ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DÜNYADA NELER OLUYOR
Okunma Sayısı: 2077
Yazar: Ünal Ateş
ARAP BAHARI BATI'NIN YENİ OYUNU MU?

İnsan hayatını kaç parçaya ayırsak sağlıklı bir değerlendirme yapabilmiş oluruz? Çocukluk dönemleri her birimiz için ayrı önemlere sahip. Yaşantınız içinde en anlamsız gibi olan parçalar çocuklukla birlikte anılınca her şey değişebiliyor. İlk gençlik çağlarınız delişmen zamanlara sahiptir. Önceliğiniz sadece sizin hayatınızın değişmesi değil, ülkenizin ve hatta dünyanın değişmesidir. Bu gücü kendinizde görürsünüz.

Aslında bu dönemi anlamlı hale getiren zekanın bir oyunu değil, size göre imkan oluşturan gelişmelerin varlığını hissetmenizle bağlantılıdır biraz da. Dünyadaki gelişmeleri kendinizden ayrı düşünemezsiniz. Eğer bilinciniz gelişirken kendi kültür kodlarınız, tarih bilinci ve manevi zenginliğinizle birlikteyse evet, her an her şey olabilir!

Batılıların hakimiyeti İslam toplumlarında çok büyük değişimlere sebep oldu. İslam coğrafyası büyük tahribatlara uğradı. Sömürgecilik yalnızca güçlülerin ülkenizi ele geçirmesi değil sizin kültür kodlarınızın uğradığı başkalaşımın da adımları haline gelir. Ülkeniz işgalden kurtulduğunda siz de kurtulmuş olmazsınız bu yüzden. İşgal aslında zihinlerde gerçekleşmiş ve zihinlerde de süregidecektir.

Devşirilmiş zihinlerin öfkesinin Batılılara değil de kendi inanç skalasına yönelik olması çok da şaşırtıcı değildir; aksine önceden planlanmış geleceği dönüştürecek bir yatırımdır.

Sihirli bir el bekleme!

Batı sanayisiyle ve teknolojisiyle sizi köşeye sıkıştırır. Hayat tarzı dayatmasıyla da gelecek kuşaklarınızı elinizden çekip alır. Eğitim sisteminiz, geleneksel değerleriniz büyük değişime girmiştir bile. Peki bu hal devam edecek midir yoksa sihirli bir el hayatımıza nüfuz edip her bir şeyi değiştirecek midir?

Sihirli bir el masallarda kalmıştır. Sizi değiştirebilecek kendinizle yüzleşmenizi sağlayacak olan şey aslında yine kendinizsinizdir; bunu gecikerek de olsa fark edersiniz. İşin aslı ise 'sünnetullah'la yakından irtibatlıdır.

Son asır, İslam coğrafyasında büyük sancılar oluşturdu. Batı'nın gücüyle kibrini aynı süreçte keşfetmek zorunda kaldık mesela. Sınırları cetvele indirgeyen ve büyük kargaşalara sebep olan güçlerin isteği de aynı yöndeydi; yerel kavgalar büyük sorunlarla uğraşmayı erteletecek, kısır döngü içinde halklar birbirleriyle kavga edecekti.

Arap ülkelerine sınırsız yetkilerle donatılmış diktatörleri sunan da küçük hesaplara kurban giden milletlerin oynayacağı alanı belirleyenler oldu. Kendi içinde büyük, güçlü, ezen, tarumar eden; dışarıda ise küçücük dünyasında iktidarcılık oynadığı görülen 'oyun'cular.

Tarumar olan coğrafyada herkes kendi derdine düşmüştür. İç potansiyel 'tek adam'ların aurasında baskılarla heba edilmiştir. İncir çekirdeğini doldurmayan meseleler yüzünden ailelerin ocağına incir ağacı dikilmiştir. Oysa o incirin tadına bakmak sadece oraların karışmasına umarsız görülen Batılı efendilerin hakkı olmuştur.

Diktacı güçlerin işaret buyurduğu 'dış düşman' hep aynı yerde konumunu korudu. Bütün sorunların kaynağı onlardı. Kimsenin sorgulayamadığıysa neden dıştaki düşmanın bu diktacı adamları tehlike olarak görmediğiydi. Ve 'içerden' büyük sözlerle öfke sağanağına tutulanlar asla gerçek anlamda bir tehlikeyle karşı karşıya gelmediler. Geçenlerde zalim bir devletin konsolosluğunu dağıtan göstericiler içerde 'düşman' tanımlı ülkeyle uzun yıllar sürdürülen 'ortaklığın' belgelerini saçtılar ortalığa. Bir başka diktatörün sarayındansa çıkan en fazla savaştığı sanılan ülkelerin istihbaratıyla gizli yazışmalar, anlamlı işbirliği belgeleri...

Diktatörler eliyle egemenlerce sürdürülen 'gizli ilişkiler ağı' artık büyük yaralar aldı. Toplumlar kendi üzerlerindeki baskıcıların ağırlığını reddediyorlar. İçerdeki baskıya rağmen bağırlarına taş basıp Batılı zalimlere karşı çıkanlar bu kez gerçekten de Batılılarla karşı karşıya. Bu arada pek çok ülke ya sömürü içinde sömürü yaşadı, ya da 'büyük oyun'un figüranı oldular. Mesele biraz da Exupery'nin 'Küçük Prens'te somutladığı gibi: Doğu geleneklerine uygun geleneksel kıyafetiyle önemli bir bilim kongresinde buluşu dikkate alınmaz bilim adamının. Türk diktatörün kıyafet baskısıyla değişen bilim adamı bu kez Batılı kılığıyla hayranlıkla takip edilir!

