ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : DÜNYADA NELER OLUYOR / İSLÂM ÂLEMİ
Okunma Sayısı: 2086
Yazar: Arif Altunbaş
MURSİ'NİN ERGENEKON'LA MÜCADELESİ

Arap Baharı'nın Kahire kapılarını bile çalacağını pek beklenmiyordu. Tunus devriminden sonra olan oldu. Ansızın bastıran kuvvetli bir yağmur gibi Arap sokakları bir anda insan seliyle doldu taştı.

Her şehirde çakan şimşekler, gürleyen Gökyüzü derin uykularda uyuyan Arap sokaklarını uyandırdı. Beklenmedik bir şekilde milyonlar meydanlara akıverdi. Meydanlara sahip çıkan halk zalim yönetimlerce yıllardır gasp edilen hak ve özgürlüklerini hatırlamaya başladılar. Kendi ordularınca işgal edilmiş vatanlarını ve bu vatan içindeki durum ve konumlarını hatırladılar.

Diktatörlerin yıllardır ülkede inşa etmeye çalıştıkları Firavun düzeni kökten sarsıldı. Ehramları ve saraylarında curcunalar koptu, panikler başladı.

Mısır şehirlerinde sokaklara hakim olan insanlar önlerinde engel çıkaran tüm putları kırdı ve tabuları yıktı. İsyan eden halk kitleleri çağdaş Firavunu, onun düzenini tarihin çöplüğüne süpürdü.

Bölgedeki krallar, prensler, emirler ve tüm gasıp yönetimler de görülmedik bir telaşa kapıldılar. Kimileri keselerini açıp halka para dağıtarak şirin görünmeye, kimileri daha çok kapılarını emperyalistlere açmaya başladılar. Ve korkudan daha fazla egemen güçlere yanaşıp teslim oldular.

Aniden harekete geçen fay hatları bölgedeki uluslararası tüm güçlerin bu gün ve yarınlarını tehdit eder boyutlara geldiği anlaşılınca iş işten geçmişti.

Başta Siyonist İsrail ve ABD olmak üzere üstlerine gelen, çıkarlarını tehdit eder boyutlara ulaşan bu yangını nasıl kontrol altına alalım derdine düştüler. Ama nafile.

Mısır sokaklarında, köşe başları, dört yol ve kavşaklar şimdiye kadar köle gibi gördükleri halk yığınlarınca tutulmuştu. Devletin başındaki diktatörler ve devlet içindeki aşiret ağaları da korku ve telaş içinde ya ülkeyi veya koltuklarını terk etmek mecburiyetinde kaldılar.

Nihayet diktatör devrildi. Zalim rejimi yıkıldı. Ülkede ilk defa özgürce seçimler yapıldı ve İslamcılar büyük bir çoğunlukla iktidara geldiler. Muhammed Mursi Mısır devlet Başkanı seçildi. Mursi 5 aydır görevinin başında, kendinden beklenmeyen bir performans sergiliyor.

Mursi, Mısır halkının iradesiyle Devlet Başkanlığı'na seçilir seçilmez Anayasa mahkemesi tarafından Anayasada belirtilen devlet başkanının görev ve yetkileri kısıtlandı. Yani, Mısır derin devleti Devlet Başkanı Mursi'yi çalıştırmamak için (Bir zaman bizde de olduğu gibi) devreye girdi.

Bir taraftan ordu, bir taraftan yargı, bir taraftan oligarşik bürokrasi, derin devletin patronlar kulübü, medya ayağı harekete geçerek Mursi'yi çalıştırmamak için (Daha önce örneğini Türkiye'de derin devlet ve Ergenekoncu çetelerin çıkardığı problemlerde gördüğümüz gibi ) engeller ve engellemeler çıkarmaya başladılar. Amaç, eski düzenin devamını sürdürmek için Ordu, Yargıtay, Sayıştay, Danıştay ve diğer kurumları Mursiye karşı savaştırmaktı.

Mısır derin devletinin direnişiyle karşılaşan Mursi yürürlükteki Anayasa'nın kendisine verdiği yetkileri kullanarak önce Mısır Ergenekoncu'larının sopası olan ordu içindeki 70 generali emekliye ayırdı. Devletin zirvesindeki eli kana ve kirli işlere bulaşmış birçok üst düzey bürokratın görevlerine son verdi.

Daha sonra, seçilmiş başkan olan kendisine karşı savaş pozisyonu alan Anayasa Mahkemesi üyelerini görevden almak zorunda kaldı. Başkan olarak Mısır derin devletinin devlet içindeki illegal yapısını dağıttı. Yeni Anayasa referandumdan çıkıncaya kadar geçici olarak birçok yetkileri kendi üzerine aldı.

Devrimden sonra fırsat kollayan eski rejim yandaşları, muhalefet, derin devletin uzantıları (Yakın tarihte bizde de ‘'Cumhuriyet Mitingleri'' adı altında sokağa dökülenler gibi) aynen şimdi de Mursi karşıtları Muhalefet adına Tahrir Meydanı'nda protesto gösterilerine başladılar.

Kim bu muhalifler? Eski rejim taraftarları (Bizdeki Kemalistler gibi), Arap milliyetçileri (Bizdeki ulusalcılar gibi), Sosyalistler ve Komünistler (Bizdeki Komünist ve Sosyalistler gibi), bazı Hıristiyanlar (Bizdeki azınlıklar gibi), bazı liberal, ataist, feminist ve batı yanlısı guruplar (Bizdeki Batı uşağı beyaz Türkler gibi) Mursi'ye karşı bir direniş bloku oluşturdular.

Buna karşın Mursi taraftarları da geçen hafta sonu Tahrir de milyonları aşan bir toplantı yaparak muhalefetin güdümlü tavrına karşı Mursi'ye güçlü bir destek verdiler.

Mursi, yeni Anayasanın hazırlandığını, 15 Aralık 2012 de referanduma sunulacağını açıkladı. Üzerine aldığı Anayasa Mahkemesi yetkilerinin geçici olduğunu, Anayasa referandumdan geçince son bulacağını da tekrarlamasına rağmen Ergenekon cephesi karşıt duruşlarına devam ettiriyorlar.

Yakın tarihimizde AK Parti hükümetine ve Başbakan Tayyip Erdoğan'a karşı Türkiye'de oynanan iğrenç ayak oyunlarının aynısı şimdi Mısır'da Mursi'ye karşı oynandığını görüyoruz. Farklı zaman ve devletlerde olsa bile burada seyrettiğimiz eski filmlerin aynısını Mısır'da da gösterime sokulduğuna şahit oluyoruz.

Türkiye'deki derin devlet, Ergenekon, yargı ve ordudaki statükocuların arkasında olan uluslararası oyun kurucuların Mısır'da da aynı tiyatroyu sergilediklerini, orda da boş durmayıp fitne kazanını kaynattıkları görülüyor.

Böylece, ''İnananlar bir millet, inanmayanlar da bir millet'' olduğu hakikati bir daha ispatlanmış olduğuna şahit oluyoruz. Hakikatlerin ispata ihtiyacı olmasa da…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Arif Altunbaş
04-12-12
E mail: haber7.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MURSİ'NİN ERGENEKON'LA MÜCADELESİ
Online Kişi: 13
Bu Gün: 238 || Bu Ay: 2.431 || Toplam Ziyaretçi: 2.230.723 || Toplam Tıklanma: 52.258.959