ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 2587
Yazar: Nasuhi Güngör
KRİZİN GERÇEK ADRESİ

Eski ve güzel söyleyişle ‘mahsus teşkilatlar’, yani gizli yapılanmalar, elbette herkesin uzanıp görebileceği bir yerde durmazlar, duramazlar. Onları ‘mahsus’ ve ‘özel’ kılan da budur zaten. Aklınıza düştüğü zaman kapısını çalıp ‘Anlat bakalım ne var ne yok’ diyeceğiniz yerler değildir bu yapılar.

Her mahremiyeti yanlış ya da kötü görmek, bazen telafisi güç hatalara neden olabiliyor. Devletin mahreminin olması ve bazı sorunları bu mahremiyetin koruması altında çözmeye çalışması değildir yanlış olan. Burada sorgulanması gereken, bu çözümü inşa eden siyasi aklın nerede durduğu ve bu süreci yönetecek güce ve yeterliliğe sahip olup olmadığıdır.

Şu halde Türkiye’nin neredeyse son 10 yılında, kimsenin konuşmaya dahi cesaret edemediği sorunların üzerine giden bir siyasi aklı, aklına estikçe hedef tahtasına oturtmak ve karanlık odaklara teslim olmakla suçlamak insaflı bir yaklaşım olmasa gerek.

Dindarlar hamal, liberaller öncü mü?

Türkiye’de yaşanan değişimin, eninde sonunda bu ülkenin hakim değerlerini öne çıkaracağını öngöremeyenler, kendilerini değişimin mimarı ve de olmazsa olmazı ilan ederek, sadece sürecin dışına itiliyorlar.

Düne kadar askeri vesayetin, daha doğrusu 27 Mayıs darbesinden bu yana memleketin başına bin türlü badire açan yargı-ordu-medya-sermaye şebekesinin yapıp ettiklerine laf olsun kabilinden karşı çıkanlar, bugün siyasetin ve milletin yeniden söz sahibi olmasından kendilerine nasıl pay çıkarıyorlar, anlayan beri gelsin. Kışla gitti, cami geldi endişesini dile getirenler, ne bu toprakları, ne camiyi, ne de bu ülkenin asıl omurgasını oluşturan dindarları tanıyorlar.

Türkiye’de din ve dindarlardan bağımsız bir değişim gerçekleştirmek imkansızdır ve daha başından yolda kalmaya mahkumdur. Dindar kesimleri bu sürecin hamalı olarak görüp, köprüden geçince yolunu ayırmaya niyet edenler, bir kez daha düşünmelidir.

Herkes kendisini bu gerçeğe alıştırsın: Bu ülkede demokrasi ve özgürlükler, İslam’ı ve Müslümanları öne çıkarır. Bu da az önce tarif etmeye çalıştığım ve eleştirdiğim liberal tezlerin aksine, bir arada ve barış içinde yaşamanın gerçek teminatıdır.

Tel Aviv’in rolü

MİT ve Hakan Fidan etrafındaki gelişme ve tartışmalar bir gerçeği tekrar ortaya çıkardı. Öncelikle bu konularda aceleci ve büyük resmi dikkate almadan atılan her adım, bölgesinde ve doğal coğrafyasında büyük bir yolculuğa çıkmış olan Türkiye’ye zarar veriyor. Daha kötüsü hiç gerek yokken, bu sürece samimi katkılar sağlamış kesim ya da topluluklar arasında gerginlikler yaratıyor.

Türkiye’nin kendi içinde yaşadığı zorlu, sancılı ve bir o kadar da çok aktörlü, karmaşık değişim süreci, sıkça yol kazalarına uğruyor. Dahası, bölgesel ve küresel ölçekte yaşananların iç politika üzerindeki baskısı artınca, kimin ne dediğini anlamak imkansız hale geliyor.

Arap Baharı adı altında başlayan ve henüz nereye gideceğini kestirmenin kolay olmadığı süreç, öncelikle kendi içinde depremler oluşturuyor. Ama belki bundan daha fazlası, bu depremlerin çok daha geniş bir alanda sonuçlar, karşılıklar ve beklenmedik gelişmeler ortaya çıkarması.

Hakan Fidan, bugüne kadar pek çok kritik görev üstlendi, bunların hepsinde de ciddi başarılara imza attı. Şu anda bulunduğu kritik konumun da üstesinden geleceğinden kuşku duymak için hiçbir neden yok. Eğer gerçekten maksat, MİT’in zamanın ruhuna uygun bir değişim yaşamasıysa, böyle bir süreci yönetmek için de en uygun isim.

Peki bu kadar gürültü patırtı ne o zaman, sorusunun büyük resimdeki cevabı, Suriye’den başlıyor, Tel Aviv’de yoğunlaşıyor. Kafamızı kaldırıp krizin doğru adresine bakarsak, kendi aramızda çekişmekten de kurtulmuş oluruz.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Nasuhi Güngör
13-02-12
E mail: stargazete.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
KRİZİN GERÇEK ADRESİ
Online Kişi: 16
Bu Gün: 18 || Bu Ay: 1.658 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.657 || Toplam Tıklanma: 52.240.016