ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 3975
Yazar: Psikolog Mehmet Teber
BÜYÜKLERİN BAŞARI BEKLENTİSİ VE ÇOCUK

Bundan önceki yazılarımızda özgüvenin önemine, nasıl oluştuğuna ve nasıl yıkıldığına değindik. Çocuklarda bulunan özgüven kaybının tüm hayatı nasıl etkilediğini anlattık. Özgüvenin iki uçlu bir bıçak gibi olduğuna değinmiştik. Bugün bıçağın öbür keskin yüzünden, aşırı özgüvenin zararlarından bahsedeceğiz.

Aşırı özgüven, çocuklarda sahte bir benlik oluşmasına sebep olur. Bu sahte benlik büyüdükçe onunla birlikte büyür ve gelecekte onu yutacak bir balon haline gelir. Nelerin aşırı özgüvene neden olduğuna değineceğiz, ama öncesinde isterseniz çocuklardaki aşırı özgüven belirtilerini görelim:

Eğer çocuğunuz her şeyi kendi başına yapabileceğine inanıyorsa, başarısızlığı asla ama asla hazmedemiyorsa, başkalarından gelen önerileri küçümsüyorsa, yaşıtlarının hal ve hareketlerini beğenmiyorsa, kendisini üstün bir kişi görüyorsa ve gösteriyorsa, çevresindekileri sık sık eleştiriyorsa, yaşıtlarını beğenmeyip onlardan uzak kalıyorsa, başarısızlık durumunu sezdiğinde kaçıyorsa çocuğunuzda aşırı özgüven olabilir.

Aşırı özgüven sahibi çocuklar “Her şeyi ben bilirim!” havasındadırlar. Konuşmaları ile dikkatleri üzerlerine çekip, kendilerine hayran bırakabilirler. Zeki çocuk görünümündedirler. Çok bilmiş edaları vardır. Küçükken sevimli görünen bu durum çocukları ileride gururlu, kibirli bir kişiliğe doğru iter. Törpülenmeyen özgüven uç noktada narsistik kişilik bozukluğuna doğru uzanabilir. Bu nedenle aileler, çocuklarına özgüven aşılarken dikkatli olmalıdır. Genel olarak baktığımızda çocuklarda aşırı özgüvene neden olan birkaç yanlış anne-baba tutumu vardır.

Yanlış Övgü

Çocukları överken bazı anne-babalar, çocukları ufacık bir iş başarmış olsa bile tonlarca övgü yağdırırlar. Yemeğini yiyen bir çocuğa “Aferin benim süper çocuğuma, ban nasıl da yemeğini bitirdi. Gel bir öpeyim seni.” gibi abartılı tepkiler verirler. Çocuğun zaten yapması gereken işlerde ona verilen aşırı övgü çocukta sahte ve şişkin bir benliğin gelişmesine neden olur. Elbisesini zaten kendi giymesi gereken bir çocuğa elbisesini giydi diye övgüler yağdırmak, onun kişiliğine zarar verir. Bu durumlarda abartılı övgüler yerine “Güzel! Bak, kendi işini kendin yapabiliyorsun”   gibi dengeli tepkiler verilmelidir.

Bunun yanında övgüler çocuğun yaptığı işe değil de kişiliğine yönlendiriliyorsa, çocuk yine zarar görür. Odasını toplayan bir çocuğa “Sen harikasın, aferin benim biricik yavruma” diyerek onun kişiliğini övmek yerine, “Odanı çok güzel toplamışsın" diyerek yaptığı işi övmek daha doğrudur. Güzel bir resim çizen çocuğa “Sen süpersin” demek yerine “Resmin süper olmuş” demek sağlıklı bir övgüdür. Performansa, işe değil de kişiliğe yapılan övgüler çocuklarda aşırı özgüvene neden olmaktadır.

