ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 380
Yazar: Ayşe Alperen
GURBET DUYGULARI

-Yeni Zelenda’dan Mektup Var-

Ulaşım vasıtaları geliştikçe ve arttıkça gurbetin anlamı da değişti. Eskiden Anadolu için İstanbul gurbetmiş. Ne türküler yakılmış üstüne. Bir zaman sonra Almanya çıkmış ve artık İstanbul yerine Almanya gurbet sayılır olmuş. Günümüzde Almanya bile gurbet olmaktan çıkıyor artık. Sabah gelip akşama dönebildiğin yer gurbet sayılır mı?

Ama benim yaşadığım memleket hâlâ gurbet, hem de adamakıllı gurbet. Avustralya-Melbourne. Hayat şartları bizi buralara kadar fırlattı maalesef. Zaten fazla gidemediğim memleketime salgın sebebiyle hasret kaldım. Şimdi eski günleri özlemekle vaktim geçiyor.

Hep düşünmüşümdür. Bazı duyguları yaşamak mı güzel, yoksa hiç bilmemek mi? Ben çok geniş bir sülalede büyüdüm. Annem tarafı da babam tarafı da. Ve birbirimize çok bağlı ilişkilerimiz oldu. Hep iç içe olduk. Amcamızı, teyzemizi, dayımızı ve çocuklarını bilerek, tanıyarak, hep birlikte oynayarak büyüdük. Ölüm, düğün, mevlüt hayata dair her şeyi paylaştık, bir arada olduk. Buradan ilk izne gittiğimde aynı duygularla gittiğim için çok büyük hayâl kırıklığı yaşadım. Orada herkes kendi içinde yaşadığı soğukluklardan, kırgınlıklardan, küskünlüklerden haberdar olduğu için zamanla mesafeler uzamış, görüşmeler azalmış. Ama ben hep çocukluğumda yaşadığım samimiyetle kaldığım için gittiğimde çok üzüldüm. Her gittiğimde o mesafeleri kapatmak, onu da göreyim, bunu da göreyim aradaki mesafeleri, özlemleri telafi edeyim diye çok çaba harcadım. Senelerce de böyle devam ettim.

Memleketten ayrıldıktan sonra ailemle, sülalemle birçok duyguları birlikte yaşamak nasip olmadı. Ölüde ağladılar yoktum, düğünde eğlendiler yoktum. İyi günde kötü günde yaşanan her şeyden mahrum kaldım. Eskiden haberleşmek bu kadar kolay da değildi. Bir de üzülmeyeyim diye sakladılar. Her gittiğimde o ölmüş bu ölmüş hep bir travma yaşadım. Mezar ziyaretlerinde bile alışamadım. Orda bir mezar, mezar taşında tarih, isim ama sanki bir film, bir kurgu gibi yalan geldi bana. Sanki bir yerden çıkıp gelecekler gibi hissettim hep.

Sonradan Facebook hesabı, whatsApp gurupları olunca haberdar olmaya başladım. O anda öğrendiğim haberlerle bazen mutlu oldum, bazen üzüldüm, ağladım ama en azından haberdar oldum.

Durum böyle olunca, yani ailem bana haber etmese de öğrendiğim için artık saklamaya çalışmadılar. Hatta öyle bir duruma geldik ki ben buradan onlara haber vermeye başladım. Anladım ki zamanında yaşanan duygular daha az travma yaşatıyor, daha hafif geliyor.

O anda arıyorum, ölüyse başsağlığı dileklerimi iletiyorum, birlikte ağlıyoruz, karşılıklı duygularımızı paylaşıyoruz. Sevinçli bir haberse yine aynı şekilde sevincimizi paylaşıyoruz, katlanarak büyüyor, kendimi ordaymış gibi onlardanmış gibi hissi beni daha çok mutlu kılıyor.

Her şeyden haberdar olduğum için de izine gittiğimde herkese yetişmek, arada kaybettiğim zamanı yakalamak gibi bir çaba da sarfetmiyorum. En çok da bu beni mutlu ediyor.

