ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 2634
Yazar: Gökhan Özcan
BİREY OLAYIM DERKEN PEK BİR ŞEY OLAMAMAK

İnsanlar çekim gücüne kapılıp oradan oraya sürüklensin diye bir yerlerde kurgulanan bütün moda ve trendler, insanın kendini başkalarına beğendirme gayretlerinden besleniyor. İnsanın 'beğenilmeyi' arzu etmesi yeni bir şey değil, bu 'içgüdü'nün kontrolden çıkması yeni... Bireyi parçası olmakla anlamlı olduğu toplumun içinden kopararak tarif eden modern kültürün sebebiyet verdiği bir sonuç bu. Bütün parçaların doğru biçimde bir araya gelmesiyle anlamlı olan bir yapbozun parçaları, kendilerini anlamlı kılanın o yapbozu tamamlayıcı bir role sahip olmak olduğunu unutunca ortaya bu ihtiraslar debelenmesi tablosu çıktı. Yapbozun herhangi bir parçası, kendi başına pek bir anlam taşımaz oysa. Onu anlamlı kılan, varlığıyla bütünde eksik kalacak boşluğu doldurabilmek, hayat kompozisyonuna varlığıyla o küçük ve fakat hayatî katkıyı sağlayabilmektir.

Hepimiz başlangıçta kârlı çıkacağımızı düşündük bu bireyselleşme kültüründen. Önemimiz, itibarımız artacak sandık. Çoğumuz bugün de böyle sanmaya devam ediyor. Histeri henüz sona ermedi ve bu acıklı kurgunun dibi henüz görünmedi çünkü. Parçaların bu adı konmamış isyanı, yapbozu çoktan anlamsız bir karalamaya dönüştürdü gerçi ama; henüz bireyler egolarının canavarlaşan iştahlarını tam olarak doyurmayı başaramadılar. Muhtemel ki bazılarımız için bu acıklı debelenme hali kolay kolay sona ermeyecek. Biz dünyayı kemirip dururken, dünya da gözlerimizi hiç çevirmediğimiz yerlerimizden bizi kemirip bitirecek. Bu gerilimli film nerede bitecek peki? Eğer çok uzun metrajlı bu gerilimli filmin bir yerinde karanlığı terkedemezsek, bütün yatırımlarımızı yaptığımız besili gövdelerimizde yenecek tek bir kırıntı kalmadığında bitecek.

Ümit her zaman vardır, evet! Ama bu içinde olduğu halin bir ümide muhtaç olduğunun farkında olanlar içindir. İçine düştüğü derin sarhoşluk haline alışmaya başlayanlar ıskalarlar daima ümidi taşıyan vesileleri. Benliğinize sinsice çöreklenen körlüğünüzü sevmeye başladıysanız eğer, hiçbir ışık kaynağının gücü yetmez sizin karanlığınızı aydınlatmaya. Zamanın öyle kör bir noktasındayız ki bugün, içinde bir parça aydınlık ümidi olanlar karanlığın içinde yollarını bulmaya çabalarlarken; karanlıkla uyuşanlar, körlükle barışanlar, sarhoşlukla mest olanlar yerlerine iyice yerleşiyor, ışıkla ilgili coşkulu ve parlak söylenceler geliştiriyorlar kendi aralarında. Bu karanlığın öyle kesif olduğu bir nokta ki, ayılmak için düşülecek bir kuyusu bile yok içinde!

Bugün yine, 'başkalarının acıklı halleri' diye okuyup geçebiliriz bütün bu cümleleri. Biraz konaklayalım bu kaygı ya da tedirginlik verici denklemin hazırdaki boş taburelerinden birine. İki halden sözediliyor bu yazıda; biri kendini kaybetmiş tümüyle karanlığın içinde, ikincisi ışığa olan ihtiyacından haberdar olmaya sığınıyor tümüyle ışıksız kalmaktansa...

Yazının devamı için tıklayınız.

Yazar: Gökhan Özcan
15-06-12
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BİREY OLAYIM DERKEN PEK BİR ŞEY OLAMAMAK
Online Kişi: 14
Bu Gün: 231 || Bu Ay: 1.614 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.497 || Toplam Tıklanma: 52.239.187