygınlığı nedeniyle daha çok karşılaşır oldum bu özlem cümlesiyle.

Neden eski Ramazanları özlüyoruz? Neden istisnasız herkes eski Ramazanların bugünkünden daha iyi olduğunu düşünüyor acaba? 18 yaşındaki bir genç bile eski Ramazanlardan bahseder oldu. Neden acaba?

Her zaman aklımdan geçer, insanoğlu medeniyeti geliştirdikçe daha mı iyiye gidiyor, yoksa daha mı geriye? Daha mı mutlu oluyoruz yoksa, daha mı mutsuz? Mesela sanat daha mı güzelleşiyor, daha mı etkili oluyor?

Bu yazıyı özellikle eski bir Osmanlı camisinin avlusunda yazdım. Bu camiler bahçeleri, avlusu, minberi, mihrabı... kısacası her şeyi ile bugünden çok farklı. Bunu farklı kılan mimarisi mi acaba? Biliyorsunuz İstanbul Ataşehir'deki Mimar Sinan Cami, Süleymaniye Cami'nin kopyası olarak yapıldı. Ancak giderseniz Süleymaniye'de hissettiklerinizi burada bulamazsınız.

İnsanoğlu, zaman ilerledikçe, beşeriyeti geliştirdikçe eskiye oranla bazı alanlarda geriliyor, bazılarında ilerliyor kanaatimce. Sanat, estetik, mimari, hikmet, maneviyat, yardımlaşma, dostluk, bir arada yaşama gibi daha çok sosyal alanlarda bir geri gidiş yaşıyoruz.

Teknoloji, tıp, bilim, sanayi gibi alanlarında ise eskiye oranla ilerliyoruz, doğru. Nano-teknoloji robotları damarlarımızın içinde gezdirebiliyor ama 3 bin yıl önce yapılmış Mısır piramidinin aynısını yapamıyor. Aya insan yerleşimi kurabiliyor ama yeni bir Michelangelo, Mimar Sinan, Şhakespeare, Baki yetiştiremiyor.

Modernizm, bizi tüm duygularımızdan, hislerimizden, ruhumuzu mutlu eden, manevi olan her şeyden öylesine uzaklaştırdı ki. Modern yaşam elindeki tüm teknoloji, bilim ve güce rağmen, insanın temel ihtiyacı olan mutluluğu sağlayamıyor.

Bunların eksikliğini hissedemeyecek kadar robotlaşanlarımız oldu. Robotlaşmış hayata direnenler, geçmişi özleyerek, geçmişi hatırlayarak direnmeye çalışıyor.

Özlediğimiz şey, hayatın gidişatına olan itirazın dışa vurumu aslında.

Eski Ramazanları özlemenin altında yatan şey, bu modern yaşama olan itirazdır. Bugün daha mutlu, daha huzurlu, ruhumuzu tatmin eden bir hayat sürseydik eskiyi özlemezdik.

Her geçen gün maneviyatı ve hikmeti azalmış insanoğlunun ruhunu hiçbir modern teknoloji ürünü mutlu edemez. Mutsuz olan ruhumuz olduğunu bilmeyen modern insan, sürekli vücudumuzun fiziki imkanlarını iyileştiriyor. Yanlış teşhis koyan bir doktor gibi, bizi iyileştireceği yerde daha da hasta yapıyor modern insan.

Oysa bizim eski Ramazanlardan ve eski camilerden mutlu olmamızın sebebi, daha insani, daha çok ruha hitap eden şeyler olmasıdır. Mutsuz olan damarların bağlı olduğu kalp değil, ruhun bağlı olduğu gönüldür. Eski Ramazanlarda, eski camilerde gönül mutlu oluyor. Demek ki aradığımız şey ruhun mutluluğudur.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Nur Kutlu
21-06-15
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 1
İhsan Efendioğlu
Özlenen şey
Tarih : 25-06-15

Aslında özlenen şey çocukluğumuz... Çocukluğumuzun o saf dünyası.

 
NEDEN ESKİ RAMAZANLARI ÖZLÜYORUZ?
Online Kişi: 23
Bu Gün: 0 || Bu Ay: 9.258 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.821 || Toplam Tıklanma: 52.162.628