ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MUHTELİF ŞÂİRLER VE ŞİİRLER
Okunma Sayısı: 9938
Yazar: Fevzi Pehlivanlı
ELLERİ GÖĞE DOĞRU

Afrika ortalarında
Karanlıklar içinde bir zenci
Ak örtülere bürülü
Ayakları yere batmış
Başı gökte bir çivi
Alnı gök rengi, içi gök yüklü
Gözleri bende
Elleri göğe doğru

Yüzü kara, dudakları
İçe doğru kırmızı
Dişleri beyaz beyaz
Ak ak içi
Afrika içlerinde bir zenci
Amerika ortalarında biri
Biri bilmem dünyanın neresinde
Gözleri bende
Elleri göğe doğru

İçi umutlar kadar ak
Pırıl pırıl ışıklı sular gibi
Hayâl ötesinde bir zenci
Düşünceleri ondan da berrak
Yeni seçmiş yolunu
Güneşi içine doğmuş
Gözleri bende
Elleri göğe doğru

Gönlü Mekkeye erdi
Gözleri,
Mekkede Medinede
Konyada Bursada Edirnede
İstanbul uğrak yeri
Kabuk değiştirmedi zenci
Zenci iç değiştirdi
Gözleri bende
Elleri göğe doğru

Alabildiğine bassın karanlık
Göğe doğru göğe doğru
Uzat uzat ellerini
Erer belki

Seni sendeki karanlık boğamadı
Karanlığın damarı çatladı artık
Sen içinin çekmesine bak
Gönlünün akmasına
Gelen aydınlık
Göğe susamış içi
Gözleri bende
Elleri göğe doğru

Uzat uzat ellerini
Ellerin göğe erecek
Ya gökleri bana
Ya beni göklere verecek
Ya kara elleri ile iç aydınlığını sunacak
Ya da göğün iksirini
Kurtaracak zenci
Kendini, beni
Gözleri bende
Elleri göğe doğru

Susmuş vahşi tamtam çığlıkları
Ak örtülerle uyumuş
Sessiz haykırır
Ak örtülerle uyandığını
Yeri göğe kaldırır
Göğü yere çağırır
O zenci o zenci
Yerin göğe çekilmiş kılıcı
Gözleri bende
Elleri göğe doğru

Yüzü gece, alnı şafak
Kara gözleri şafak öncesi
Bu günün gündüzü, dünün gecesi
Bu gün yüzünün kaygusunda değil o zenci
Gözleri bende
Elleri göğe doğru.

                                                Millî Gençlik Dergisi, Kasım 1968

Yazar: Fevzi Pehlivanlı
24-08-12
E mail: ketebehu52@hotmail.com
 
 
Yorumlar: 8
Harun ŞAHİN
Dost Gibi
Tarih : 28-08-12

Dostlarım acılarımdan habersiz

Hasmım gibi...

Kabulsüz, gizli dualar mahzenim,

Çöl eser dudaklarımda,

Yel gibi...

Gözyaşım çağlayanlar kurar yanaklarımdan,

Sel gibi...

Neredesin

Yarama merhem sevgili,

Durma uzaklarda öyle

El gibi,

El gibi...

 
İ TUNCER
FP
Tarih : 28-08-12

44 yıl önce, ah bir de daha sonra yazdıklarını ele geçirebilsek... Allah hayırlı ve uzun ömürler nasip etsin.

 
uğurlu
Yüce dağlar bağrında nice ceylan avcısı barındırır
Tarih : 27-08-12

Artezyenden su fışkırır, cezbeden bakarsın derûni düşünce bakarsın şiir. Ah inkıtaya uğramasa da aksa. Geçtiği vadilerin yalçın yamaçlarında ne ceylanlar gezer bilseniz. Çağlayanlar sonsuzluğun şarkısını söylerken alır gönlün yorgunluğunu.

 
hasan hüseyin
daha neleri vardır
Tarih : 27-08-12

Fevzi abiye Allah sağlık sıhhat versin,daha bu fevzi abide neler vardır ama hiç belli etmiyor,doğruluş biraz daha zorlasın da bilelim.

