ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DÜNYADA NELER OLUYOR
Okunma Sayısı: 2006
Yazar: Prof. Dr. Oya Akgönenç
NATO'NUN YENİ STRATEJİK KONSEPTİ

NATO toplantısı Lizbon'da yapıldı, bitti ama etkileri ve analizleri uzun süre devam edecek gibi görünüyor. Hazırlanan 11 sayfalık raporda belirtilen ana konseptler, gelişmelerin paradigmalarını tespit etmektedir. Bunlar:

* Terörizm-bölgesel veya enternasyonal

* Uyuşturucu trafiği ve her türlü uyuşturucu ile mücadele

* Siber terörizm: Sanal /siber alemde yapılan yolsuzluklar

* Enerji kaynaklarının ve hatlarının korunması

* Kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi

Lizbon'dan, İngiliz gazetesi  The Guardian için , Ian Traynor tarafından hazırlanan rapor bu ana konuları ve NATO'nun değişmekte olan Stratejik konseptini net bir şekilde yorumlamaktadır. Dikkat edilecek olunursa NATO artık bir (Nortth Atlantic Alliance Organization) Kuzey Atlantik İttifakı Organizasyonu olmaktan uzaklaşmış ve kendisine yeni hedef ve görevler biçmiş bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen hususlar, NATO'nun bölgesel bir savunma organizasyonu olmaktan çıkıp, küresel bir kontrol ve hızlı müdahale mekanizması haline dönüşmekte olduğunun kanıtıdır.

Kolluk Gücü olarak NATO:

Bu yönü ile bakıldığında, NATO dünyada barış, istkrar ve huzuru sağlamaya çalışan ve belki de ABD ile AB'nin bir uygulayıcı kolu haline gelmekte olan bir organizasyon görüntüsü kazanmaya başlamıştır. Hatta, bu çalışmalarında Rusya Federasyonu'nu da kendisi ile birlikte çalışmaya davet etmiş ve olumlu cevap almıştır. Rusya Cumhurbaşkanı Dimitry Medvedev NATO toplantılarına katılan ilk Rus Cumhurbaşkanı olarak bir ilk'e imza atmıştır.

Kaven L. Afrasiabi, "NATO'nun 'İran tehdidi' Karmaşası" başlığı ile hazırladığı Lizbon raporunda NATO içinde İran konusunda gelişmekte olan karmaşa ve diğer  konsept ve uygulama kargaşasına da dikkatler çekilmiş bulunmaktadır.

Bir taraftan İran'ı ve Kuzey Kore'yi esas tehlike unsurları olarak öne çıkartmaya çalışan ve aynı zamanda da Afganistan'da "terörü ve uyuşturucu trafiğini" bitirmeye gayret eden bir NATO,( tabii esas güç ABD) imajı oluşturuluyor ve buraya yardım için Rusya Federasyonu davet ediliyor.

Diğer taraftan da, adeta Rusya'yı çevreleyecek, adeta "kuşatacak=containment" şekilde Polonya, Romanya, Bulgaristan ve Türkiye topraklarına yerleştirilmesi planlanan füzeler, rampalar ve radarlar sisteminden bahsediliyor ve hazırlıkları yapılıyor. Bütün bunlara ilaveten, ABD tarafından Alaska'ya yerleştirilmiş 40 adet ve Kaliforniya'ya yerleştirilmiş 4 adet balistik füze'nin mevcudiyeti biliniyor. Bu son derece kafa karıştırıcı bir durum olup, Rusya ve Çin de bu gelişmelere göre bazı manevralar yapmaya hazırlanıyorlar...

Maliyeti artan NATO:

Olayın diğer bir yönü de ağır mali portresi. ABD 1985'ten beri bu füzeleri geliştirme çalışmaları içinde bulunmaktadır. Bu füzeler ABD'den satın alınacaktır. Yapılan hesaplara göre NATO üyesi olan ülkelerin önümüzdeki 10 yı içinde 260 milyon dolar ödeme yapması gerekmektedir.(Bu çok düşük bir tahmin olup, gerçek bunun çok üstünde olacak gibidir.)

Genel sekreter Rasmussen'in 19 Kasım Cuma günü  ifade ettiği gibi "NATO'nun yağlardan kurtulup, kas yapmasının zamanı gelmiştir". Gerekli olan yeni bütçeyi ifade ederken kullanılan bu ifadelere dikkat edilmelidir çünkü yapılandırılan bu kaslar tam olarak  kime karşı kullanılacaktır? Bu net değildir.

Türkiye ikilemi:

Diğer enteresan bir gelişme de NATO'nun AB ülkelerine seslenerek Türkiye'ye karşı mesuliyetlerini daha ciddi bir şekilde yerine getirmeleri hususudur. Türkiye'nin Avrupa'nın korunmasında aktif rol alması isteniyorsa, Türkiye'nin AB'nin bir parçası olması gerektiği de toplantıda konuşulmuştur.

Gerçeğe bakıldığında, değil üyeliği hızlandırmak, şu anda AB içinde bulunan EDA adlı "Avrupa Güvenlik Komisyonu'na Türkiye'nin katılmasına karşı Güney Kıbrıs'ın vetosu bulunmaktadır. Böylece Türkiye'nin herhangi bir katkısı da  engellenmektedir. Bu da Avrupa içinde yaşanan çelişkilerin en büyüğüdür. Hem NATO içinde Türkiye'ye muhtaç olmak ve hem de en önemli noktalarda onu bloke etmek gibi acaip bir ikilem içinde bulunmaktadırlar.

Bu husus hâlâ netliğe kavuşmamış olup, bu garip şekli ile yürütülmeye çalışılmaktadır.

Türkiye açısından diğer bir kritik konu da kurulması planlanan füze kalkanı mekanizmasında "komutanın kimin veya kimlerin elinde olacağı?" hususudur. Bu husus herhangi bir karara bağlanmayıp, ileriki bir tarihe atılmıştır. Bu demektir ki, Türkiye tedricen ikna edilerek, bu "komuta grubu " dışında bırakılmaya çalışılacaktır. Karar kapalı kapılar ardında ve Türkiye'nin dahli olmadan alınacak gibi görünmektedir.

Yine fevkalade önemli diğer bir konu da, füze kalkanı mekanizmansının tam hangi kısmının Türkiye toprakları üstünde konuşlandıracağı ve ne tip füze veya radarın Türkiye'de bulunacağıdır.

"The Roving Eye" adlı radar Türkiye'yi her yönden gelebilecek füze ve tehlikelere karşı haberdar edebilmektedir. Oysa, yeni plan içinde bunun değiştirilerek sadece İran'a yönelik sabit bakışlı bir radarın Türkiye'ye yerleştirilmesi de düşünülmektedir. Bu durumda Türkiye Güney'den (mesela İsrail'den) atılabilecek bir füzeden zamanında haberdar olamayacaktır.

Bu konuların hepsi fevkalade önemli olup, dikkatle takip edilmeli ve böyle bir değişikliğe de izin verilmemelidir.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Prof. Dr. Oya Akgönenç
26-11-10
E mail: milligazete.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
NATO'NUN YENİ STRATEJİK KONSEPTİ
Online Kişi: 20
Bu Gün: 192 || Bu Ay: 1.832 || Toplam Ziyaretçi: 2.229.207 || Toplam Tıklanma: 52.243.709