Olmayanı Olmuş Gibi Göstermek

Bazen çocuklar, bir çalışma yapıp anne-babalarının yanına gelirler ve “Nasıl olmuş?” derler. Anne-babalar yapılan işi beğenmeseler de çocuklarına “Aaa çok güzel olmuş!” benzeri tepkiler verirler. Mesela, bir çocuk boyama defterinden bir sayfayı boyar. Sadece kahverengi rengini kullanır ve boyarken de hep dışarı taşırır. Boyadığı resmi koşarak annesine getirir. “Anne resmim nasıl olmuş?” diye sorar. Anne, resmi aslında pek beğenmez. Buna rağmen tepkisi “Benim oğlum ne güzel de resim yaparmış. Harika olmuş. Aferin sana!” şeklinde olur. İşte bu gerçek dışı tepkiler de çocuklarda “Bak işte ben her yaptığımı en iyi yapıyorum” duygusu uyandırır. Bunun yerine anne, “Hmm, güzel bir resim çizmeye çalışmışsın. Şuralarını çok beğendim. Bu ağacın dallarını yeşile boyasaydın bence daha güzel olurdu.” gibi tepkiler verirse hem çocuk takdir görmüş olur hem de yaptığı işi daha iyi yapmanın yolunu öğrenir.

Yaratıcıdan Bağımsız Bir Güven

Yaptığımız işlerde başarılı olmamız, Yüce Yaratıcımızın bizlere verdiği nimetler sayesindedir. Aslında bizlerde görünen güzellikler bizi yaratan Rabbimizden gelmektedir. İnsan güzellikleri gösteren bir aynadır. Usta bir ressamın başarısı, ona Yaratıcı tarafından verilen el, göz, akıl, resim yeteneği gibi birçok nimet sayesindedir. Bunları göz ardı ederek tüm başarıyı ressama vermek hatadır, aynı zamanda ressama da zulümdür.

Çocuklarımız hayatta bir şeyi başardıklarında, bu başarının Yaratıcıdan geldiğini onlara hissettirmemiz gerekir. Bu yapılmadığında çocuklar bu başarıyı tamamen sahiplenirler. “Ben yaptım, ben başardım, tamamen kendi çabamla oldu” düşüncesi onlarda yeşerir ve bu durum aşırı özgüvenin belirtisi olan gurur ve kibre neden olur.

Yüksek Beklenti

Bazı aileler, çocuklarından onların potansiyellerinin ve becerilerinin üzerinde beklenti içine girer. Çocuklarını her alanda başarılı görmek isterler. Bu başarıyı elde etmek isteyen çocuklar, çok kapasiteli ve zeki bir çocukmuş gibi hareket etmeye başlarlar. “Madem benden bu kadar şey bekleniyor, demek ki ben üstün zekâlı ve süper yetenekli bir kişiyim” inancını geliştirirler. Bu inancı sarsacak durumlardan kaçarlar. Başarısız olacağı bir işle yüzleşmesi gerektiğinde, aslında o işi yapabileceğini ama yapmak istemediğini söylerler. Beklentiyi gerçekmiş gibi algılar ve ona göre davranırlar. İşte ailelerden gelen yüksek beklenti farkında olmadan çocukları aşırı özgüvene iter.   

Yukarıda saydığımız dört durumdan kaçınan aileler çocuklarına sağlıklı bir özgüven aşılayabilirler. Çocuk üzerinden yapılan her işlem gibi özgüven aşılama işlemi de dikkat gerektirir. Sağlıklı bir özgüven için öncelikle gereksiz övgülerden kaçınmamız gerekir. Bununla birlikte performansa değil de kişiliğe yapılan övgü çocuklarımıza zarar verir. Yaratıcıdan bağımsız verilen özgüven ileride sorunlara yol açabilmektedir. Aşırı beklenti ise, çocukları sahte bir özgüven balonu içine hapsetmektedir. Her şeyde olduğu gibi özgüven konusunda da rahatlıkla diyebiliriz ki, özgüvenin azı karar, ortası yarar, çoğu ise zarar.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Psikolog Mehmet Teber
26-12-10
E mail: haber7.com.
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BÜYÜKLERİN BAŞARI BEKLENTİSİ VE ÇOCUK
Online Kişi: 19
Bu Gün: 285 || Bu Ay: 6.302 || Toplam Ziyaretçi: 2.237.324 || Toplam Tıklanma: 52.312.854