ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 174
Yazar: Mustafa Çelik
Gündemleri kardeşlik olanların icraatları kalleşlik olmaz

Gündemleri kardeşlik olanların icraatları kalleşlik olmazKardeşlik, Müslümanlığımızın bir gereğidir. Müslüman olmak, evleviyatla insan olmanın hakkını vermektir. Müslüman olmak, Rabbimizin insandan beklediğini gerçekleştirmek için sa’yü gayret göstermektir. Rabbimiz kullarından kardeşlik istiyor. Kardeş olmak; Müslümanların dertleriyle hemdert olmaktır. İnsanlığın barış ve huzuru için hayrın anahtarı şerrin kilidi olmaktır. Kardeşlik; insanların birbirlerinin kurdu olması değil, yurdu olmasıdır. Kalleşlik bunun zıddına olan şeydir.

Hayatta kalleşliğin kardeşlikle bağdaşan herhangi bir yanı ve yönü yok. Peygamberimizin Liva-ül Hamd isimli sancağı altında toplandığımızda birbirimize dirsek mi vuracağız? Biz Müslümanız bizim kitabımız kardeşlik yazılıdır kalleşlik değil. Bu hakikati anlamak istiyorsan okunan âyetleri anlamak için biraz eğil!

Kardeşlik Müslümanların kendi Müslümanlıklarını idrak etmekle de kaim olan bir şeydir. Müslüman bir toplumuz ama homojen, eski dilde söylemek gerekirse mütecanis bir toplum değiliz. Bizim ecdadımız farklı etnik guruplarla bir arada barış ve huzur içerisinde olmayı başardı. Fakat biz şu anda bunu başaramıyoruz. Çünkü kalleşliği kardeşliğin önüne ve yerine geçirmişiz. Kardeşlerin görmedikleri hürmet ve saygıyı kalleşler görüyor.

İman kardeşliği, İslâm ümmetinin mayasıdır. Şayet kardeşlik mayası bozulursa İslâm ümmetinin her şeyi bozulur. Evliya eşkıya olur. Biz de biliyoruz ki, maya sağlam kalırsa ne kadar zarar verirlerse versinler, bu ümmet er geç ayağa kalkar. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Bütün zamanlarda ve mekânlarda Müslümanların yolu, kardeşlik yoludur. Müslümanları bu yoldan alıkoymak için yolun sağı solu cinnî ve insî şeytanlarla doludur.

Hayatta kalleşlik, kardeşliğin istismarından sonra başlar. Kardeşliği tüketenler, önce kendilerine kötülük ederler. Şunu bilelim ki; bir kişi yanındakini bitirmeye başlamışsa, önce kendini bitirmiştir. Kendisine saygısı olmayanın başkasına hiç saygısı olmaz.

Dini İslâm olan hep kardeşliği özler. Kötülükten sayılır kardeşliği bozmak amacıyla söylenmiş bütün sözler. İmkânları olduğu halde din kardeşlerini yardımsız bırakanların kardeşlik iddiaları sadece kuru birkaç hecedir. Kardeşliğin anlaşılmadığı yerde dostluk çözülmesi gereken bir bilmecedir. Müslümanlar, kardeşlik iklimini hayata taşıyabildikleri nisbette sulh ve sükûnet içinde yaşayabilirler.

Hangi zaman ve mekânda olursa olsun, “bütün Müslümanların din kardeşleri olduğu şuuru”nun gündemde tutulması, bir beka sorunudur. Kardeş olduklarını unutanlar, birbirlerini katleden eşkıyalar olmaya mahkûmdurlar. Müslüman bir toplumda kaybolmuşsa kardeşlik ruhu, o toplumu behemehâl teslim alır eşkıyalık güruhu!

Peygamberimiz (s.a.v.) ensar ve muhacir kardeşliği ile sağlanan bütünleşmeyi ebedî bir örnek olarak insanlığa miras bırakmıştır. “Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz.” (Sahih-iBuhârî, Edeb, 62) diye çağırmıştır. Öyle inanıyoruz ki, o kutlu çağrıyı bugünlere taşımak, “Hep birlikte Hablullah’a/Allah’ın ipine sarılın” (Âl-i İmrân sûresi/103 ) emrine tutunmakla mümkündür. İslâm’ın emir ve yasaklarına riayet ederek, erdemlerini hayata taşımakla mümkündür. Âlimlerin, Mürşidlerin mürebbilerin İslâm ümmetine yapacakları en güzel iş, en hayırlı hizmet, en büyük ödül, yeniden kardeşliği, vahdeti bu ümmete adres olarak göstermeleridir.

Allah’ın davası bir kişinin-grubun tekelinde de geriye kalan herkes o kişi-grubu desteklemek zorunda gibi bir anlayışın dayanağı kardeşlik değil kalleşliktir. Allah’ın davasına omuz veren herkese açık değilseniz, kalleşlere yenik düşmeye hazır olmalısınız. Kardeşlik aynı zamanda beraberinde bir sevgi dilini getirir. Dil insicamını kaybederse, onun nerede durduğunu veya duracağını tespit etmek imkânsızlaşır. Şu anda popülist dil, ulusalcı dil, kemalist dil, pragmatist dil, ayrıştırıcı dil, üsttenci dil, “Muhafazakâr – Demokrat dil” tanımlamaları, kardeşliği değil, kalleşliği haber vermektedirler.

Kardeşlik; ruhumuzu saran huzurdur, aklımızı aydınlatan nurdur, içimizi kaplayan sürurdur, yüreğimizi dolduran mutluluktur. Gündemleri kardeşlik olanların icraatları kalleşlik olmaz. Söylemi kardeşlik, eylemi kalleşlik olanların dinde yerleri olmaz. Onlara evliya değil eşkıya muamelesinden gayrısı meşru olmaz.

Firavunları görünce Harunlardan vazgeçenler, çağın Karunlarından sayılırlar. Konjonktürel yaklaşımlardan, tepkisel tutumlardan, duygusal davranışlardan uzun soluklu, geniş ufuklu kardeşlik yolculukları çıkarılamaz. Yolculuğunuzda kardeşlik belirleyici ve bağlayıcı değilse kalleşliği ganimet bilirsiniz. Mü’min olarak adil şahitliğimiz, ahlaki duruşumuz, insani tarafımız, vicdani damarımız kalleşliğe manidir.

Rasûlüllah (sav) örnek ve önderliğinde “Hablullah” etrafında Arap Ebubekir… Fars Selman… Rum Süheyb… Habeşli Bilal… El ele tutuşmuş, İslâm ümmetini oluşturmuşlardır. Dolayısıyla renkleri, ırkları, dilleri, coğrafyaları, meşrep ve mezhepleri farklı da olsa kalplerini birbirine Allah’ın ısındırdığı, ellerini birbirine Peygamberin tutuşturduğu ve kardeş yaptığı bir ümmetiz. Allah yolunda Allah için bir ölür bin diriliriz. Allah’ın hükmünün ve hâkimiyetinin fevkinde, üstünde hiçbir hükmün ve hâkimiyetin olmayacağını bütün kâinata bildiririz.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Çelik
13-07-23
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Gündemleri kardeşlik olanların icraatları kalleşlik olmaz
Online Kişi: 22
Bu Gün: 67 || Bu Ay: 5.493 || Toplam Ziyaretçi: 2.235.990 || Toplam Tıklanma: 52.300.328