Çünkü her izne gittiğimde o mesafeleri kapatma çabasından ailemle geçireceğim zamanı bile güzel değerlendiremezdim. Değerlendirsem de yeterli gelmezdi. Sanki bin bir parçaya bölündüm. Her yerde ayrı bir ben bıraktım. Kimine kırgın, kimine küskün, kimine fazla ilgi ve sevgi, kimilerine hiç erişemedim.

Sonradan dedim ki “Artık bu kadar çok mücadele vermeyeceğim, bin bir parçaya bölünmeyeceğim. Sadece ailemle ve beni arayıp sorup görmek isteyenlerle zamanımı geçireceğim.”

Ve hep dua ettim, ediyorum da… Anneme, babama uzun ömür ver Allah’ım ve yaşlılıklarında yanlarında olup onlara bakabilme fırsatı ver bana diye.

Kayınvalidem bizim yanımızda olduğu için onunla çok fazla zaman geçirdik, onun her şeyiyle ilgilenme, ona hizmet etme şansımız çok oldu. Çok değerli bir insan olduğu için de hiç gelin kaynana olmadık. Anne kız gibi olduk. O bizi çok sevdi, sahiplendi biz de onu hem çok sevdik hem de saydık. Biz anneye o da kızına hasretti. Onun için birbirimizi çok iyi anladık, çok sıkı duygularla birbirimize bağlandık.

Türkiye’ye izne gittiğinde kızının yanında vefat etti. Ve bizden sadece 6 ay uzak kalmıştı. Sanki hiç birlikte olmamışız, birlikte ağlayıp gülmemişiz, aynı sofrada bulunmamışız gibi o kadar her şey boş ve yaşanmamış gibi geldi ki… O zaman anladım ki 30 sene bizimle yaşayan kayınvalidemde bu duyguları yaşadıysam üç beş senede bir izne gidip de üç beş ayda kime ne kadar yetebilirim, ne kadar ara kapatabilirim. Birini kaybedince ne kadar çok bir arada olduğunun, ne kadar zaman geçirdiğinin bir anlamı kalmıyor. Onun için artık telefondan bizzat arayarak ya da sosyal medyadan mesajlaşarak da olsa büyüklerimin duasını almak , sevgilerini hissetmek bile mutlu ve huzurlu kılıyor beni.

Ölüm o kadar yakın ki… Yaşlı, genç, hasta ya da sağlıklı hiç fark etmiyor. Bir sebep, bir vesile, vadesi gelen gidiyor.

Kırılmaya, gücenmeye, alınmaya hiç fırsat vermeden, zamanı sadece severek ve sayarak değerlendirmek gerek diye düşünüyorum. Ve böyle de yapmaya gayret gösteriyorum.

Çaresi olmayan tek şey ölüm. Bundan daha ötesi yok. Kimse geri gelmeyecek ve sadece anılarda kalacak. O zaman hep güzel anılar kalsın aklımızda. Güzel yaşanmışlıklar. Keşkeler olmasın. Tek gayretim bu artık.

Yaş ilerledikçe şunu da çok iyi anladım: İyi insanlar iyi kalarak kendilerinden ödün verdiklerini sanmasınlar. Hep sanki kötülerin şanslı olduğunu düşünmesinler. Tabiri caizse kendilerini enayi yerine konmuş gibi hissetmesinler. Çünkü ne olursa olsun sonunda iyilik ve sevgi kazanacak. Kul bilmese de çok önemli değil. ALLAH katında değeri olsun, bilinsin.

Ruhumuzu besleyen maneviyat zenginliği tüm servetlerden daha değerli benim için.

Birinin yüzünde tebessüme vesile olabilmek. Ruhuna dokunabilmek, sevildiğini ve değerli olduğunu hissettirebilmek kadar güzel bir duygu bilmiyorum.

Pozitif olmayı, pozitif düşünmeyi de bu sebepten çok seviyorum. Hayatımızda, günlük hayatımızda o kadar olumsuzluklar var ki zaten. Bir de mutsuzluklarla, umutsuzluklarla bunlara tuz biber olmanın bir manası yok. Seni seviyorum demek, teşekkür etmek, özür dilemek, gülümsemek, selam vermek, birisine çok küçük bile olsa yardımda bulunabilmek mecburiyetten olmamalı. Hayat tarzımız olmalı.

