Kategori : TEFEKKÜR / İNSAN VE TEFEKKÜR | Okunma Sayısı: 2867 |
Ciddî ve îtidalli olalım Eleştirilere hoşgörülü davranmak kendi eleştirilerimizin ciddîye alınması için mutlaka gereklidir. Bu bir ciddiyet ve meşrûiyet denklemidir. |
|
Ciddiyet, samimiyetten ve îtidalden ayrılmaz; samimiyet ve îtidalden mahrum bir ciddiyet görüntüsünün aslında ciddiyet değil de vahâmet ifâde ettiğini bilmeliyiz. Tahkir, bühtan, iftirâ hep o vahâmetin tezâhürleridir. "Ciddî olalım." çağrısı, samîmî ve mûtedil olalım çağrısı ile eşdeğerlidir. Çünkü meşrûiyet dâhilindeki değer yargıları ve ölçüleri birbirine sımsıkı bağlıdır, onlardan birinin ihlâli diğerlerine de hemen yansır. Meşrûiyet dâiresindeki ölçüler, müteselsil ve mütekabil bir vahdet duyarlılığına sâhiptir. Nefsinizle onlardan birini ihlâl ederseniz diğerlerinin reaksiyonunu da kesinlikle görürsünüz. Eleştirinin metot'la ilgili bir rasyonellik şartı var: Kendi özeleştirisini yapmayan, yapamayan; başkalarını doğru eleştirmenin ışığını bulamaz. Akıl orada kapanır, suskunlaşır. Çünkü özeleştiri yapmadan, kavramları ve mânâlarını içselleştirme, dolayısıyla idrâk edebilme yolları tıkanır. |
Yazar: Ahmet Selim |
25-07-09 |
||
E mail: Mail Adresi Yok | Tweet | ||