ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : EDEBİYAT / UNUTULMAYANLAR
Okunma Sayısı: 3258
Yazar: Dursun Gürlek
EDEBİYATIMIZDA KADIN YAZARLAR VE ŞULE YÜKSEL ŞENLER'E VEFÂ

OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ'DEN GÜZEL BİR RAMAZAN YAZISIKadın şairlerimiz ve yazarlarımız hakkında kütüphanemde bir hayli kitap ve dergi var. Bunların en önemlilerinden birini de Murat Uraz’ın “Resimli Kadın Şairlerimiz ve Muharrirlerimiz” isimli eseri teşkil ediyor. 1941 yılında Tefeyyüz Kitabevi Yayınları arasında çıkan bu iki kitabın birinci cildinde hanım şairlere, ikinci cildinde ise – keza – hanım romancılara ve hikayecilere yer veriliyor. Böyle kaynak eserlerden anlaşıldığına göre bizde kadın şairlerin tarihi, kadın hikayecilerin ve romancıların tarihinden daha eskidir. Bir diğer ifadeyle söylemek gerekirse divan edebiyatının temsilcileri arasında kadın şairler de bulunuyor ama kadın romancılara ve hikayecilere ancak Osmanlı Devleti’nin son döneminde rastlıyoruz. Cumhuriyet devriyle birlikte sayıları bir hayli artıyor. Bugün artık hanım yazarlar neredeyse erkek yazarlarla yarışacak bir hale geldiler dersek, belki de bir gerçeği dile getirmiş oluruz. Bu satırları okuyunca, kemiyet – keyfiyet meselesini hatırlatarak itiraz edeceğinizi tahmin ediyorum ama unutmayalım ki kalite – kantide meselesi erkek yazarlar için de söz konusudur.

Bin dokuz yüz altmışlı, bin dokuz yüz yetmişli yıllardaki kadın yazar sayısı bugüne oranla fazla değildi ama hayli ses getiren ve büyük bir okuyucu kitlesini peşinden sürükleyen hanımlar da mevcuttu. Yazılarını severek okuduğum Münevver Ayaşlı, son derece cesur ve donanımlı bir kaleme sahipti. Yıllarca Yeni İstanbul gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Sütununun adı “Merak”tı. Ben de onu okumaya çok meraklıydım. Acaba yarın ne yazacak diye merak ediyordum. Keza, aynı nesle mensup Samiha Ayverdi de, Münevver Ayaşlı gibi, bizim kültür dünyamızın hem oluşmasında hem değişmesinde büyük bir rol oynadı. Samiha Ayverdi’nin “kudret-i kalemiye” si Necip Fazıl’ın bile dikkatini çekmiş olmalı ki, ona takdir duygularını dile getiren mektuplar yazmaktan kendisini alamamıştı.

O zamanlar sağ kesime hitap eden gazetelerde mutlaka bir de hanım yazar bulunuyordu. Bunların içinde siyaset yazan da vardı, tarih ve kültür konularını işleyenler de mevcuttu. Mesela daha çok tasavvufla ilgili konulara yer veren Atiye Keskin, Tercüman’ın çok okunan ve sevilen kadın yazarlarındandı. Bu yazılar daha sonra toplandı ve “Bir Nükte - Bir Işık” ismiyle yedi sekiz ciltlik bir külliyat meydana getirildi. Aynı vadide kalem oynatan hanımlardan biri de Ayten Lermioğlu idi. O da diğer meslektaşları gibi tarihe ve kültüre büyük bir önem veriyor, yazıları zevkle okunuyordu. Ben de kendisinden istifade edenlerdendim. Geçen gün kütüphanemi karıştırırken bir kitapla karşılaştım. Merhum Ali İhsan Yurt ağabeyimizin eski harflerle “Muhterem Ayten Lermioğlu Hanımefendi’ye hürmetle” diye imzaladığı kitabının adını bu arada söylemiş olayım: “Fatih Sultan Mehmet Han’ın Hocası Şeyh Akşemseddin – Hayatı ve Eserleri.”

Geçen hafta cumartesi günü, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nce hakkında Vefa toplantısı düzenlenen Şule Yüksel Şenler de işte o yılların ünlü kadın yazarlarından biriydi. Başörtüsü mücadelesinde hiç şüphesiz en büyük pay ona aittir. Şule Hanım sadece yazar değil, aynı zamanda ateşli bir hatipti. Konferanslar vermek için adım adım bütün Anadolu’yu dolaştı, büyük kalabalıklara hitap etti. Bugün gazetesinde “Duyuşlar” başlığıyla uzun süre köşe yazarlığı yaptı. Ona bu imkanı veren Mehmet Şevket Eygi Ağabeyimizin payını da unutmamak gerekir. Vefa toplantısındaki konuşmacılardan biri de Şevket Bey’di. Kısaca şunları söyledi:

“Baktılar ki Şule Hanım konuşmalarıyla binlerce insanı etkiliyor. Hemen tutuklandı, hapse atıldı. Sonra onun için özel af çıkardılar. O ise affı, ‘Bu benim şahsi meselem değildir’ diyerek kabul etmedi ve hapiste kaldı. O günlerden bu günlere geldik. Bugünler için Şule Hanım’a müteşekkiriz. Kendisine Allah’tan sağlık, afiyet diliyoruz ama bazı şeyleri hiç unutmamak lazım, bugün kabinede bile başörtülü bakanımız var.” Unutmadan söylemek istiyorum, Şule Hanım’ın kitapları da var. Tabii ki bunların en ses getireni “Huzur Sokağı” idi. Daha sonra sinemeya da uyarlanan “Huzur Sokağı” sadece “çok satan” değil, aynı zamanda çok okunan bir eserdi.

Toplantı başlamadan önce ben de kendisiyle kısa bir görüşme yapıp sağlık ve afiyet dileklerimi sundum. Merhum ağabeyi Üzeyir Şenler’in yayınladığı haftalık “Seher Vakti” gazetesinde bir ara beraber çalıştığımı da hatırlattım. Memnuniyetle gülümsedi. Böyle bir vefa toplantısını düzenlediği için, başta Mahmut Bıyıklı olmak üzere Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nin yöneticilerini tebrik ediyorum. Bu habere tam sayfa yer verdiği için – tabii ki – Vahdet gazetesini de kutluyorum.

Şule Yüksel Hanım’a bu vesileyle bir kere daha Allah’tan sağlık ve afiyet diliyorum.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Dursun Gürlek
12-12-15
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
EDEBİYATIMIZDA KADIN YAZARLAR VE ŞULE YÜKSEL ŞENLER'E VEFÂ
Online Kişi: 18
Bu Gün: 508 || Bu Ay: 9.731 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.500 || Toplam Tıklanma: 51.944.907