ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 2693
Yazar: C.Yakup Şimşek
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE – 70

Mümtaz'er TÜRKÖNE

('Yeni Türkiye' hepimize hayırlı olsun! – 31 Temmuz 2011 – ZAMAN)

“İşin serencamı değil neticesi önemli.”

 Mümtaz'er TÜRKÖNE şu "serencam"a nasıl bir mana yüklemiş acaba?
"İşin serencamı" dediğine göre bu kelimeyi "bir işin sonu, akıbet" manasında kullanmış oluyor.
Zaten TDK lügatinde kelimenin birinci manası "Bir işin, bir olayın sonu, akıbet" şeklinde açıklanmış.
Diğer manası "baştan geçen ibretli hadise..."

TÜRKÖNE "işin serencamı" demişse bu herhâlde "işin baştan geçen ibretli hadisesi" değil "işin sonu" demek olur.
O hâlde "İşin serencamı değil neticesi önemli." diyen kişi "İşin sonu değil neticesi önemli." demiş veya "İşin sonucu değil neticesi önemli." gibi bir laf etmiş olur.
Yani "neticeye değil neticeye bak..." der gibi...
 

***

('Bütün iktidar Sovyetlere!' – 29 Temmuz 2011 – ZAMAN)

“Meşrû şiddet kullanarak korunacak hak ise, devletin değil doğrudan bireylerin hakkı olacak. En başta PKK'lı olmayan ve son günlerde hain-PKK'lı olma potansiyeli taşıyanların hakları.”

TÜRKÖNE'nin bahsettiği hak kimlerin hakkı olacakmış?
Cevap: "En başta PKK'lı olmayan ve son günlerde hain-PKK'lı olma potansiyeli taşıyanların..."

Peki, bu ifade nasıl okunmalı?
A) PKK’nın kurulduğu yıllarda PKK'lı olmadığı hâlde son günlerde hain-PKK'lı olma potansiyeli taşıyanların...
B) En çok da PKK'lı olmayan ve son günlerde hain-PKK'lı olma potansiyeli taşıyanların...
Okuyandan okuyana değişir...

*** 

(Politikadan vazgeçsek – 26 Temmuz 2011 – ZAMAN)

“Anayasa yapacak ölçüde ortak mutabakat sağlayabilen bir ülke, terörü çaresiz bırakır.”

Daha önce ele alıp yanlışlığını açıkladığım “ortak mutabakat” sözü bu sefer Mümtaz'er TÜRKÖNE’den…
"Ortak mutabakat" demek tıpkı "soğuk buz, sıcak köz, yuvarlak bilye vb." demek gibidir...
“Ortak” sıfatını “mutabakat” kelimesine getirmek lüzumsuz. Çünkü “mutabakat” kelimesinde zaten “ortak”lık manası vardır. İçinde “ortak”lık olmayan bir “mutabakat” olur mu?
Yani “ortak mutabakat” yerine yalnızca “mutabakat” demek yeterdi.
Aksi hâlde ortaya “içinde ortaklık olmayan mutabakat” gibi bir mefhum da çıkabilir, bu takdirde “mutabakat” kelimesi mana yönünden sakatlanmış olur...
TÜRKÖNE’nin “ortak payda” sözünde ise bu hata yok.

***

Not: Mümtaz'er TÜRKÖNE’nin “ortak mutabakat” hatasının aynısı ve benzerleri daha önceki yazılarımda ele alınmıştı. Birkaç misal vereyim:
Mahmut ÖVÜR: “ortak bir siyaset birlikteliği…”
Oray EĞİN: “karşılıklı uzlaşma, diyalog…”

Ahmet HAKAN: “ortak mutabakat…”
Cengiz ÇANDAR: “ortak mutabakat…”

"Ortak"
sıfatını yanlış kullanma hususunda muharrirân-ı meydân-ı medyada gizli "mutabakat"lar var galiba...

 

 

 

Yazar: C.Yakup Şimşek
05-08-11
E mail: c.yakup_simsek@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE – 70
Online Kişi: 11
Bu Gün: 456 || Bu Ay: 914 || Toplam Ziyaretçi: 2.226.613 || Toplam Tıklanma: 52.219.730