Refah rüzgarı niçin esmişti?

Geçtiğimiz çeyrek asır içinde neler yaptığınızı bir gözden geçirin. Çocuklarınızı bağrınıza basamadığınız zamanda nelerin mücadelesini verdiniz. Hangi koşturmaların içinde oldunuz? Sizi engellemek isteyenler neler yaptılar, hangi zorlu imtihanlardan geçtiniz?...

Dilini bilmediğiz ülkelerin vatandaşı mazlumlarla Türkiye'de sizi buluşturan, stadyumlarda aynı ruhu maçlarda bile olmayan coşkuyla ses verdiğiniz 'ümmet bilinci' bir hayalden, geçici bir siyasi çalışmadan mı ibaretti? Şüphesiz ki hayır!

Siz tüm yorgunluğunuzla bir kenardan gelişmeleri takip ederken şimdi sıra onlarda! Arap baharı denilen gelişmelerin ardına 'komplo' koymadan bakamayanları bir kenara bırakacak olursak işte o gelişmeler yıllardır sürdürülen 'bizim' çabalarımızın da eseri. Refah rüzgarının kuvvetli estiği zamanlardan bir anektod anlatırdı babam. Bir Arap profesörün aktardığı sahne şöyledir. Aslan kendisini cılız zannetmektedir. Çünkü ona hep zayıf ve güçsüz olduğu söylenmiştir. Bir gün Aslanın yolu bir kuyuya varır. Suya yansıyan şekilde heybetli yeleleriyle bir aslan görür. Sonunda gördüğü güçlü Aslanın kendisi olduğunun farkına varır. Sizce anlatılan ve özel önem verilen Aslan hangi ülkeyi temsil ediyor?

Batılı ülkeler kin denizinde çok İslam ülkesi yüzdürdüler. Yeri geldi güçlerini öyle abartılı anlattırdılar ki 'yenilmezlik' zırhına büründüler. Oysa artık aynalarla barışmanın zamanı geldi. Düne kadar yaşanan hiçbir gelişme tesadüf değildi. Bugün Batılılar ne kadar manipüle etmeye çalışsalar da gelişmeleri değiştirecek güce sahip değiller. İçerde oluşturdukları 'fesat şebekeleri' açığa çoktan çıktı. Halkların feraset dönemi tüm zulümlere rağmen 'ışığa' çıkıyor. Tunus'ta ekmek teknesi dağıtılan gencin feryadı tüm mazlum ülkelerde karşılık buluyor ve 'uzatmalı zalim'ler birer birer devriliyor.

Batıyı boşver sen hazırlıklı mısın?

Şimdi beklenen ama öngörebilmek için iyi bir hazırlık gerektiren gelişmeleri yaşama zamanı. Şunu da hatırlatmak gerek. 'Bütün gelişmelerin arkasında yine Batı var' söylemi doğru bile olsa 'Allah nurunu tamamlayacaktır.' Zalimler eliyle de Allah yardım eder. Yeter ki biz yapmamız gerekenleri unutmayalım.

Di(le)yelim ki bu gelişmelere biz hazırlıklı olmuş olalım. Düne kadar uğruna mücadele ettiğimiz 'ilayi kelimetullah' davası devam etmektedir. Eleştiri ve sorularımızı hatırda tutarak yeni dönemi iyi okumalıyız. İngiliz, Fransız ve ABD'lilerin tüm halkları etkileyebilmek için yaptıkları TV yayınlarına ve medyaya verdikleri öneme bakalım. Bu ülkeler sizce neyi kontrol altında tuttular uzun yıllar boyunca ve hangi gelişmelerin önünü kesmeye çalıştılar?

Asıl soru ise şu olsun. Bugüne kadar Batılıların insafına terk edilen İslam coğrafyasına seslenebilmek için ne yaptık ve ne yapmayı düşünüyoruz? Bilelim ki aynı kıbleye yöneldiğimiz İslam coğrafyasındaki kardeşlerimizin asıl bugün bize ihtiyaçları var. Batı'nın yeni tuzaklarıyla gözümüzü korkutmak yerine 'tuzak kurucuların en hayırlısını' hatırda tutalım.

Gazetelerimiz, televizyonlarımız, internet medyamız artık çok dilli yayına hazır hale gelmeli. Yüzünü bize dönen ve 'ne diyecekler' diye bize bakan yüzlere Allah'ın selamını verip onlarla kucaklaşalım. Son asırda aramıza sokulan 'Batılı değersizlikler' çekip gidecek. Varsa heybemizde ayıran değil birleştiren ırmak sularına değmiş taslar, Bünyamin'in yükünden tedirgin olmayalım. Zira o yüke o tası Hz. Yusuf koydurdu.

Allah her şeyin en iyisini bilir!

 

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ünal Ateş
19-09-11
E mail: milligazete.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ARAP BAHARI BATI'NIN YENİ OYUNU MU?
Online Kişi: 23
Bu Gün: 370 || Bu Ay: 2.929 || Toplam Ziyaretçi: 2.231.716 || Toplam Tıklanma: 52.265.706