DOĞURMAZSAN BAŞINA BUNLAR GELİR

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / KADIN VE ÂİLE

Okunma Sayısı: 2775

Yazar: Abdullah Muradoğlu

DOĞURMAZSAN BAŞINA BUNLAR GELİR

Hayatın neşesini kaybetmek

Başta İtalya, İspanya ve Almanya olmak üzere Avrupa'da nüfusun yaşlanması büyük bir sorun.

Öte yandan "yaşlılık bakımı" da Almanlar nezdinde en önemli sosyal sorunların başında geliyor.

Nüfus yaşlanıyor, genç nüfus azalıyor, yanı sıra milyonlarca yaşlı var Almanya'da.

Çocuk yapmak isteyenlerin oranı giderek düşüyor.

Sosyal-demokrat başbakanlardan Gerhard Schröder'in dediği gibi Almanya onlarca yıl içinde çocuk zengini bir ülke olmaktan çıkıp çocuk yoksunu bir cumhuriyete dönüştü.

Çocuklu aileler için maddi yardımlar arttırılıyor ama istenilen hedefler bir türlü tutturalamıyor.

Daha yüksek bir çocuk parasının yanı sıra, anne ve babaların meslek ve aileyi birlikte yürütebilecekleri daha iyi bir bakım alt yapısına kavuşturulmaları için çalışmalar yapılıyor.

"Aile için ittifak" programları çerçevesinde çocuk bakımı ve himayesiyle ilgili mevcut durumun düzeltilmesini kendi vazifeleri olarak gören yüzlerce yerel birlik bile kurulmuş Almanya'da.

* * *

Almanya'da ortalama yaşam ömrü erkeklerde 73, kadınlarda 80'in üzerinde.

Yaşlılık sorunu Almanların moral aile değerleri açısından da telafi edilemez kayıplara yol açıyor.

"Yaşlılık" ve "Yalnızlık" birleştiğinde inanılmaz dramlar ortaya çıkıyor.

Dün okudum, Almanya'nın Hagen kentinde bir eve giren hırsız yaşlı bir kadın cesediyle karşılaşmış.

Hırsızın çıkardığı gürültü üzerine durumu farkeden komşular polisi aramışlar.

Çöplerle dolu evde cesedi bulunan yaşlı kadının 5 yıl önce öldüğü tespit edilmiş.

5 yıl boyunca yaşlı kadını ne arayan olmuş, ne de soran.

Komşular da yanı başlarında yaşayan kadının akıbetini hiç mi hiç merak etmemişler.

"Bizim de bu duruma düşmemize az bir vakit kaldı" diye düşünürken, endişemi haklı çıkaran bir haberle karşılaştım.

"Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)"nun son yaptığı araştırmaya göre Türkiye'de yalnız yaşayanların sayısında çarpıcı artış yaşanıyormuş.

Türkiye'de, tek kişilik hane halkı sayısı 2002-2010 yılları arasındaki 8 yıllık dönemde 2 kat artarak 1 milyon 141 bin 319'a çıkmış.

Tek kişilik hanede yaşayanların cinsiyetine göre dağılımında ise yalnız yaşayan kadınların oranı erkeklerin iki katından fazlaymış.

Her iki cinste yalnız yaşayanlar 30-64 yaş grubunda yoğunlaşıyormuş.

* * *

Maalesef, büyük şehirlerimiz geniş ailenin yaşayabileceği imkanlar açısından çok daha kısıtlı.

Şimdi Anadolu'nun kazalarında bile "bakımevleri" kuruluyor.

İnsanlar utandıkları için bir süre yaşlı anne ve babalarını bakımevlerine göndermekten çekinmişler.

Bir iki derken, bakımevleri dolup taşmaya başlamış.

Devlet, evde bakım için para yardımı yapsa da bakımevlerinde yaşayan yaşlıların sayısı hızla artıyor.

Bizim insanımız daha kısa sürede çöküyor ve artık bir işe yaramadıkları duygusuna kapılıyor.

Kendilerini çocukları için bir yük görmeye başlıyorlar, hatta yaşamak bile bir yük oluyor zamanla..

Çalışıyorsun, emekli oluyorsun ve adeta ölmeyi bekliyorsun.

Emekli parasıyla da ancak doyuyorsun.

Hayatında bırakın bir başka ülkeyi, bir başka şehri görmeden ölenlerin sayısı az değil.

İnsan hiç olmazsa emekliliğinde rahat etmeli, gezip tozmalı diye düşünüyorsunuz.

Ne yazık ki öyle olmuyor, olamıyor, hayatın neşesinden giderek uzaklaşıyor insanlarımız.

Yurt dışında veya yurt içinde, turistik bölgelerde bizde çok yaşlı addedilen neşeli yabancılarla karşılaşmak bu yüzden acı veriyor bana.

Yaşlı demeye dilim varmıyor ama bizim insanlarımızı hayatın neşesini devam ettirmekten mahrum kılan şey nedir diye düşünmeden de edemiyorum.