Türkiye’de masonların siyaset üzerindeki vesayetleri/1

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar

Okunma Sayısı: 268

Yazar: Mustafa Çelik

Türkiye’de masonların siyaset üzerindeki vesayetleri/1

Türkiye’de masonların siyaset üzerindeki vesayetleri/1 Türkiye’deki masonik yapılar, emperyalist Batının öncü kuvvetleridir. Masonik yapıların Türkiye’de yıldızı, Osmanlı devletinin yıkılışıyla birlikte parlamıştır. Osmanlı sonrası, gün masonların günü olmuştur. Masonlar, 1908 yılında İttihat ve Terakki’ye darbe yaptırarak iktidara geldiler. İttihat ve Terakki örgütü sayesinde amacı: Filistin’de bağımsız, Yahudi bir devlet kurmak olan Siyonistler Osmanlı topraklarında yayılmaya başlamışlardır. Çünkü İttihat ve Terakki cemiyeti, Osmanlı topraklarında masonların kurdurdukları bir terör örgütüdür. II. Meşrutiyet’in ilan edildiği 1909 yılından I. Dünya Savaşı’nın sonlarına kadar ki dokuz yıllık bir dönemden itibaren İttihat ve Terakki’ye her türlü desteği veren Yahudi cemaatinin aleni olmasa da emeklerinin karşılığını almaya başladıkları görülür. Aynı zamanda mason localarının sayısında da hızlı bir artış görülmüş İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimleri bu localara üye olmaya başlamışlardır.

Osmanlı topraklarında artan Yahudi göçmen nüfusuna paralel olarak Siyonizm ideolojisi de büyük rağbet görmüştür. Yahudi-masonlar hükümetin önemli kadrolarında yer alarak İttihat ve Terakki’yi sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda yönlendirmişler ve yönetmişlerdir. Osmanlı parlamentosunda 1908’den 1918’e kadar sayıları 4-5’i geçmeyen Yahudi milletvekilleri kendi milletlerinin vekilleri olmaktan ziyade İttihat ve Terakki’nin politikalarını desteklemişlerdir. Ancak iki taraf ilişkileri menfaate dayanmakla birlikte inişli çıkışlı bir seyir arz etmiştir. Yahudiler bu dönemde Osmanlı topraklarında Siyonizmin yayılması için faaliyette bulunmuşlardır. Yahudi mektepleri, Jimnastik kulüpleri, Alliance’nin faaliyetleri bu tür çalışmalardan sayılmışlardır. Nitekim Osmanlı Devleti’nin parçalanması, Cumhuriyet döneminde medreselerin kapatılması, dinî eğitimin yasaklanması, Müslümanların ileri gelenlerinin İstiklal Mahkemelerinde yargılanması, mahkûm edilmesi, sürülmesi dönemlerinde masonlar hep etkili oldular. Bazıları meşrebimizde, tarikatımızda, partimizde birtakım masonların bulunmasının ne zararı var diyebilir? Bizim bunlara vereceğimiz cevap şudur: Masonlar, İttihat ve Terakki cemiyeti gibi taşeronları vasıtasıyla koca Osmanlı İmparatorluğunu yıkmışlardır.

Türkiye siyasetinde masonların etki ve yetkileri bütün şiddetiyle devam ediyor. Türkiye’de politik arenada hiçbir yapı yok ki, içinde mason bulunmasın. Masonlar hangi partide bulunurlarsa bulunsunlar, kendi yerlerinden ve kendi adaylıklarından emindirler. Çünkü Türkiye’de politikacılar göbeklerinden masonlara bağlıdırlar.

Masonik yapılarda ve mason mahfillerinde kaydı bulunan birisini politikada belediye başkanı yapsanız, milletvekili yapsanız, ülkeye bakan yapsanız, hatta bunun ötesine de götürseniz o yapacağı ihanetten asla vazgeçmez. Onun karakteri; kendisini denizin ortasında boğulmaktan kurtarmak için sırtına alan kurbağanın sırtını denizin ortasında ısırıp zehirleyen akrebin karakteridir. Zehirli akreplerden siyasi akrabalık olmaz!

Bugün birçok halkı Müslüman ülke Amerika’nın büyük desteği sayesinde masonların sinsi tuzak ve hilelerinin eziyet ve sıkıntısını yaşamaktadırlar. Allahû Teâla Kur’an-ı Kerim’de onların İslâm’a ve Müslümanlara olan düşmanlığını çok açık bir şekilde beyan ediyor.

“Onlar size fenalık etmekten geri kalmazlar. Size sıkıntı verecek şeyleri isteyip dururlar. Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır.” (Âl-i İmran Sûresi/118)

Bu âyet-i kerime Müslümanlara sıkıntı ve zorluk verecek her şeyi arzu ettiklerinin, büyük bir kin ve niyet beslediklerinin delilidir. Masonlar; Osmanlı’yı parçalamak için büyük uğraşlar veren ve nihayetinde müttefikleri ile birlikte yıkan, Türkiyeli Müslümanların kazanımlarının üstüne çöreklenen, darbeler yapan, siyasilere suikastlar düzenleyen, milletin varını-yoğunu yiyen, Türkiye’nin gelişmesini engelleyen, sinema, medya ve kültür dünyasındaki beslemeleri ile Müslüman milletin neslini şekillendirmeye çalışan karanlık odaklardır. Siyonizme hizmet eden masonlar uslu ve uysal maskenin altında saklanan korkunç çehreli çetelerdir. Benim büyük sitemim, onlardan ziyade onları Müslümanların önüne ve yerine geçirenleredir. İçinde bulunduğunuz tarikat olsun, cemaat ve parti olsun, bir masonu binlerce Müslümandan daha üstün tutuyorsa sizin bir salise müddet kadar bile o tarikatta, cemaatte ve partide durmanız asla ve kat’a meşru değildir. İslâm ve Müslüman ile Allah’tan gelmiş olan şeriat ile mukayyed kalmayanların meşhurlukları olsa da asla ve kat’a meşrulukları olmaz. Gayr-i meşru olanlarla yola devam edenler, meşru kalmaz.

Siyasette masonların vesayetine başkaldırmayanların, masonik zihniyetin çemberinde kalanların siyaseten Müslümanlara bir hayırları olmaz, bir menfaatleri de dokunmaz. Masonlar neseben Yahudi olmadıkları halde ömür boyu Siyonist Yahudilerin menfaatlerini koruyacaklarına ve kollayacaklarına dair karanlık mahfillerde yemin etmiş kimselerdir. Dolayısıyla kendi oluşumlarını masonlardan arındırmayanlar, Siyonistlerin amaçlarına hizmet etmekten kurtulamazlar. Bugün Müslüman meşrep ve tarikatlarda, Müslüman ve İslâm yanlısı politik partilerde bir Müslüman, bir mason kadar fikrini beyan etme hakkına sahip değildir. Bu bir felaketi azîmedir. Müslümanlara ait oluşumlarda masonların korundukları ve kollandıkları kadar, Müslümanlar korunmuyor ve kollanmıyorlar.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.