İnsanın merhametli ve vicdanlı olması hayat standardını da yükseltir, yüceltir. Kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Sevgi mutluluk getirir, mutluluk hayata olan inancımızı çoğaltır. Günümüzün en büyük hastalığı mutsuzluk. Mutsuz insan verimsiz olur, verimsiz insan kendisini yetersiz hisseder. Bu yetersizlik hissi insanda kompleks yapar. Kompleksli insan bencildir.

Bu kötü ve olumsuz huylarla mutsuz olmaktansa, ruhumuzu iyi beslemeli ve erdemli yaşayabilmeliyiz.

Sözün özüne gelirsek hayatımız yaradılış gayemize uygun olsun, herkes mutlulukla dolsun.

Avustralya-Melbourne’den herkese selam…

Yazar: Ayşe Alperen
30-01-22
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 8
Yolcu
Ayrılık
Tarih : 31-01-22

Dünya, insana gurbettir. Gurbette hasreti tadar. Ve gurbette, gurbeti yaşar her gün büyüyen yalnızlığıyla...

 
İ Tuncer
Gurbet
Tarih : 31-01-22

Gurbet başka bir şey. Daha hassas daha ince duygu hasret ve ve sevgi dolu cümleler. İçimizi ısıttınız Dilerim yazmaya devam edersiniz.

 
Kamil Ç.
Gurbetlik
Tarih : 31-01-22

Gurbet eli bizim için yaptılar, Çatısını pek muntazam çattılar, Ölüm ile ayrılığı tarttılar, Elli dirhem fazla geldi ayrılık... "Mezar ziyaretlerinde bile alışamadım. Orda bir mezar, mezar taşında tarih, isim ama sanki bir film, bir kurgu gibi yalan geldi bana. Sanki bir yerden çıkıp gelecekler gibi hissettim hep." :( Gelmediler...

 
Ayşe Alperen
Gurbetten Selam olsun
Tarih : 31-01-22

Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Yazımın okunmuş ve beğenilmiş olması beni çok mutlu kıldı. İlginize ve samimiyetinize layık olmaya çalışacağım. İnşallah yeni yazılarımda görüşmek dileğiyle. Doğruluş sitesine de beni sizin gibi güzel insanlarla buluşturduğu için teşekkür ederim. Sağlıkla ve Sevgiyle kalın. 🌺

 
ZUHAL GEDİK
duyguların gurbeti
Tarih : 31-01-22

Uzaktakilerin gurbetini yaşamak mı yoksa yakınındakinin gurbetinde kalmak mı daha zordur bilmem. gurbetin duygularını yaşayan çoktur da duyguların gurbetinde kalanlar belki daha azdır. Gönül birliğinde mesafeler kalkar aradan. yazınız çok hoş olmuş ayşe hanım duygulandırdınız bizleri. Yeni yazılarınızı bekliyoruz.

 
Şerife
Gurbet Duygularına
Tarih : 30-01-22

Ayşe Hanım selamınızı aldık. İçinizdeki o naif duyguları bizlere ne güzel anlatmışsınız. Güzel yüreğinize kaleminize sağlık yazmaya devam edin bizi güzel duygularınızdan mahrum etmeyin. Gurbetimiz Allah'a olmasın diğer tüm gurbetleri bir şekilde telafi ederiz günü geldiğinde. Kısa zamanda içinizdeki gurbet duygularınızın son bulması dileğiyle. Afyon'dan size bolca selam.

 
Fazilet
Tebrik
Tarih : 30-01-22

İçten ve akıcı yazınız için tebrik ederim.💐

 
Ahmet
Gurbete selam
Tarih : 30-01-22

Gurbet insanı pişiriyor, olgunlaştırıyor. Ne güzel duygular... İsminizi hiç görmedim. Bundan sonra da yazılarınızı okumak isterim. İnşaallah tez zamanda sevdiklerinize kavuşursunuz. Memleketten gurbete selam.

 
GURBET DUYGULARI
Online Kişi: 28
Bu Gün: 521 || Bu Ay: 9.057 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.445 || Toplam Tıklanma: 52.160.008