ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 3132
Yazar: Sedat Laçiner
DİNDAR NESİL TARTIŞMALARI VE DİN CAHİLLİĞİ

Başbakan Erdoğan’ın “dindar nesil yetiştireceğiz” sözleri bazı kesimlerde adeta infiale yol açtı. Tepkiler iki farklı kısımda değerlendirilebilir. Bunlardan ilki ‘dindar’ kelimesine takılanlar. Buna göre Erdoğan sanki “dindar nesil yetiştireceğiz” demedi de, “dinci ve militan nesil yetiştireceğiz” dedi. Çünkü hala ülkemizde ‘din’ kayda değer bir grup tarafından ‘mücadele edilmesi gereken bir tehdit’ gibi algılanıyor. Bunda Cumhuriyet’in kuruluş ideolojisinin etkisi büyük elbette. Uzunca bir süre devlet aygıtları dini en önemli tehlike kaynağı olarak gösterdiler ve dinin son derece sıradan ve masum ritüellerini dahi militanlık olarak görüp, cezalandırmaya kalktılar. Devletin radikal laiklik (laikçilik) anlayışı çok tartışıldığından buna daha fazla girmek istemiyorum. Ancak yeterince üzerinde durulmayan ‘dine yabancılaşma’ olgusu dinden korkmada belki de siyasi laikçilik kadar önemli.

Dine yabancılaşma

Bugün ülkemizde camiyle veya Kuran’la sadece bir yakınının veya bir dostunun cenaze namazında, hatta musalla taşında kendi cenazesinde tanışan insan sayısı hiç de az değil. Fransa’da veya ABD’de ise bir kişinin ömrünce İncil’i hiç okumamış olması veya kiliseye hiç gitmemesi çok tuhaf bir durumdur. Hele hele kendisine ‘aydın’ diyen bir kişinin ömrü boyunca İncil’i bir kez dahi okumamış olması mümkün değildir. Ciddi eğitim almış bir Batılı çok ağır dini metinlere dahi hâkimdir, çünkü din Allah’a inansanız da inanmasanız da kültürünüzün ve kimliğinizin en önemli parçalarından biridir. Bu bağlamda Batılı ateist belki de dini en çok çalışmış kimsedir. Batının dinsizliğinde dini öğrenip reddetmek vardır, dini görmezden gelmek değil. Başka bir ifadeyle Batı’da dinsiz olmak topluma ve dine topyekûn yabancılaşmayı getirmez. Ünlü tarihçi Fernand Braudel “Avrupalı ateist de Hıristiyan ateisttir” diyerek, ateistliğin dahi içinde yaşadığı toplumun bir parçası olduğunu, onun diniyle şekillendiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyar.

Oysa bizde dinsizlik ve modernleşme dinden ve gelenekten kaçış, hatta kurtuluş olarak görülmüştür. Modernleşmek için din ve gelenekten uzaklaşmak gerektiği algısına bir de “dini olan devlet nezdinde tehlikelidir” algısı da eklenince pek çok kişi daha güvenli olanı seçmeye başlamış ve dinden arındırılmış bir hayata doğru kaymıştır. Bunun doğal bir sonucu olarak doğuşundan ölümüne kadar camiye hiç uğramayan, kazara camiye girdiği zaman Batılı bir turistten daha çok şaşırabilen aydın tipleri ortaya çıkmaya başlamıştır.

Din cahilliği

Bugün eğer ailesinde dindar bir büyük yok ise çocukluğunda dahi camiye hiç uğramamış, dini metinlerden bihaber pek çok gencimiz bulunmaktadır. Bu kişiler dine karşı olmasalar da, devletteki liberalleşmeye paralel olarak dindar kişileri ‘tehdit’ olarak algılamasalar da dinden arınmış, dinden hijyen bir yaşam konforuna alışmışlardır. Bu kişiler dinsiz (ateist) olmamalarına rağmen ‘din’siz, yani dini hiçbir ögeyi barındırmayan bir hayatı tercih etmektedirler. Her gün önünden geçtikleri dini yapılara kentsel bir dekor muamelesi yapan bu kişiler, ister istemez toplumun önemli bir kesimine yabancılaşmaktadır. Bunu söylerken herkes ‘dindar’ olsun demiyoruz elbette. Bu noktada asıl tehlikeli olan dindar veya dinsiz olmak değil, dinden habersiz, yani ‘din cahili’ olmaktır.

Sıradan insanlar için dine yabancılaşmayı anlamak bir noktaya kadar mümkünse de, “sadece çocukken bir kez bayram namazına gitmiştim” sözlerini kendisine ‘aydın’ diyen kişilerden duymak şaşırtıcıdır. Toplumsal ve siyasal hayatta din kadar önemli bir unsuru bilmeyen, onu neredeyse hiç yaşamamış kimselerin o toplumu anlamaları nasıl mümkün olabilir?

Dindarlığın ötesinde, nesil yetiştirme tartışmalarına gelince, müsaadenizle bunu da bir sonraki yazımızda ele alalım.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Sedat Laçiner
12-02-12
E mail: stargazete.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
DİNDAR NESİL TARTIŞMALARI VE DİN CAHİLLİĞİ
Online Kişi: 11
Bu Gün: 62 || Bu Ay: 1.702 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.837 || Toplam Tıklanma: 52.241.075