 
ne fark eder
elleri göğe doğru olanların elleri boş olmaz
Tarih : 26-08-12

2.7.2012 tarihinde sitenizde haber kültür.net sitesinden iktibasla yayınlanan Zeynep Yılmaz hanım kardeşimizin yazısında, Muhammed Bahaeddün Şahı Nakşibendi Hazretlerine hocası Muhammed Baba Simasi Hazretlerinin talim ettirdiği ‘’İlahi, rızan hangi noktada ise bu kulunu o noktada bulundur’’ şeklindeki duası yer almaktadır. Nakşibendiyye yoluna mensubiyetin asaleti ile pak atalardan tevarüs eden asaletin bir kulda cem olması halinde, bu kulun kader-i ilahi karşısındaki tutumunu, bu duanın ifade ettiği mananın gayrisinde düşünmek muhaldir. O yer halının altı bile olsa ve oraya dostlar eliyle süpürülmüş olsa bile. Evet hocaların hocası olan böyle bir kalemden mahrum kaldığımız hakikattir. Ancak yorumlarda da belirtildiği gibi, halının altında yaşanan hayata dair tecrübelere daha mı çok ihtiyacımız vardı acaba. Mühim olan çerağ’ı yakmaktır, ister kibritle, ister çakmakla, isterse gönüldeki muhabbet ile kavrulmuş ve mensubiyet rengini kendine renk edinmiş fikir ateşiyle... ne fark eder. Muhabbetin kavurduğu gönül ateşine halılar ve dost sanılanlar mani olamazlar. O muhteremin yakmış olduğu ateşler etrafımızı aydınlatmıyor mu ? Babayiğitler, halının altında gözlerden gizlenmiş cevherin kokusunu alırlar, o cevherin mana ateşini ruhlarında hissederler ve o cevherden azami seviyede istifade ederler. Bırakın dost zannedilenler onu görmek istemesinler, bırakın bizi şiirlerinden, nesirlerinden mahrum etmiş olsunlar, ruhlarımızda teşekkül eden ve fikir intikalini mümkün kılan muhabbetimizi de elimizden alamazlar ya. T.K.

 
alaettin
uyandırmak
Tarih : 26-08-12

Fevzi Abi, bir kişiye bile vesile olmanın ehemmiyetini müdrik olarak, kendini geri çekmeyi erdem bilmiştir. Davada fani olmadan dava adamı olunur mu? Fani olanın varlık iddiası hatta adı olur mu, adı duyulur mu? Davalar isimsiz kahramanlarla terakki etmez mi?

 
C.Yakup Şimşek
KOCA YÜREK
Tarih : 25-08-12

Fevzi Abi'nin derin, engin, zengin ve rengîn yüreğinde nice şiirlerin kanatlanmış olduğunu tahmin ediyordum zâten. Kardeşlerinin muvaffak olması için çırpınan, âdetâ yırtınan bu koca yürekte kim bilir daha ne arslanlar; nice destanlar, gülistanlar saklı... Kocaman yüreğine kocaman teşekkürler...

 
AHMET
HALININ ALTINA SÜPÜRÜLMÜŞ CEVHER
Tarih : 25-08-12

Fevzi Abi halının altına süpürülmüş cevher... Hem de vazifesi, cevheri parlatıp âleme sunmak olanlar tarafından... Onun kalemini tutup yazı yazma öğrettikleri, zamanın büyük romancı, hikayeci, denemeci, şâirleri şimdi... Bir derviş tavrı içinde sessizce halının altına giren ve bir ömür başını bile çıkarmadan bekleyen adam... Sonunda da artık halı altını mekân belleyip ortaya çıkma cezbe ve cesaretini kaybeden... Fakat yaşadığı inkisardan çıkardığı dersleri arkadan gelenlere bıkmadan usanmadan anlatan, onları halının üstüne üstüne iten. Çünkü cevherin yeri, yerin üstüdür.

 
ELLERİ GÖĞE DOĞRU
Online Kişi: 23
Bu Gün: 397 || Bu Ay: 9.653 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.679 || Toplam Tıklanma: 52.169.263