ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 3012
Yazar: Serdar Arseven
BU MEMLEKETTE BORUSU ÖTEN MEZHEP

 


Maraş olaylarının sanığı olarak yargılanan Ökkeş Şendiller, mahkemelerde aklanmış...
Bunun ne önemi var!..
Bir grup mezhep istismarcısı diyor ki;
“Hayır, o gönlümüzde aklanmadı!..”
Bunu diyor ve Alevi Çalıştayı’na “böyle bir ismin davet edilmiş olmasının” bütün ümitlerini kırdığını filan söylüyor.
Davete teşekkür etmekle birlikte, Çalıştay’a katılmayacağını açıklayan Ökkeş Şendiller de, “Pir Sultan Derneği, Çalıştay’ın düzenleneceği otele gelerek eylem yapacaklarını açıkladı. Olayı öyle bir noktaya çektiler ki; resmen benim ismimi devreye sokarak provokasyon yapacaklardı” diyor...
Ve ekliyor:
“Bizim arkadaşlar da oraya geleceklerdi. Sonra olacakları düşünün. Biz istismarcı provokasyonuna gelmemek için davete katılım kararımızı geri çektik.”

Evet, sorumlu bir davranış...
Lâkin, birilerinin her bastırdıkları durumda böyle çatır çatır sonuç almaları da...
Her dayattıklarını kabul ettirmeleri de...
Geniş kitleleri rahatsız ediyor!..

Bu “mezhep istismarcısı” zihniyet, bir masanın etrafında konuşup, meselelerin gelmişini geçmişini tartışmaya bu kadar kapalı işte.
Ortada, Kahramanmaraş olaylarının “CIA tezgahı” olduğunu ortaya koyan bir dolu belge varmış...
Kahramanmaraş, 12 Eylül’e giden yoldaki son virajmış...
Mahkeme, Kahramanmaraş olaylarının tertibinde, DHKP/C, DEV-SAVAŞ adlı sol terör örgütleri ile 1972 yılında meydana gelen sandık cinayeti faillerinden, Devrimci Halkın Birliği Örgütü Lideri Ermeni’nin ön planda kullanıldığına karar vermiş...
Ökkeş Şendiller, 22 aylık yargılamanın ardından beraat etmiş...

Bütün bunların ve çok daha fazlasının önemi yok.
Alevi istismarcıları, “vicdanlarında mahkûm etmişler” bir kere!..
Oldu o zaman;
Mahkemeleri lağvedelim...
Ve her bir kararı “istismarcı vicdanına” bırakalım!..

Ergenekon davasını da sürdürmeye gerek yok;
Mahkeme, sanıkların lehine de, aleyhine de karar verse, sonucu tayin edecek olan, “istismarcı vicdanı” nasılsa...

Böyle saçmasapan bir dava mı olur?!
Aşırı solun, mezhep istismarcılarının hedef aldığı kimse, bir Çalıştay’a katılma hakkına bile ömrü billah sahip olamayacak!..
Çalıştay organize eden hükümetler de, kimleri davet edip etmeyecekleri konusunda “bu adamlardan” müsaade alacaklar!..

Alın işte son rezillik;
Ökkeş Şendiller, “Provokasyon olmasın diye davete katılmaktan vazgeçtim” diyedursun...
İstismarcılar, bunu bile yeterli görmüyorlar...
Ve...
Sağlam bilgi;
Bakanlığa “dâveti geri çekmesi konusunda” hâlâ baskı yapıyorlar!..

Ökkeş Şendiller bu durumda ne yapabilir?..
İşte...
Dün kendisine sordum...
Yapacaklarını anlattı:
“Bizi uluorta suçlayanlar... Ortadaki onca belgeye rağmen bizleri ‘katili niçin çağırdınız’ diyerek açıkça hedef alanlar, hesabını mahkemelerde de vereceklerdir.
Hepsi hakkında suç duyurusunda bulunuyorum ve tazminat davası açıyorum.”

Evet, davalar yürüyecek...
Ancak bir gerçek değişmeyecek;
“Mezhep istismarcıları” her dediklerini bir şekilde yaptıracaklar.

Toplantılara ancak onların “müsaade ettikleri” katılabilecek...
Türkiye’deki “radikal sol baskısı”, “mezhepçi baskısı” sökmeye devam edecek!..
Mezhepçi kesimin “kan dökülmesine engel olmak” gibi bir kaygısı olmadığından...
Bu kesim, vatanın-milletin huzuru konusunda zerre endişe taşımadığından...
“Sorumlu davranış” her zaman olduğu gibi, “öbür tarafın tavrı” olacak...

Bunu sadece bu meselede görmüyoruz...
Yıllar yılı, “eğitim hakkı gaspını” sineye çeken kitleler, bunu hep “aman huzur bozulmasın” hassasiyetiyle yaptılar...
Kaç hayat kaydı böyle ve kaç nesil heba oldu...

Peki ne zamana kadar?..
Bu sorunun cevabı belirsiz.
Ya da...
Belki de, “Adamlar organize abi” demek lazım.
“Tek millet” halinde hareket ediyorlar.
Sivil toplum örgütleriyle, medyasıyla, (sözde) aydınlarıyla, hep birlikte aynı hedefe vuruyorlar.
Mağdurlar ise; kendi yaralarını sarmak, kendi başlarının çaresine bakmak mecburiyetinde kalıyorlar.
Böyle bir durumda da, ortaya “ne kadar çok organize şirretlik yaparsan, o kadar çok kazanırsın” tablosu çıkıyor.
PKK’yla da başa çıkılamaz bu gidişle!..

 

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

 

NOT: Vurgular bize âittir.

Yazar: Serdar Arseven
17-12-09
E mail: sarseven@hotmail. com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BU MEMLEKETTE BORUSU ÖTEN MEZHEP
Online Kişi: 10
Bu Gün: 272 || Bu Ay: 9.529 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.312 || Toplam Tıklanma: 52.165.832